Bilimde, özgül ağırlığı 4’ten büyük kimyasal elementlere “ağır metal” adı verilir. Ağır metaller vücudun az da olsa ihtiyaç duyduğu “çinko, bakır, alüminyum, krom, demir, manganez” gibi elementler ile vücudun hiç ihtiyaç duymadığı “kurşun, civa, arsenik ve kadmiyum” gibi metallerdir. Kurşun, civa, arsenik, alüminyum, kadmiyum gibi ağır metaller vücuda besinlerle, içme sularıyla, hatta hava yoluyla buhar olarak girer. Yumuşak dokularda birikip uzun yıllar kalır, çeşitli organ hasarları oluşturur ve zehirlenmeye hatta ölüme dahi neden olabilir.
Michigan eyaletinin Flint ilçesindeki su kaynağında kurşun keşfedildiğinde, tüketiminin yaratabileceği yıkıcı sonuçlar dünya çapında manşetlere taşındı. Kurşun, en yaygın ağır metal kirleticileri arasında yer alır. Birçok ağır metalin çok küçük miktarlarda bile yıkıcı etkileri varken bazı ağır metaller yemek için zararsızdır. Dr. Sam Jones, Amerikan Kimya Derneği için ağır metaller kategorisinde bir araya getirilen farklı elementlerin neden bu kadar çeşitli biyolojik etkilere sahip olduğunu anlatan bir video hazırladı. Bu videoda Jones, eski zamanların bazı kralları gibi altın yiyor. Bahsedilen videoya buradan ulaşabilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=zYJ-sk5klJs
Yapılan araştırmalara göre altın yemek tamamen güvenlidir. Hatta bilim insanları her gün 0,2 gr altın yemenin vücuttaki toksinleri atmaya yardımcı olduğunu söylüyor. Altın, antienflamatuar - enflamasyonu ve ödemi azaltan maddelerin ve tedavilerin ortak adı - özelliğe sahiptir. Bu nedenle 1929 yılından bu yana altın bileşimleri romatoid artrit tedavisinde kullanılan bazı ilaçlara katılmıştır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda ise altın bileşimlerinin potansiyel HIV virüslerine karşı ve bazı kanser türlerinin tedavisinde faydalı olduğu ortaya konmuştur. İnceltilen ve hatta toz haline getirilen yenilebilir altın kağıt arasına yerleştirilerek satışa sunulur. Günümüzde 24 ayar altın yaprak yenilebilir altın folyo levhalar halinde de satılmaktadır. 24 ayar, 8×8 cm boyutunda, 10 adet yaprak altın 290 lira civarındadır.
Jones'un belirttiği gibi, bazı ağır metaller insan sağlığı için o kadar hayatidir ki, beslenmemizde yeteri kadar almadığımızda takviye alırız. Demir ve çinkonun özellikle multivitamin haplarında olması muhtemeldir. Diğer ağır metaller biyolojik olarak zararsızdır. Jones'un açıkladığı gibi sorun, metallerin ağırlığında değil, bireysel kimyasındadır. Nöronlardaki kalsiyumun bağlanma bölgeleri aslında kurşuna kalsiyumdan daha yüksek bir afinite -elektron ilgisi- gösterir, bu da onların kalsiyum yerine kurşunu emmesine ve beyin hücreleri arasındaki iletişimi bozmasına neden olur. Civanın toksisitesi, fazına ve neye bağlı olduğuna göre değişir. Metil civa o kadar kolay emilir ki birkaç damlası bile ölüme neden olabilir.
Ağır metallerin çoğuyla o kadar ender karşılaşıyoruz ki, etkilerine ilişkin bilgimiz hala gelişmekte. 2014 Disiplinlerarası Toksikoloji makalesinde belirtildiği gibi; "Metal toksisitesi, emilen doza, maruz kalma yoluna ve maruz kalma süresine bağlıdır, yani akut veya kronik."
Bırakın ağır metali, metalin tanımı bile hangi bilim dalından geldiğinize göre değişir. Toksikoloji makalesi bir kimyagerin tanımını kullanır; "Metaller, katyon oluşturmak için gönüllü olarak elektronlarını kaybeden, yüksek elektriksel iletkenliğe, dövülebilirliğe ve parlaklığa sahip maddelerdir." Ağır metaller, sudan en az beş kat daha yoğun olanlardır. Ancak bir astronom için hidrojen ve helyum dışındaki herhangi bir element bir metaldir ve kesinlikle disiplinler arası bir iletişim başarısızlığına yol açmayacak bir şeydir.
Kaynak:
0 yorum