0

zamanın hızı c diyorsunuz

günay karaoğlu 5 yıl önce 0
0

zaman akmaya devam eder mi

günay karaoğlu 5 yıl önce 0
-1

Morgan, önemli bir noktaya parmak basıyor. Eğer fotonun enerjisi değişmeden, zaman genleşmesine tabii olursa, tabi ki kızıla kayma olur. Bu yüzden büyük kütleli nesnelerin yanından geçen ışıkta kızıla kayma gözüküyor. Oysa ışığın hızı her durumda sabit. "- Einstein, ışık hızına yaklaştıkça zamanın yavaşlayacağını söylemektesin. Zaman yavaşlayan birşey ise hareket ediyor olmalı ve o halde zamanın bir hızı olmalı. Zamanın hızı nedir Einstein? - Öldüğüm için cevap veremeyeceğim. Geldiğinizde konuşuruz... ... Bingo! Einstein'a kimse bu soruyu sormadı. Daha da tuhafı öldükten sonra da kimse bu soruyu dillendirmedi. " İfadesi de pek yakışık değil.. Şu anki fizik bilgilerimizi bu adamın getirdiği bakış açısıyla elde ettik. Üstelik vardığı sonuçlar, defalarca sınanmış ve varsayımları ile uyuşmuş. Yani varolan bir şeyi açıklamış. Belki açıklaması yanlış olabilir. Eksik olabilir ama önemli olan açıklamaya çalıştığı bir durumun olması. -Hayır! Öyle bir durum yoktur!" gibi ve altı boş ifadelerle farklı bir açıklama getirilemez. Olay var ve oluyor. Bu olayı nasıl açıkladığınız önemli... Hükümlerinizi bildiriyorsunuz ama tutarlı ve oturan gerekçeleri, bonus'a kaydırıyorsunuz... Eğer ışığın hızı, ışıktan dolayı değil de Zaman'dan dolayı ise.... Foton niçin bu hızda ve nasıl hareket ediyor? Ve bu hız bir limit olarak Zaman'ın hızı ise, bu limitin tutarlı gerekçesi ne? Yoksa Yaradan'ın iradesine sığınarak yaptığınız boş bir açıklama olur. O, hiç şeyi nedenleri olmadan yaratamaz.

Hiç Kimseyle Tartışmaz 5 yıl önce 0
0

Peki kırmızıya kayma durumunu ele alacağım. Ama sadece kütleçekimsel olduğu iddia edileni... Evet, ışığın, uzayda gökcisimlerinin yakınlarından geçerken dalgaboyu değişmektedir. Bu durum kütleçekimsel kırmızıya kayma olarak ifade edilmektedir. Kütleçekimsel olduğu bir iddiadır çünkü kütleçekim kuvveti diye bir kuvvetin olup olmadığı henüz bilinmemektedir. Bu kuvvete sebep olduğu düşünülen ve graviton olarak isimlendirilen parçacık henüz tespit edilememiştir. Işığın, uzayda gökcisimlerinin yakınlarından geçerken dalgaboyunun değişmesi, gökcisimlerinin, sadece, "uzayı/uzay dokusunu/uzay-zamanı",  "büktüğüne, bozduğuna" yorumlanabilir. Yani bu durum, ne ışığın hızının yavaşladığını ne de zamanın/zaman boyutunun yavaşladığını göstermemektedir. Hazır konusu açılmışken, kütlelerin birbirini çekmediğini, kütleçekim kuvvetine sebep olduğu sanılan ve graviton olarak isimlendirilen bir parçacığın olmadığını düşünüyorum. Bir örnek ile açıklayacağım. 1) Graviton isimli parçacık, bulunduğu sistemdeki - atom diyelim- kütlenin bilgisini bilmek zorunda. 2) Bu atom, başka bir sisteme dahil oldu, örneğin molekül.  Bu molekülün toplam kütlesinin bilgisi hangi atomun altındaki graviton parçacığına aktarılacak? Şimdi Dünya ve Ay'ı ele alalım. Dünya ile Ay arasında kütleçekim kuvveti olduğunu varsayalım. Dünyayı oluşturan tüm atomlar, kendi sistemlerindeki kütle bilgisini, birbirlerine aktarmak zorundalar. Ve en nihayetinde bir atomda veya sistemde bu bilgi toplanmak zorunda. Çünkü toplam kütleleri oranında bir çekim kuvveti uygulayacaklar. Öyle değil mi? Daha sonra Dünya içindeki toplam kütle bilgisini taşıyan lider graviton ile Ay içindeki lider graviton arasındaki bu bilgi değişecek ve Dünya, Ay'ı çekmeye başlayacak... ... Kütleler kesinlikle birbirini çekmiyor. Yani kütleçekim kuvveti diye bir kuvvet yok. Einstein'in dediği gibi, büyük gökcisimleri "uzay-zamanı büküyor" ve kütleçekim etkisi gibi algılanan duruma bu sebep oluyor.

gokhan deveci 5 yıl önce 0
0

peki yerçekimi neden var ?

günay karaoğlu 5 yıl önce 0