0

Evet... Şu ána kadar ileri sürdüğüm tezlere bir göz atalım. Yeni ve önemli ayrıntılar vereceğim ayrıca. 1a) Zaman hiçbir şekilde yavaşlamaz. 1b) Zaman bir boyuttur ama geçmişten geleceğe doğru hareket eden veyá geçmişten geleceğe doğru hareket edilmesini sağlayan bir boyut değil, uzayda veyá mekânda bir noktadan başka bir noktaya hareket edilmesini sağlayan bir boyuttur. [Evet, 1c maddesine dikkât ediniz. Daha önce açıkladıysamda ilk kez bu şekilde ifade edeceğim.] 1c) Zaman, bilginin taşındığı veyá bilginin taşınmasını sağlayan bir boyuttur. Uzayda veyá mekânda bir noktadan başka bir noktaya hareket eden bilgidir(!). 1d) Boyutsuz veyá "saf(!)" enerjinin "Big Bang" ile "o noktadan" üç adet mekán boyutuna genişlemeye başlamasıyla üç boyutlu mekân veyá uzay oluşmuştur. 1e) Bu enerjinin planck uzunluğunda büyüklükler veyá birimler ya da bir boyutlu sicimler hâlinde titreşmeye başlamasıyla zaman oluşmuştur. Yáni zaman, birbirine bağlı ve planck uzunluğunda titreşen sicimlerin oluşturduğu üç boyutlu bütünleşik bir yapıdır. [Evet, 1f maddesine dikkât ediniz. İlk kez bu şekilde ifade edeceğim.] 1f) Sicimlerin titreşim hızları, uzayda bilginin taşınma hızıdır(!). 1g) İçinde bulunduğumuz zaman boyutunda ışık hızı olarak bilinen hız, bilginin taşınma hızıdır. A ve B noktalarını tekrar ele alalım. Bu iki nokta arasındaki mesafe planck uzunluğu olsun. Işık A ve B noktaları arasındaki mesafeyi bir planck zamánında kateder. A ve B noktası arasında bir sicim vardır ve ışığın A noktasından B noktasına hareket ederken, hareketinin hızını belirleyen sicimin titreşim hızıdır. Ve A noktasından B noktasına hareket eden ışık değil ışığa ait bilgidir(!). 1h) Bilinen anlamıyla ışık, parçacıklar, atom ve madde yoktur. Bunlara áit bilgiler vardır. Bunu kanıtladım. Kısaca: Evrendeki en kısa uzunluk planck uzunluğudur ve en kısa zaman dilimide planck zamánıdır. Evrende hareket hâlinde olan her varlık bir planck zamánında bir planck uzunluğu katetmek zorundadırlar. Bu da tüm varlıkların aslında aynı hız ile hareket ettikleri anlamına gelmektedir. Ama tüm varlıklar aynı hız ile hareket etmemektedirler. Çünkü hareket eden varlıklar değil, onlara áit bilgilerdir(!). Yáni bir planck zamánından diğer bir planck zamánına bilgiler "ışık" hızı ile aktarılıyor ve bu sáyede madde yáni görünen evren oluşuyor. 2) Kütleçekim kuvveti yoktur. "Bükülme" vardır. Daha önce "bükülmeye" sebep olanın sicimlerin biraraya gelmesidir demiştim. Tezin akışı ve o bölümde anlaşılabilmesi itibariyle o şekilde ifade etmiştim. Doğrusu şu: Sicimler biraraya gelmemektedir. Sicimler üzerinden bilgi akışı gerçekleşmektedir. Ve uzay, sicimlerin taşıdığı bilgiler sebebi ile bükülmektedir. 3) "Karanlık bir enerji" yoktur. "Big Bang" ile "o noktadan" üç adet mekân boyutuna genişlemeye başlayan ve bu sáyede uzayı oluşturan o "saf(!)" enerji hâlâ o noktadan genişlemeye devám etmektedir. Yáni evrenin genişlemesine neden olan evreni oluşturan o "saf" enerjinin kendisidir. Evrenin nasıl genişlediğini bir analoji yardımı ile anlatmaya çalışacağım ve bu yeni bir açıklama olacak. 10 km uzunluğunda bir demiryolu düşünelim. Bir tren ancak demiryolunda ilerleyebilir veyá hareket edebilir değil mi? Bir sebepten demiryolu hattının olduğu toprak üzerinde bir toprak kayması oldu ve demiryolu hattı ikiye ayrıldı. Demiryolu hattının birleştirilmesi yáni trenin hareketini sürdürebilmesi için 2 km demiryolu daha döşendi. Toplam demiryolu hat uzunluğu 12 km'ye çıktı. Ve tren eskiden 10 km boyunca hareket edebiliyordu, hâliyle artık 12 km boyunca hareket edebiliyor. Evet... Toprak kaymasına sebep olan "Big Bang" ile "o noktadan" üç adet mekân boyutuna genişlemeye başlayan saf enerjinin hâlâ o noktadan genişlemeye devam etmesidir. [Anlaşılması için şöyle ifade edeceğim: "14 milyar" yıl önce "patlama" oldu, evren oluştu evet ama "patlayan" yerden enerji girmeye hâlâ devam ediyor.] Toprak kayması ile demiryolu hattı birbirinden ayrıldı. Yáni sicimlerden oluşan bütünleşik yapı birbirinden ayrılıyor ama yeni gelen enerjide aynı şekilde bir boyutlu sicimler hâlinde titreşmeye başlıyor ve bu şekilde madde(madde bilgisi) hareketine devam ediyor ve uzay ile beraber zamanda bu şekilde genişlemiş oluyor. 4) Higgs Bozonu yoktur(Parçacıklara kütle kazandırdığı sanılan bozon). Evet... Sıradaki tezimin takyonlar, karanlık madde ve boyutlar ile ilgili olacağını söylemiştim. Şöyle bir giriş yapacağım. Demiştim ki: Sicimlerin titreşim hızı, uzayda bilginin taşınma hızıdır. Ve sicimler tam olarak 7 birbirinden farklı frekansta titreşmektedirler. Her bir frekanstaki titreşimleri bir zaman boyutuna karşılık gelmektedir. Yáni içinde bulunduğumuz zaman boyutundan hariç tam olarak 6 adet zaman boyutu daha vardır. Ayrıntıları yazacağım...

gokhan deveci 5 yıl önce 0
0

Evet... Şu ána kadar ileri sürdüğüm tezlere bir göz atalım. Yeni ve önemli ayrıntılar vereceğim ayrıca. 1a) Zaman hiçbir şekilde yavaşlamaz. 1b) Zaman bir boyuttur ama geçmişten geleceğe doğru hareket eden veyá geçmişten geleceğe doğru hareket edilmesini sağlayan bir boyut değil, uzayda veyá mekânda bir noktadan başka bir noktaya hareket edilmesini sağlayan bir boyuttur. [Evet, 1c maddesine dikkât ediniz. Daha önce açıkladıysamda ilk kez bu şekilde ifade edeceğim.] 1c) Zaman, bilginin taşındığı veyá bilginin taşınmasını sağlayan bir boyuttur. Uzayda veyá mekânda bir noktadan başka bir noktaya hareket eden bilgidir(!). 1d) Boyutsuz veyá "saf(!)" enerjinin "Big Bang" ile "o noktadan" üç adet mekán boyutuna genişlemeye başlamasıyla üç boyutlu mekân veyá uzay oluşmuştur. 1e) Bu enerjinin planck uzunluğunda büyüklükler veyá birimler ya da bir boyutlu sicimler hâlinde titreşmeye başlamasıyla zaman oluşmuştur. Yáni zaman, birbirine bağlı ve planck uzunluğunda titreşen sicimlerin oluşturduğu üç boyutlu bütünleşik bir yapıdır. [Evet, 1f maddesine dikkât ediniz. İlk kez bu şekilde ifade edeceğim.] 1f) Sicimlerin titreşim hızları, uzayda bilginin taşınma hızıdır(!). 1g) İçinde bulunduğumuz zaman boyutunda ışık hızı olarak bilinen hız, bilginin taşınma hızıdır. A ve B noktalarını tekrar ele alalım. Bu iki nokta arasındaki mesafe planck uzunluğu olsun. Işık A ve B noktaları arasındaki mesafeyi bir planck zamánında kateder. A ve B noktası arasında bir sicim vardır ve ışığın A noktasından B noktasına hareket ederken, hareketinin hızını belirleyen sicimin titreşim hızıdır. Ve A noktasından B noktasına hareket eden ışık değil ışığa ait bilgidir(!). 1h) Bilinen anlamıyla ışık, parçacıklar, atom ve madde yoktur. Bunlara áit bilgiler vardır. Bunu kanıtladım. Kısaca: Evrendeki en kısa uzunluk planck uzunluğudur ve en kısa zaman dilimide planck zamánıdır. Evrende hareket hâlinde olan her varlık bir planck zamánında bir planck uzunluğu katetmek zorundadırlar. Bu da tüm varlıkların aslında aynı hız ile hareket ettikleri anlamına gelmektedir. Ama tüm varlıklar aynı hız ile hareket etmemektedirler. Çünkü hareket eden varlıklar değil, onlara áit bilgilerdir(!). Yáni bir planck zamánından diğer bir planck zamánına bilgiler "ışık" hızı ile aktarılıyor ve bu sáyede madde yáni görünen evren oluşuyor. 2) Kütleçekim kuvveti yoktur. "Bükülme" vardır. Daha önce "bükülmeye" sebep olanın sicimlerin biraraya gelmesidir demiştim. Tezin akışı ve o bölümde anlaşılabilmesi itibariyle o şekilde ifade etmiştim. Doğrusu şu: Sicimler biraraya gelmemektedir. Sicimler üzerinden bilgi akışı gerçekleşmektedir. Ve uzay, sicimlerin taşıdığı bilgiler sebebi ile bükülmektedir. 3) "Karanlık bir enerji" yoktur. "Big Bang" ile "o noktadan" üç adet mekân boyutuna genişlemeye başlayan ve bu sáyede uzayı oluşturan o "saf(!)" enerji hâlâ o noktadan genişlemeye devám etmektedir. Yáni evrenin genişlemesine neden olan evreni oluşturan o "saf" enerjinin kendisidir. Evrenin nasıl genişlediğini bir analoji yardımı ile anlatmaya çalışacağım ve bu yeni bir açıklama olacak. 10 km uzunluğunda bir demiryolu düşünelim. Bir tren ancak demiryolunda ilerleyebilir veyá hareket edebilir değil mi? Bir sebepten demiryolu hattının olduğu toprak üzerinde bir toprak kayması oldu ve demiryolu hattı ikiye ayrıldı. Demiryolu hattının birleştirilmesi yáni trenin hareketini sürdürebilmesi için 2 km demiryolu daha döşendi. Toplam demiryolu hat uzunluğu 12 km'ye çıktı. Ve tren eskiden 10 km boyunca hareket edebiliyordu, hâliyle artık 12 km boyunca hareket edebiliyor. Evet... Toprak kaymasına sebep olan "Big Bang" ile "o noktadan" üç adet mekân boyutuna genişlemeye başlayan saf enerjinin hâlâ o noktadan genişlemeye devam etmesidir. [Anlaşılması için şöyle ifade edeceğim: "14 milyar" yıl önce "patlama" oldu, evren oluştu evet ama "patlayan" yerden enerji girmeye hâlâ devam ediyor.] Toprak kayması ile demiryolu hattı birbirinden ayrıldı. Yáni sicimlerden oluşan bütünleşik yapı birbirinden ayrılıyor ama yeni gelen enerjide aynı şekilde bir boyutlu sicimler hâlinde titreşmeye başlıyor ve bu şekilde madde(madde bilgisi) hareketine devam ediyor ve uzay ile beraber zamanda bu şekilde genişlemiş oluyor. 4) Higgs Bozonu yoktur(Parçacıklara kütle kazandırdığı sanılan bozon). Evet... Sıradaki tezimin takyonlar, karanlık madde ve boyutlar ile ilgili olacağını söylemiştim. Şöyle bir giriş yapacağım. Demiştim ki: Sicimlerin titreşim hızı, uzayda bilginin taşınma hızıdır. Ve sicimler tam olarak 7 birbirinden farklı frekansta titreşmektedirler. Her bir frekanstaki titreşimleri bir zaman boyutuna karşılık gelmektedir. Yáni içinde bulunduğumuz zaman boyutundan hariç tam olarak 6 adet zaman boyutu daha vardır. Ayrıntıları yazacağım...

gokhan deveci 5 yıl önce 0
0

Evet... Şu ána kadar ileri sürdüğüm tezlere bir göz atalım. Yeni ve önemli ayrıntılar vereceğim ayrıca. 1a) Zaman hiçbir şekilde yavaşlamaz. 1b) Zaman bir boyuttur ama geçmişten geleceğe doğru hareket eden veyá geçmişten geleceğe doğru hareket edilmesini sağlayan bir boyut değil, uzayda veyá mekânda bir noktadan başka bir noktaya hareket edilmesini sağlayan bir boyuttur. [Evet, 1c maddesine dikkât ediniz. Daha önce açıkladıysamda ilk kez bu şekilde ifade edeceğim.] 1c) Zaman, bilginin taşındığı veyá bilginin taşınmasını sağlayan bir boyuttur. Uzayda veyá mekânda bir noktadan başka bir noktaya hareket eden bilgidir(!). 1d) Boyutsuz veyá "saf(!)" enerjinin "Big Bang" ile "o noktadan" üç adet mekán boyutuna genişlemeye başlamasıyla üç boyutlu mekân veyá uzay oluşmuştur. 1e) Bu enerjinin planck uzunluğunda büyüklükler veyá birimler ya da bir boyutlu sicimler hâlinde titreşmeye başlamasıyla zaman oluşmuştur. Yáni zaman, birbirine bağlı ve planck uzunluğunda titreşen sicimlerin oluşturduğu üç boyutlu bütünleşik bir yapıdır. [Evet, 1f maddesine dikkât ediniz. İlk kez bu şekilde ifade edeceğim.] 1f) Sicimlerin titreşim hızları, uzayda bilginin taşınma hızıdır(!). 1g) İçinde bulunduğumuz zaman boyutunda ışık hızı olarak bilinen hız, bilginin taşınma hızıdır. A ve B noktalarını tekrar ele alalım. Bu iki nokta arasındaki mesafe planck uzunluğu olsun. Işık A ve B noktaları arasındaki mesafeyi bir planck zamánında kateder. A ve B noktası arasında bir sicim vardır ve ışığın A noktasından B noktasına hareket ederken, hareketinin hızını belirleyen sicimin titreşim hızıdır. Ve A noktasından B noktasına hareket eden ışık değil ışığa ait bilgidir(!). 1h) Bilinen anlamıyla ışık, parçacıklar, atom ve madde yoktur. Bunlara áit bilgiler vardır. Bunu kanıtladım. Kısaca: Evrendeki en kısa uzunluk planck uzunluğudur ve en kısa zaman dilimide planck zamánıdır. Evrende hareket hâlinde olan her varlık bir planck zamánında bir planck uzunluğu katetmek zorundadırlar. Bu da tüm varlıkların aslında aynı hız ile hareket ettikleri anlamına gelmektedir. Ama tüm varlıklar aynı hız ile hareket etmemektedirler. Çünkü hareket eden varlıklar değil, onlara áit bilgilerdir(!). Yáni bir planck zamánından diğer bir planck zamánına bilgiler "ışık" hızı ile aktarılıyor ve bu sáyede madde yáni görünen evren oluşuyor. 2) Kütleçekim kuvveti yoktur. "Bükülme" vardır. Daha önce "bükülmeye" sebep olanın sicimlerin biraraya gelmesidir demiştim. Tezin akışı ve o bölümde anlaşılabilmesi itibariyle o şekilde ifade etmiştim. Doğrusu şu: Sicimler biraraya gelmemektedir. Sicimler üzerinden bilgi akışı gerçekleşmektedir. Ve uzay, sicimlerin taşıdığı bilgiler sebebi ile bükülmektedir. 3) "Karanlık bir enerji" yoktur. "Big Bang" ile "o noktadan" üç adet mekân boyutuna genişlemeye başlayan ve bu sáyede uzayı oluşturan o "saf(!)" enerji hâlâ o noktadan genişlemeye devám etmektedir. Yáni evrenin genişlemesine neden olan evreni oluşturan o "saf" enerjinin kendisidir. Evrenin nasıl genişlediğini bir analoji yardımı ile anlatmaya çalışacağım ve bu yeni bir açıklama olacak. 10 km uzunluğunda bir demiryolu düşünelim. Bir tren ancak demiryolunda ilerleyebilir veyá hareket edebilir değil mi? Bir sebepten demiryolu hattının olduğu toprak üzerinde bir toprak kayması oldu ve demiryolu hattı ikiye ayrıldı. Demiryolu hattının birleştirilmesi yáni trenin hareketini sürdürebilmesi için 2 km demiryolu daha döşendi. Toplam demiryolu hat uzunluğu 12 km'ye çıktı. Ve tren eskiden 10 km boyunca hareket edebiliyordu, hâliyle artık 12 km boyunca hareket edebiliyor. Evet... Toprak kaymasına sebep olan "Big Bang" ile "o noktadan" üç adet mekân boyutuna genişlemeye başlayan saf enerjinin hâlâ o noktadan genişlemeye devam etmesidir. [Anlaşılması için şöyle ifade edeceğim: "14 milyar" yıl önce "patlama" oldu, evren oluştu evet ama "patlayan" yerden enerji girmeye hâlâ devam ediyor.] Toprak kayması ile demiryolu hattı birbirinden ayrıldı. Yáni sicimlerden oluşan bütünleşik yapı birbirinden ayrılıyor ama yeni gelen enerjide aynı şekilde bir boyutlu sicimler hâlinde titreşmeye başlıyor ve bu şekilde madde(madde bilgisi) hareketine devam ediyor ve uzay ile beraber zamanda bu şekilde genişlemiş oluyor. 4) Higgs Bozonu yoktur(Parçacıklara kütle kazandırdığı sanılan bozon). Evet... Sıradaki tezimin takyonlar, karanlık madde ve boyutlar ile ilgili olacağını söylemiştim. Şöyle bir giriş yapacağım. Demiştim ki: Sicimlerin titreşim hızı, uzayda bilginin taşınma hızıdır. Ve sicimler tam olarak 7 birbirinden farklı frekansta titreşmektedirler. Her bir frekanstaki titreşimleri bir zaman boyutuna karşılık gelmektedir. Yáni içinde bulunduğumuz zaman boyutundan hariç tam olarak 6 adet zaman boyutu daha vardır. Ayrıntıları yazacağım...

gokhan deveci 5 yıl önce 0
0

morgan, sonunda doğru bir soru sormayı veya tez getirmeyi başardın genç. Fakat lanse edişinden dahi belli ilgili tezlerden hiçbirşey anlamadığın. Ezber! Ve tez itibariyle de müon değil, Dünya daralıyor(İddia edilen bu). Anlamadığın birşeyi ilerisürmek gerekçe olarak! Gerçi daha önce de belirttiğim gibi ilgili literatürü olduğu gibi aldığında saçmalamak kaçınılmaz oluyor... Neyse tşk ediyorum ilgili konuyu akışa dahil ettiğin için. Bu konuya açıklık getirmem iyi olacak çünkü. Lorentz daralmasıyla başlayalım. Tezin çıkış noktası: Işık hızının farklı hızlarda hareket eden gözlemciler tarafından farklı değil yine sabit hız ile ölçülmesi. Bu şuraya evriliyor kabaca: Hız sabitse diğer parametreler değişiyor olmalı ki o da bir; uzunluk diyelim anlaşılması için, iki; zaman. Sonuç: Uzaktaki gözlemci perspektifinden hızı artan cismin boyu hareketi doğrultusunda kısalır. Ve not: Bunların hepsi VARSAYIM. Müon ile ilgisi nedir? Test o ki müon durağan hâlde ortalama 2.2 mikrosaniye sonra bozunuyor. Yani ortalama ömrü 2.2 mikrosaniye diyebiliriz. Ortalama olduğunun da altını çizelim. 10 mikrosaniyeden daha geç bozundukları da test edilmiştir. Fakat malûm atmosferde oluşan müonlar deniz seviyesinde tespit edilebiliyorlar. Bu ise şu anlama geliyor. Müonlar ortalama ömrü itibariyle(ışık hızına yakın hızlara çıkabildiğinden) ~700 metre katedebilirler. O hâlde nasıl oluyorda bozunmadan önce 30 km'ye kadar bir mesafe katedebiliyorlar? Şimdi bunu Lorentz daralması(1) ile açıklıyorlar. Ne diyordu sözkonusu teori: Hızı artan cismin boyu kısalır. Bamteline geldik dikkât... Müonun sözkonusu durumuna nasıl uyarlanıyor/uyduruluyor(!) bu teori?

gokhan deveci 3 yıl önce 0
0

Müon ışık hızında(%99.995C) atmosferden Dünya'ya girerken, evet(?), müonun perspektifinden bakacak olursak, ee(?), aslında ışık hızıyla ona doğru hareket eden Dünya'dır, allah allah(!), ee(?), bu yüzden örneğin Dünya ve atmosferin en alt katmanı arasındaki mesafe olan 10 km, 500 metreye daralıyor(Formülden teyitliyor bunu)... -Yersen! Formül gelsin diye uydurmaya bakar mısın?! Müonun perspektifinden bakınca aslında Dünya ışık hızıyla hareket ediyormuş, hareket eden cismin çünkü gözlemciye göre boyu kısalıyor ya, müon; gözlemci-Dünya da ışık hızıyla hareket eden oluyor! Yani bu kadar uydurulur! Evet, anlaşılacağı üzere Lorentz daralmasıyla ki varsayımdır, durumu açıklamaya çalışmak bütünüyle uydurmasyondur! Bunu geçelim: Zaman genişlemesiyle(2) açıklanıyor. Nasıl? İşte müonun sözkonusu mesafeyi almasını sağlayan deniyor ki zaman genişlemesidir. 10 km için formüle koyduğumuzda, 2.2 mikrosaniye 35 mikrosaniyeye genişliyor. Ve bu sayede müon 600 metre değil 10 km mesafeyi alıyor... Yani müon sözkonusu hıza çıktığı ve bu sayede müon için 2.2 mikrosaniye daha yavaş aktığı için daha fazla mesafe katetmiş oluyor. Tamam, buradaki süreç en azından ilkindeki gibi uydurmasyon yürümüyor. Ve rasyonel. Fakat pekalâ şunu soralım: Müonun durağan hâldeki ömrü ne kadar? 2.2 mikrosaniye. Rölativistik hızlarda ne kadar, 200 mikrosaniyeye kadar çıkıyor, diğmi? Ömrünün uzamasının nedeni neden rölativistik hızlara çıkması olamaz?! Yani ışık hızına yakın hızlandığında daha geç bozunuyor olamaz mı, durağan vaziyette bozunma süresine kıyasla? Bunun olmadığı ne belli?! Bir de şunun altını çizeyim: Bu tezlerden sadece birisiyle sözkonusu durum açıklanabilir. Her ikisiyle olmaz yani o iş. Orda da kafalar pırıl pırıl... Yani eğer Lorentz ile açıklıyorsan o vakit, zaman genişlemesine gerek yok. Zaman genişlemesi varsa, hareket eden cismin ki dediğim gibi bunu da tersinden uyduruyor, kısalmasına gerek yok! Ne deniyor pekalâ? İşte müonların sözkonusu durumu bu tezlerin her ikisini birden(Özel görelilik kapsamında) doğruluyormuş! Onu da nasıl beceriyor! Müon açısından bakıldığında daralma, Dünya açısından bakıldığında genişlemeymiş!

gokhan deveci 3 yıl önce 0
0

Formül gelsin diye uydurmaya bakar mısın?! Müonun perspektifinden bakınca aslında Dünya ışık hızıyla hareket ediyormuş, hareket eden cismin çünkü gözlemciye göre boyu kısalıyor ya, müon; gözlemci-Dünya da ışık hızıyla hareket eden oluyor! Yani bu kadar uydurulur! Evet, anlaşılacağı üzere Lorentz daralmasıyla ki varsayımdır, durumu açıklamaya çalışmak bütünüyle uydurmasyondur! Bunu geçelim: Zaman genişlemesiyle(2) açıklanıyor. Nasıl? İşte müonun sözkonusu mesafeyi almasını sağlayan deniyor ki zaman genişlemesidir. 10 km için formüle koyduğumuzda, 2.2 mikrosaniye 35 mikrosaniyeye genişliyor. Ve bu sayede müon 600 metre değil 10 km mesafeyi alıyor... Yani müon sözkonusu hıza çıktığı ve bu sayede müon için 2.2 mikrosaniye daha yavaş aktığı için daha fazla mesafe katetmiş oluyor. Tamam, buradaki süreç en azından ilkindeki gibi uydurmasyon yürümüyor. Ve rasyonel. Fakat pekalâ şunu soralım: Müonun durağan hâldeki ömrü ne kadar? 2.2 mikrosaniye. Rölativistik hızlarda ne kadar, 200 mikrosaniyeye kadar çıkıyor, diğmi? Ömrünün uzamasının nedeni neden rölativistik hızlara çıkması olamaz?! Yani ışık hızına yakın hızlandığında daha geç bozunuyor olamaz mı, durağan vaziyette bozunma süresine kıyasla? Bunun olmadığı ne belli?! Bir de şunun altını çizeyim: Bu tezlerden sadece birisiyle sözkonusu durum açıklanabilir. Her ikisiyle olmaz yani o iş. Orda da kafalar pırıl pırıl... Yani eğer Lorentz ile açıklıyorsan o vakit, zaman genişlemesine gerek yok. Zaman genişlemesi varsa, hareket eden cismin ki dediğim gibi bunu da tersinden uyduruyor, kısalmasına gerek yok! Ne deniyor pekalâ? İşte müonların sözkonusu durumu bu tezlerin her ikisini birden(Özel görelilik kapsamında) doğruluyormuş! Onu da nasıl beceriyor! Müon açısından bakıldığında daralma, Dünya açısından bakıldığında genişlemeymiş!

gokhan deveci 3 yıl önce 0