Zihinsel Yolculuk: Altered States ve Bilincin Keşfi
Zihinsel Yolculuk: Altered States ve Bilincin Keşfi

Türkçe diliyle “Gerçeğin Ötesinde” filmi 1980 yılında Ken Russel yönetmenliğiyle vizyona çıkmıştır. Araştırmacı bilim insanı Dr. Eddie Jessup bilincin farklı düzeylerinin olduğuna inanır ve bu doğrultuda tuhaf ilaçlar hazırlar. Jessup’un bu araştırmasındaki asıl amacı beynin normal işleyişinin dışında farklı işleyişlere sahip olması ve bunu açığa çıkarmaktır. Ürettiği ilaçları kendi üzerinde denemeye başlar, her denemesi onu farklı bir etki altında bırakır. Bu etkiler hem fiziki hem de karakterine doğrudan yansımıştır. Jessup, bu etkilerin onu tersine doğru bir etkiye sürüklediğini fark eder.

Jessup bu çalışmayı nasıl başlattıysa o şekilde devam ettireceğini biliyordu. Ancak eşi, laboratuvardaki arkadaşları ve ailesi buna karşı çıkıyordu. Jessup bilim dalında oldukça başarılı ve bilgili bir karakterdi. Ayrıca Harvard Tıp Fakültesinde profesördü. Karşısına çıkan bütün engellere rağmen eniz dalgalarının arasında yer alan büyük bir taş gibi yılmıyordu. Jessup’un karakterini değerli kılan durumlar onun bilinçle ilgili çalışmalar yapması, hayatta var olmayı gerçekçi anlamlandırmak istemesi ve deli bir keşif tutkunu olmasıdır. (Anonim,2015)

Bu yazıda filmi bilimsel, bilinç ve varoluş, gerçeklik ve sanrı ve etik sorular alanında anlatacağım.

Bilimsel Temalar

Film bilimsel araştırmaların insan zihnini ve varlığını keşfetme çabasını anlatır. Jessup izinsiz ve yasaklı deney yöntemleriyle insan varlığının başka bilinç düzeyine de sahip olduğunu ispatlamaya çalışır. Nöroloji, genetik, bilinç hali gibi bilimsel disiplinlerdeki konuları yer edinen film, izleyicide gerçek bilinci ve var olmayı büyük derecede sorgulatır. Bilim açısından muazzam bir farklılık katan bu film özellikle bilimle uğraşanları derin etkiye maruz bırakmıştır. Film bilimsel çalışma yapmanın sadece araştırmak ve deney yapmak değil, mücadele etmek olduğunu da gösteriyor diyebiliriz. “Bilimsel Temalar” başlığı 4 alt başlığa ayrılır.

1) Genetik ve Evrim:

Filmde Jessup genetik düzenlemelere dair birçok çalışması içerir. Jessup insanın evrimsel sürecini merak ettiği için bu durumu çözmeye gayret gösterir. Bu bağlamda genetik müdahalelerin insan bilinci içerisindeki değişimini yoğun şekilde gözlemler ve sorgular. Genetik ve evrimsel biyoloji filmde yer alan en önemli konulardan biridir.

2) Nöroloji ve Bilinç Hali:

 Jessup’un deneyleri yoğun bir şekilde nöroloji alanına da odaklanır. Çünkü filmde sinir sistemi ve beyin fonksiyonları üzerinden insan bilincinin nasıl şekillendiği ve nasıl bir değişim içerisinde yer aldığı araştırılır. Nöroloji ve psikoloji ile ilgilenen izleyiciler bu filmde ne kadar önemli bir tema olduklarını da fark eder.

3) İnsan Duyularının Sınırları: 

Jessup deneylerinde sürekli olarak insan duyularının sınırını aşar. Filmde izleyiciler, algısal deneyimler ve duyuların dönüşümü konusunda derin bir yolculuğa çıkar. İnsan duyularının sınırlarını aşma arzusu filmin temelindeki en önemli konulardan biridir. Ayrı olarak filmde Jessup’un insan duyularının sınırları aşmasının günlük hayatımızda çok önemli bir ders kazandırdığı da gözlemlenir. Çıkarılan ders Chasing Mavericks’in şu sözüyle özetlenir:

“ Sınırlarını zorlayan insanlar, bazen o sınırların da kendilerini zorladıklarını keşfederler.”

4) Quantum Fizik ve Paralel Evrenler:

Film bazı sahnelerinde quantum fizik kavramlarına atıfta da bulunur. Jessup deneyleriyle zaman ve mekan fark etmeksizin geleneksel sınırı aşma amacını edinir. Doğal olarak bu amacı da quantum fizik teorileriyle de oldukça uyumludur. Paralel evrenlerin varlığı ve  aralarındaki etkileşim film temelinde önemli bir tema oluşturur.

Bilinç ve Varoluş

Film bilinç ve varoluş kavramlarının derinlerine doğru keşfe çıkarır. Jessup bütün çalışmalarında sınırları zorlayan ve aşan olmuştur. Farklı bir varoluş geçişini araştırır. Filmdeki bu tema bilim adamlarının genellikle ele aldığı bir konudur. Filmde insan bilincinin ne kadar karmaşık olduğu ve ne kadar sınırı zorlayabileceği anlatılır. Kuvvetli derecede hallüsilasyon gösterici uyuşturucu kullanarak, duyuları azaltarak başka bir bilinç keşfetmeye çalışan Jessup, izleyiciye “bilim için kendini feda etme” duygusunu da göstermiştir.

“Bilinç ve Varoluş” teması 5 alt başlıkta incelenir.

1) Bilinç ve Farkındalık:

Filmde insan bilinci ve farkındalığını anlamaya yönelik bir yolculuğa odaklanılır. Jessup’un deneyleri, insan bilincini sadece fiziksel bir kavram olarak değil, daha derin ve gizem dolu bir varlık olarak ele alır. Bilincin ve farkındalığın ne olduğu, nasıl keşfedildiği, şekillendiği ve değiştirilebileceği konuları filmde önemli bir temaya sahiplenir. Jessup bilinç ve farkındalık kavramlarını “aşmak” için uzun süre anlama sürecini yaşar.

2) Varoluşsal Kriz ve Arayış:

Jessup, karakter bakımından varoluşsal kriz içerisinde olan bir karaktere sahiptir. Bu kriz, insan doğasını ve en çok da kendi varlığını sorgulamasına sebep olur. Varoluşsal bir arayış içerisinde olan karakter, kendine özgü birçok anlam arayışı içerisinde boğulur ve bu durum izleyicide insanın varoluşsal sorunlarını tanımasına ve fark etmesine sebebiyet verir.

3) İnsanın Sınırları ve Aşma Arzusu:

Hayal gücü kuvvetli ve merak etmeyi seven her insan aynı zamanda sınırları aşmayı da sever. Çünkü insan kurduğu hayalde gerçekleştirme isteğine de kapılır. Gerçekleştirme isteğine kapılan insan bunun için bir çaba içerisinde yer alır ve tam bu noktada hayalini gerçekleştirmeye başlar. Filmde Jessup insan sınırlarını zorlamak ve aşma arzusunu keşfetmek için çalışır. Jessup’un deneyleri, insanın fiziksel ve zihinsel sınırlarını aşmayı temsil eder. İnsanın kendisini aşma arzusu aynı zamanda film içerisinde varoluşsal bir tema olarak belirlenir.

4) Zaman ve Mekanın Ötesinde Varoluş:

Jessup her zaman deneylerinde zaman ve mekanın ötesine çıkmayı, yani aşmayı hedef edinir. Bu deneyler, varoluşun sadece fiziksel dünyada sınırlı olmadığını da açık bir şekilde gösterir. Filmde kazanılmış bu derin tema aslında zamanın ötesinde insanın kendisini aşma kabiliyetine, varoluş ve paralel evren kavramlarına dair düşünceleri yakından tanımayı da anlatır.

5) Kültürel ve Dini Yansımalar:

Filmde varoluşsal konular ele alınırken bu sırada kültürel ve dini yansımalar da gözlemlenir. İnsanın varoluşunu sorgulaması esnasında kültürel ve dini konular devreye girer. Kültürel ve dini konuların bu sorgulamada bir engel olduğu değil, sadece sorgulamaya dahil olabilecek etkenler olduğundan bahsedilir. Jessup’un deneyleri, bu bağlam içerisinde izleyiciye kültürel ve dini yansımaların sorgulama içerisinde çok güzel bir anlama kabiliyetine sürükler.

Gerçeklik ve Sanrı

Film gerçeklik ve sanrı sınırlarının oldukça aşıldığını gösterir. Jessup deneyleriyle her zaman gerçekliği aşar ve kişiyi kendi zihninin derinliklerine çeker. Bu şekilde izleyici kendisinde gerçekliği sorgular. Bilim-kurgu öğelerini anlatan bu film, bir yandan kesintisizce bilim-felsefe arasındaki ilişkiyi de inceler. Filmde Jessup’un gerçeklik algısını aşması izleyiciye insan bilincine dair derin bir düşünmeye teşvik eder. Bilim-felsefe ilişkisini anlatan film, izleyiciye etkili bir şekilde bilime merak uyandırır. “Gerçeklik ve Sanrı” başlığı 5 alt başlığa ayrılır.

1) Gerçeklik Algısı ve Değişen Prensipler:

Filmde gerçeklik algısının ele alınış şekli sorgulanır. Jessup deneylerinde insanın gerçeklik algısını değiştirir ve izleyicide olayları incelerken görüş mesafesinin arttırılması gerektiğini de anlatır. Filmdeki bir diğer önemli merkezi tema gerçekliğin farklı bir perspektif içerisinde görmeyi; kişisel deneyimlerde nasıl bir değişime uğrayabileceği ve algılamalar arasında nasıl bir evrime uğrayabileceğine tanık olmayı göstermektir.

2) Sanrı ve Gerçek Arasındaki İnce Çizgi:

Jessup gerçekleştirdiği deneyimlerinde her zaman sanrı ve gerçek arasındaki sınırı bulanık hale getirir. Film izleyiciye gerçek ve hayal arasında gelgitler yaşatır. Jessup deneylerinde izleyiciye gerçeklik ve sanrı arasındaki ince çizgiyi tanımaya davet eder. Bu şekilde sorgulama gücü izleyicide daha da arttırılmış hale dönüşür. Sanrı ve gerçeklik arasındaki bu ince çizgi oldukça hassastır ve kuvvetli bir sorgulama gücü gerektirir.

3) Zamanın Manipülasyonu ve Paralel Gerçeklikler:

Filmde zaman ve mekan kavramının altüst edilmesi açık ve net şekilde fark edilir. Jessup deneylerinde zamanın büyük bir manipülasyon olduğuna ve paralel gerçeklikleri derin bir düşünme sürecine tanık edilmesine dair derin bir yol gösterir. Bu durum izleyicide geleneksel gerçeklik algısını gürültülü bir düşünce kaosu içerisinde sarsar. Bilim-kurgu öğelerinde harmanlanan bu temalar filmde eşsiz bir anlatımda yer alır.

4) Kişisel ve Toplumsal Gerçekliklerin Çatışması:

Jessup’un deneyleri kişisel ve toplumsal normları iki güçlü düşman haline getirir. Günlük hayatta bilim insanının deneyleri toplumun kabul ettikleri dışında tamamen kişisel bir gerçeklik yaratma içerisinde yer alır. Bu durum kişide gerçekliği sorgulamada coşkulu bir yolculuğa çıkmasına sebep olur. Günlük hayatta da kişisel bir gerçeklik ile toplumsal bir gerçekliğin hiçbir zaman uyuşmadığı fark edilir. Kişisel bir gerçeklik ne kadar kuvvetli olursa bilim kavramı asıl o zaman büyük üne sımsıkı sarılır.

5) Duyusal Deneyimlerin Sınırları:

Filmde duyusal deneyimlerin sınırları aşılması da önemli bir tema olarak yer edinir. Jessup deneylerinde duyusal sınırı aşar ve izleyiciyi duyular ötesinde başka bir dünyaya davet eder. Bu durum gerçeklik ve duyular arasındaki karmaşık ilişkiyi vurgular. Jessup deneylerinde duyusal sınırı aşarak ve duyular ötesinde bir dünya olduğuna inanarak kendi kişisel gerçekliğini derinden sorgular ve iyi ispatlamak için bunun üzerine derim anlam arayışında yer alır. Jessup gerçeklik ve duyular arasındaki ilişkiyi incelerken izleyicide tutkulu bir anlam arayışına davet eder.

Etik Sorular

Film bir bilimsel çalışma yaparken ilerlemenin getirdiği olumsuz durumları da ele alır. Jessup, deneylerinde ilerlerken adeta insanlık üzerindeki potansiyelleri tek tek düşürür. İnsanların doğayı kontrol etme isteği, kontrol etmeye çalışırken elde edinilen etik sorunları görmek de büyük sorumlulukların göze alınması gerektiğidir. Film bilimde gerçekliği aşma, bilimin peşinden koşmayı ve günlük hayatımıza vurduğu müdahaleleri de ele alır. Yani filmde başlanılan işe devam etmeyi, engellere rağmen pes etmemeyi ve bunun sonucunda gördüğümüz başarı ya da başarısızlıkları tatmaya tanık oluruz.

Film özellikle bilim-kurgu ve psikoloji alanlarında büyük bir öneme sahiptir. Karakter gelişimi, bilimsel temalar, gerçeklik ve sanrı, bilinç ve varoluş, etik sorular ve bilimkurgu-felsefe ilişkisini derinden tanık olabileceğimiz filmde çok açık ve net bir şekilde gösterilir. İzleyici sadece bilim-kurgu izlemekle yetinmez, insan bilincinin derinliklerine dair derin bir düşündürücü yolu da gözlemler. Ayrıca filmde bilim ve sanatın eşsiz birleşimine de tanık oluruz. Filmin ne kadar harika bir eser olduğunu bilim ve sanatın bir araya gelmesiyle de tanımlanabilir. “Etik Sorular” teması 4 alt başlıkta incelenir.

1) İzinsiz Deney ve Etik Kurallar:

Jessup’un riskli, tehlikeli ve kural dışı deneyleri bilimsel etik kurallarına ve insan denekleri üzerinde yapılan deneylerin etik normlarına aykırıdır. Bu durum bilim insanlarında bilim alanındaki etik kurallara uyması gerektiğine ve deneylerde izin alma sorumluluğu zorunluluğunu sorgular. Jessup hayatında özellikle bilim alanında aykırı bir karaktere sahiptir. Sınırları aşmak eylemi gerçek hayatta bu gibi örneklerle gösterilir. İzleyici filmde gerçek hayatta da etik kuralların olduğunu ve var olmaya devam edeceğini gözlemler. Kimse kuralsız ve dağınık bir hayat içerisinde olmak istemez. Kurallar, her alanda varoluşunu göstermelidir.

2)  İnsan Deneği ve Onayı:

Jessup’un deneyleri insan denek olarak kullanma pratiğini gösterir. Filmde insan deneklerinin biçimlerini değiştirmeye yönelik deneylere gönüllü olarak katılmaması gerektiğini ve bu tür deneylerin etik açıdan ne kadar doğru olduğunu fark etmesi gerektiğini anlatır. Bu şekilde izleyici bu durumun gündemde nasıl etki yaratacağını da gözlemler. Değişim, etik kurallar ve alınacak riskler önceden fark edilmelidir. Yapılan deney belki de dünyayı kurtarsın ancak hiçbir zaman etik kurallara aykırı gelinmemeli. Bu dünyada “siz” dışında başka insanların yaşadığı durumu da fark edilmelidir.

3) Kontrolsüz Sonuçlar ve Tehlike:

Deneylerin kontrolden çıkması ve beklenmedik tehlikeleri ortaya çıkarması etik kurallara oldukça aykırı kalır. Jessup’un deneyleri kontrolsüz çalışmayı ve tehlike dolu olmayı potansiyel şekilde gelişir. Bu da insan gerektiren faaliyetlerin çıkardığı sonuçları öngörmemesinin etik kurallar bakımından sorumluluk duygusunu geliştirir. Filmde kontrolsüz sonuçlar günlük hayatta başarmak istenilen bir hayalin kolay olmadığı, tehlike de başarmanın yolunda insanın karşısına çıkan birer engeller ya da başarısızlığa sürükleyen birer önemli adım olarak tanımlanır.

4) Bilim ve Toplumsal Normlar:

Film, bilimde ilerlemenin toplumsal normlara uyum sağlamayı oldukça zor olduğunu ele alır. Jessup’un deneyleri toplumsal normlara aykırı olup olmaması konusunda çok tetikte bırakır ve büyük bir tartışma konusu olarak görülür. Filmde toplumun kabul ettiği normlar karşısında bilimsel keşiflerin yarattığı gerilim önemli bir unsur olarak kabul edilir. Jessup her zaman yaptığı deneylerle toplum normlarına aykırı bir karakterdir. İzleyici bu noktada bir çalışma yaparken toplumsal normları da gözden geçirmesi gerektiğini de fark eder. Jessup deneyleriyle her ne kadar aykırı kalsa bile aslında aktarmak istediği bir ders olmasının yanında yaptığı hataları da izleyiciye gösterir. Hatalar, bilimde yapılan deneyin ilerlemesinde olan küçük gözüken ancak önemli adımlara sahip noktadır. Hatalar, deneyi şekillendirir ve çalışma esnasında belli dikkatsiz durumlara sebebiyet verir ve dikkatli olmayı değerli bir öğreti edindirir.

  

KAYNAKÇA

Vildan Zenan Tekin
Biga Atatürk Anadolu Lisesi - İçerik Yazarı Edebiyat ve sinemayla ilgilenir. Yabancı dil öğrencisidir. Akademi alanında kendini geliştirmeyi hedefler ve bunun üzerine çalışır.

0 yorum