Aynı zamanda her ikisi de Danimarka milli futbol takımında oynamaktaydılar. Niels Bohr 1910'da metallerin elektron teorisi üzerine hazırladığı teziyle doktorasını aldıktan sonra Carlsberg bira fabrikalarının verdiği bir bursla Cambridge Üniversitesi'ne J.J. Thompson'un laboratuvarına gitti. Orada birkaç ay kaldıktan sonra Manchester Üniversitesi'nde Ernest Rutherford'un yanına geçti. Burada atom fiziği deneylerini izledi. 1912'de Danimarka'ya döndükten sonra kendi adıyla bilinen atom modelini inşa ederek kuantum fiziğinde önemli bir adım attı. Kuantum fiziği ile klasik fizik arasındaki ilişkinin ne olacağı üstüne düşündü. Karşılanım ilkesini öne sürdü. Bu çalışmaları Bohr'a 1922 Nobel Fizik Ödülü'nü kazandırdı.
Aynı zmanlarda Bohr için Kopenhag'da bi Teorik Fizik Enstitüsü kuruldu. Yanına asistan olarak Hollandalı Hendrik Kramers ve İsveçli Oscar Klein alındı. Heisenberg, Schrödinger, Dirac ve diğer önemli fizikçiler zaman zaman Bohr'un enstitüsüne gelip çalıştılar. Heisenberg'in belirsizlik ilkesi, Bohr'un kuantum mekaniği yorumu (Kopenhag yorumu) bu sıralarda bulundu. Bohr 2. Dünya Savaşı'nda Daniamrka Almanlar tarafından işgal edilene kadar enstitüsünün başında kaldı. İşgalden biraz önce İsveç'e kaçarak oradan ABD'ye geçti. Atom bombası projesine katıldı. Ancak savaş biter bitmez Danimarka'ya döndü ve atom bombasının kullanımı ve yaygınlaşmasının önlenebilmesi için çalıştı.
Nisanur İNCELERLİ
MUHTEŞEM GÖRÜNTÜLERMİŞ. Nebulaların (bulutsu) renkeleri çok güzeldir zaten Kuzey Amerika Nebula' sı çok ilgimi çekti.