Necmi bey,
Endişenizde haklısınız ve tanımınıza katılıyorum.
Konuyu anlatırken benzetme amacıyla kullandığım balon örneği sakıncalar içeriyor.
Enerji paketçiği ile ilgili verdiğiniz tanımı aynen kullanıp, üzerine bir kaç şey daha eklemek istiyorum. (Uzun olacak ama gene bu sitedeki görüşler(iniz)den de faydalandığım için, hoşunuza gidecektir sanırım.)
Küresel Enerji Paketçikleri (KEP) , dediğimiz gibi bir alan. (Hatta bizim açımızdan, sanırım 3 boyutlu bir küresel alan gibi ele alınabilir.)
Enerjinin en küçük olan birimi (bence çok uygun bir niteleme olmuş) "tek bir noktacık gibi"...
Bu noktacık (bana göre) "her yöne titreşerek" ya da bir bulutumsu alanı tarayarak- oluşturarak
bir bakıma bir kalp gibi atıyor. (Yani bir balonun iç basıncının inmesi-çıkması gibi ama çok hızlı.)
Bu şekilde sahip olduğu alanın dış sınırlarını tanımlıyor.
Enerji noktacığını en küçük "ısı" birimi olarak eşdeğerli ele alınca; ısının eğilimi, yayılım şekli, çevresiyle olan ilişkisi ve buna göre oluşmuş olan termodinamik kanunları , bu noktacığı ve paketçik halindeki durumlarını tanımlamakta faydalı oluyor.
Sizinle sanırım farklı ele aldığımız esas konu "tekillik kavramı".
Bence, bu " tek bir noktacık" ile bu sahip olduğu alan, evren açısından aynı nitelikte. Yani tekiller.
Çünkü tekilliği, boyutsuzluk olarak algılıyorum.
Boyutu ise enerjinin titreşim vektörü ile sahip olduğu alan.
(Burada sizin daha önce, "boyutlarla ilgili olarak 1 yerine 2 veya 2 yerine 3 boyutlu algılama" şeklinde olan yaklaşımınıza çok benzer şekilde en başta tanımladığım bu bize göre 3 boyutlu küresel alanı, boyutsuz tekil olarak da ele alıyorum.)
Şöyle ki; eğer boyut enerjinin titreşiminin vektörel alanı ise, enerjinin hiç titreşmemesi durumuna tekillik diyoruz.
Bu durumda iken "enerji noktacığının" çevresi ile olan ilişkisi eşit ve homojendir. Her yöne eşittir.
Enerji noktacığının titreşim ile paketçik haline dönüşmesi durumunda bile, paketçiğin etrafı ile olan ilişkisi eşit mesafeli ve homojendir.
Yani nokta olarak aynı durumda olacak şekilde daha büyük bir nokta olmuştur, sadece...
Bir bakıma sonsuz boyutlu olmak ile hiç boyutlu olmamak aynı şey gibi. Tekillik oluyor.
Bu mantıksız olmamalı çünkü evrenimiz bu döngülerle sonsuzluk-tekillik dengesini kuruyor gibi.
Özellikle "negatif enerji" konulu değerlendirmeler(imiz)den sonra.
Boyut kavramı, bu enerji noktacığının -paketçiğinin titreşim-hareket yönlerinden bir ya da bir kaçı baskın ve diğerlerinden farklı olunca söz konusu oluyor.
Bu da sanırım hareket-ivme esnasına mümkün olup, ortaya çıkıyor.
İşte bu nedenle de bu dokuyu oluşturan paketçiklerin genişlemesine rağmen, bizim açımızdan hala tekil olduklarını düşünüyorum.
Büyük patlama öncesi veya karadelik içi tekillikten fakları, onlar sıkıştırılmış. Belki de hiç alan kalmamış iken (negatif enerji potansiyeli var iken), dokuyu oluşturanlar bu negatiflikten sağlanan potansiyeli kullanmış, nötr hallerinde (mutlak sıfırda) olabilirler...
Boyut konusunda bir diğer nokta da; bu paketçikler açısından boyut bir anlam içermemeli. Çünkü bizim bildiğimiz boyutlar, bunların bir araya gelerek oluşturduğu hem doku, hem de kütleli parçacıklar açısından önemli oluyor.
Yani "tek bir su molekülü için", içinde bulunduğu gölün hangi durumda olduğu ne kadar önemliyse, boyutlarda paketçikler için o kadar önemli olabilir.
Su kaynamış, donmuş, dalgalı fark etmez, molekülü sadece enerji düzeyindeki (titreşim) alanı ilgilendirir.