Gök bilimciler, bir "mega küme" oluşturma yolundaki üç büyük galaksi kümesini ve Pandora Kümesi olarak bilinen uzay bölgesinin daha önce hiç görülmemiş ayrıntılarını gösteren en son JWST derin alan görüntüsünü yayınladılar.
Kütleçekimsel merceklenme olarak bilinen bir olguyu oluşturan galaksi kümelerinin kütlesel birleşik maddesi sayesinde, arkalarında bulunan ancak görüş hattında olmayan uzak galaksilerin ışığı görülebilir. Toz ve gazın ötesini Hubble'ın göremediği şekilde görebilen JWST'nin güçlü kızılötesi cihazları kullanılarak, Pandora Kümesi'nin şimdi detaylı incelenebilecek yeni ayrıntıları yakalandı.
Daha resmi olarak Abell 2744 olarak bilinen Pandora Kümesi, 3,5 milyar ışık yılı uzaklıkta yer alan dev bir galaksi kümesidir ve en az dört küçük galaksi kümesinin, 350 milyon yıl boyunca meydana gelen, bir araya gelmesinin sonucudur.
Gök bilimciler, JWST'nin uzayın bu bölgesinin kızılötesi görüntülerini daha küçük galaksi kümelerinin neden olduğu birçok mercekleme alanıyla birleştirerek, uzayın enginliğini tek bir görüntüde sunan bir derin alan görüntüsü yarattılar. Elbette teleskopla çekilmiş tek bir görüntü değil; 50.000 inanılmaz kızılötesi ışık kaynağı içeren, tek bir panorama oluşturmak için birleştirilmiş dört görüntüden oluşuyor.
Bu muhteşem görüntüde yakalanan 50.000 kızılötesi ışık kaynağı var.
Yunan mitolojisinde Pandora, merakına yenik düşen ve dünyaya tüm kötülükleri salan bir kutu açan ilk ölümlü kadındı (içine hapsetmeyi başardığı umut hariç). Umarız, JWST bölgeye bakarken hoş olmayan bir şey serbest bırakmamıştır. Hubble daha önce çekirdeğini görüntülemişti, ancak Hubble kozmik gaz ve tozdan kolayca geçemeyen görünür ışıkta ve JWST çok daha kolay geçebilen kızılötesinde gördüğünden, JWST diğer teleskoplara göre kozmosun daha derinlerine nüfuz etme yeteneğine sahiptir.
Görüntü, JWST'nin NIRCam cihazı tarafından yapılan 30 saatin üzerindeki gözlemlerden ve 4 ila 6 saat süren pozlamalardan oluşturuldu. Ön plandaki bu parlak altı noktalı yıldız, Samanyolu'ndaki gerçek bir yıldızdır, ancak her zaman olduğu gibi, belirgin kırınım uçlarına, ışığın JWST'nin optik sistemleriyle nasıl etkileştiği neden olur.
Görüntünün sağ alt köşesinde, ışık yayları gibi görünen, güçlü bir şekilde merceklenmiş yüzlerce uzak galaksi vardır. Bu galaksiler daha önce Hubble tarafından bile görülmemişti.
Kütleçekim bazı uç ve ilginç görsel efektler yaratabilir. Einstein'ın genel görelilik kuramına göre, büyük kütleli gök cisimleri o kadar güçlü kütleçekimsel alanlara sahiptir ki, uzay-zamanı kendi etraflarında bükerler ve uzayda yolculuk eden herhangi bir ışığın da etraflarında kıvrılmasına neden olurlar. Kütleçekimsel alan, başka türlü göremeyeceğimiz uzak cisimlerden gelen ışığı büker ve büyütür. Bu büyütme, JWST'nin kızılötesi süper güçleri ile birleştiğinde, sadece kendi başına merceklemenin görmemize izin vermeyeceği uzak galaksileri görmemize olanak sağlar.
Bu, bu yeni derin alanın, gök bilimcilerin uzayın bu bölgesini daha önce hiç olmadığı gibi incelemelerine imkan vereceği anlamına geliyor. Yeni gözlemler şu anda analiz ediliyor ve bu yaz yayınlandığında, veriler küme içindeki yeni mesafe ölçümlerini ve dahil olan galaksilerin bileşimi ve hatta belki de galaksilerin erken evrende nasıl oluştukları hakkında ayrıntılar sağlayacak.
Bu içerik IFLSCIENCE’da yayınlanmıştır.
0 yorum