@rabia zenger hayır keşif yaptıkça genişlediğini düşünmüyoruz eğer evren sadece kütle çekim yasasıyla haraket etseydi yıldızların hepsinin tek bir noktaya

@rabia zenger hayır keşif yaptıkça genişlediğini düşünmüyoruz eğer evren sadece kütle çekim yasasıyla haraket etseydi yıldızların hepsinin tek bir noktaya düşmesi gerekmiyor muydu? Richard Bentley 1691'de bunu ancak sonsuz bir sayıda yıldızın sonsuz bir uzaya düzenli denebilecek bir biçimde dağılmış olduğunu,dolayısıyla bunun olmayacağını,çünkü hepsinin düşmesi için tek bir merkezi nokta olmadığını düşüncesinde olduğunu belirtti.Ama sonsuz bir evrende her bir nokta merkez olarak düşünülebiilir,çünkü her bir noktanın her iki tarafında sonsuz sayıda yıldız yer almakta.Gelelim kütle çekim varsa neden bütün yıldızlar birbirine girmiyor bunuda ancak evrenin belli bir ivmeyle genişlemesi olarak açıklayabiliriz.

Daha çok döngüymüş gibi olduğuna dair bilgilere rastlamıştım. Bir noktadan yola çıkıp hiç sapmadan dümdüz ilerleseniz bile çıkış noktanıza gelirsiniz.

@Ahmet Mert Dinç kütle çekim yasasının ne kadar var olduğu tartışılmalı, var diyelim evrendeki oluşum içi içe geçmişlikler dolu olur ve bugün farklı bir konuyu tartışıyor olurduk , elimizde sadece varsayımlar var evren gerçekten genişliyor mu yoksa bi sınırı var ve biz henüz elimizdeki imkanlarla bunu bir kısmını mı görüyoruz hale Soru bence

@rabia zenger Öncelikle bilinen en hızlı ölçüm hızı ışık hızı değil evrende hareket eden bir parçacığın en yüksek hızı ışık hızı buda bildiğimiz kadarıyla değil kütlesi olmayan bir parçacığın yani fotonların hiçbirşeye çarpmadan sürtünmeye uğramadan maksimum ulaşabildikleri hız bu oldukları için öyle.Evren zaten birbiri içinde bu kütle çekim yasası sayesinde

@rabia zenger Öncelikle bilinen en hızlı ölçüm hızı ışık hızı değil evrende hareket eden bir parçacığın en yüksek hızı ışık hızı buda bildiğimiz kadarıyla değil kütlesi olmayan bir parçacığın yani fotonların hiçbirşeye çarpmadan sürtünmeye uğramadan maksimum ulaşabildikleri hız bu oldukları için öyle.Evren zaten birbiri içinde bu kütle çekim yasası sayesinde

@rabia zenger Öncelikle bilinen en hızlı ölçüm hızı ışık hızı değil evrende hareket eden bir parçacığın en yüksek hızı ışık hızı buda bildiğimiz kadarıyla değil kütlesi olmayan bir parçacığın yani fotonların hiçbirşeye çarpmadan sürtünmeye uğramadan maksimum ulaşabildikleri hız bu oldukları için öyle.Evren zaten birbiri içinde ,kütle çekim yasası sayesinde güneşin yörüngesindeyiz ve güneş sistemimiz hareket ediyor hatta galaksimiz başka bir galaksiye yaklaşıyor hatta ve hatta bilinmeyen bir nedenden bütün bir galaksi bir noktaya doğru hareket ediyor.Evrenin genişlediğini hesaplamamız için yeni keşifler yapmamızada gerek yok mevcut imkanlarla genişlemeyi gözlemleyebiliyoruz zaten.Son olarak evrenin sonunu neden göremiyoruz aslında bir noktaya kadar görebiliyoruz ama big bangten kalan gazların oluşturduğu bir duvar sınırların ötesini araştırmamıza engel oluyor.Zaten büyüme hızı ve mesafe ele alınırsa hiçbizaman göremeyeceğimiz ve ulaşamayacağımız bir sınıra bakıyoruz

Evren dediğimiz şey sonsuz boşlukta etrafa yayılan madde, ışık ve enerjinin toplamıdır. Bu etrafa saçılan galaksiler, gezegenler, ışık ve enerjinin şimdilik genişlediği biliniyor. Bir gün bu genişleme duracak ve tüm bu maddeler birbirlerini çekmeye başlayıp tekrar bir noktada bir araya gelecek. Sonsuz olduğu varsayılan şey bu boşluktur. Bu boşluk içindeki madde veya enerji değil.

Evren dediğimiz şey sonsuz boşlukta etrafa yayılan madde, ışık ve enerjinin toplamıdır. Bu etrafa saçılan galaksiler, gezegenler, ışık ve enerjinin şimdilik genişlediği biliniyor. Bir gün bu genişleme duracak ve tüm bu maddeler birbirlerini çekmeye başlayıp tekrar bir noktada bir araya gelecek. Sonsuz olduğu varsayılan şey bu boşluktur. Bu boşluk içindeki madde veya enerji değil. Şimdi şöyle düşünün. Diyelim ki ışık hızından hızlı gidebileceğiniz bir yöntem buldunuz, bir araba, bi uçan daire yaptınız. Bastınız gaza 1 saat içinde milyarlarca ışık yılı uzağa gittiniz. Evrenin sonuna geldiniz. Yani 1 metre sonrası evrenin sonu. Neyle karşılaşırsınız? Bir balona dokunur gibi evrenin duvarlarına mı dokunmuş olursunuz? Yok öyle bişey. Olacak olan şu. Siz o 1 metreyi geçtiğinizde artık evrenin sonu sizin bulunduğunuz yer olur. Atıyorum evrenin sonunu geçip 1 milyar ışık yılı öteye gittiniz. İşte artık evrenin sonu dediğimiz yer o sizin bulunduğunuz yerdir. Size en yakın madde, enerji ya da ışık 1 milyar ışık yılı uzağınızdadır. Ama olsun siz de evrenin bir parçasısınız öyleyse evren dediğimiz şeyin sonu sizin bulunduğunuz yerdir. 3 milyar ışık yılı daha uzağa giderseniz artık evren dediğimiz şey bu sefer bu geldiğiniz nokta olmuş olur. Yani evreni bir balon gibi değildir. Evren boşlukta etrafa yayılan madde, enerji, ışık topluluğudur. Evrenin içerisinde yer aldığı bu boşluğun da sonsuz olduğu varsayılır. Ama dediğimiz gibi sadece varsayım. Şöyle bir şey de olabilir. Bizim evrenimizin genişliği 93 milyar ışık yılı olduğu sanılıyor. Bizim evrenimizden 100 trilyon ışık yılı uzakta bir başka evren de tıpkı bizim evrenimizdeki bigbang gibi bir patlamaya oluşmuş ve genişliyor olabilir. O evrenin genişliği de atıyorum 200 milyar ışık yılı olabilir. Ama bizim evrenimizle o evren arasında 100 trilyon ışık yılı mesafe olduğu için henüz o evrenden haberdar değiliz. Belki bir gün o iki evren iç içe geçer. Belki hiç bir zaman bu iki evren buluşmaz ve bir gün ikisi de genişlemeyi bırakıp daralmaya başlar. Neyse işte hepsi birer teori.

Şimdi sonsuzluk göreceli bi kavramdır evren ışık hızında veya ışık hızından daha hızlı genişler. Ve bizde ışık hızında seyehat edemeyeceğimiz için evrenin sonunu göremeyiz bu nedenle evren sonsuzdur.

Evrenin sınırı yok (sonsuz) bu doğru muazzam bir hızla "evrenin genişleme kelimesi kuran-ın bir ayetinde geciyor ayeti tam hatırlamıyorum araştırıp öğrenebilirsiniz. Ve buda gercektirki hic bir şey sonsuz değil (ölümsüz) ALLAH nasıl herşeyi yok tan var ediyse yinede herşeyi yoktan yok edecek kudret ve güçe sahiptir bununda göz ününde bulundurmalısınız