19.yüzyılda pek çok buluşun ve yeniliğin ortaya çıkması için önemliolan Solvay konferanslarına ve atomun değişiminde nasıl bir yer aldığına deyineceğiz.
Fransızcası "Conseils Solvay" olan bu konferanslar Ernest Solvay tarafından kurulmuştur. Üç yılda bir düzenlenir. Fizik, kimya ve hatta biyoloji ile ilgili konuların belirli bir fikir topluluğu içerisinde bir sonuca bağlandığı toplantılardır.
1911'deki ilk konferansta Hendrik Lorentz isimli Nobel Fizik ödüllü bilim insanı, konferansın başkanlığını yapmaktaydı. "Radyasyon ve kuantum" konulu olan bu konferansta Wilhelm Wien, Henrì Poincare, Heinrich Rubens, Marie Curie gibi isimler bulunmaktaydı.
Şimdiye kadar gelmiş geçmiş tüm insanlar tarafından en çok gösterilen ve bilinen Solvay konferansı 1927 yılında gerçekleşendir. Bizim için yani atomun seyri için en önemli Solvay konferansıdır.
Elektronların ve fotonların konuşulmuştur.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki buradaki tam 17 kişi farklı zaman dilimlerinde İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından Nobel ödüllerine layık görülmüştür.
Modern Atom Teorisini konuşmak istediğimizde Dalton, Thomson dışında gelişiminde katkıda bulunmuş birçok kişi Solvay Konferanslarına katılmıştır. Bu kişilerden birincisi Niels Bohr'dur. Bohr elektronu yörünge kavramıyla açıklamış, modeli yalnızca tek elektronlu iyonların spektrumlarını açıklamak noktasında yeterli olmuştur. Çok elektronlu iyonları açıklayamamıştır. Buna "Bohr Atom Modelinin Sınırlılıkları" denilmektedir. Daha sonrasında gelen "Werner Heisenberg" onun bir eksikliğin var olduğunu, atomu iki boyutlu değil, üç boyutlu olarak düşünmesi gerektiğini düşündü. Ve buna bir elektronun hızı ve konumu ile ilgili olarak oluşturduğu "Heisenberg Belirsizlik İlkesini" ortaya attı.
Bu ilke bize şunu söyler: bir elektronun aynı anda hızını ve konumunu belirleyemeyiz. Biri biliniyorsa diğeri belirsizdir. Bu nicem teorisinin başlıca maddelerinden biri olmuştur.
Üçüncü olarak Louis De Broglie gelir. O ise her parçacığa bir dalganın eşlik etmesi gerektiğini, kütlesi ve hızı ne olursa olsun bir elektronun hem dalga hem de tanecik şeklinde var olabileceğini söyleyebiliriz. Ayrıca bu maddesel yapıların hızının artmasıyla dalga boyunun artacağını söylemiştir.
Clinton Joseph Davisson ve Halbert Germer, Broglie'nin açıkladıklarını kanıtlamışlardır. Gerçekleştirdiği deneyde ışığın bazı şartlarda kırınıma uğradığını nikel kristalde gördüler. Böylece elektronun hem dalga hem de ona eşlik edecek bir tanecik özelliğinin olduğu kanıtlanmış oldu.
Bu noktada Schrödinger, elektronu şimdiye kadar açıklanan olaylar açısından test etti. Bunun bir sonucu olarak Schrödinger dalga denklemini oluşturdu. Ve burada elektronun bulunma olasılığının yüksek olduğu noktaların varlığını matematiksel olarak denklemin sonucunda gördü. Bunlar orbitallerdi ve dört şekilde incelenebiliniyordu. Tüm bu gelişmelerle artık atomun yeni modeline girilmiş oldu. Bu gelişmeler tarihe "Modern Atom Teorisi" olarak yazılmıştır.
Ayrıca aşağıdaki videoda 1927 yılındaki Solvay Konferansına katılmış olan bilim insanlarını da görebilirsiniz:
0 yorum