Dünya üzerindeki insan yaşamının sonunun yine insanlar tarafından getirilme ihtimali oldukça yüksek olsa da, gezegenimizdeki canlı yaşamının sona ermesi ekseninde gerçekleşmesi muhtemel senaryolar daha farklı.
Konu Dünya’daki yaşamı neyin sonlandıracağına gelince, asteroidler ve özellikle de kuyruklu yıldızlar genellikle favori suçlularımız oluyor. Tabii ki, eğer favori suçlularımız Dünya üzerindeki yaşamı sonlandırmazsa, ömrünü tamamlayıp şişen Güneş’in büyük bir ihtimalle bu görevi üstleneceğini söyleyebiliriz.
Aslına bakacak olursanız, kuyruklu yıldızların özellikle suçlu ilan edilmesinin de bir amacı var. Çünkü University of Washington’dan Peter Ward’a göre; yaşam için en büyük tehdidi kuyruklu yıldızlar oluşturuyor. Ward’a göre; kuyruklu yıldızlar Dünya’ya asteroidlerin çarptığından yaklaşık 3 kat hızlı çarpabilirler bundan dolayı da tabii ki etkileri daha büyük olur. Örneğin, eğer 50 kilometre çapındaki Hale-Bopp Dünya’ya çarpacak olursa, büyük bir ihtimalle Dünya üzerindeki yaşamın sonu gelecektir. Hale-Bopp’un Dünya’ya çarpması senaryosunda ortaya çıkacak enerji o kadar büyük ki, okyanuslar kaynayabilir ve kayalar buharlaşabilir. Böylesi bir durumda da yaşamın yalnızca şu anda dayanıklı bakterilere ve arkelere ev sahipliği yapan, gezegenin iç bölgelerinde mümkün olur. Bardağın dolu tarafından bakıp, belki burada devam edecek yaşamın zamanla yeniden yeryüzüne çıkmasının mümkün olduğunu düşünmüş olabilirsiniz.
Maalesef, yer altındaki güçlü bakteriler ve arkeler hayatta kalsalar da, yaşamın yeryüzüne çıkması belki de hiçbir zaman mümkün olmayacak. Ward’ın belirttiğine göre; yüzeydeki ekosistemin ortadan kalkmasıyla er ya da geç bu bakteri ve alkelerin ihtiyaç duyacağı besinler de ortadan kalkacağından, bazı bilim insanları derin mikrobiyal biyosferde yaşamın uzun süremeyeceğini düşünüyorlar.
Peki Dünya üzerindeki yaşam ortadan kalkarsa, her şeyin yeniden başlaması mümkün olabilir mi? Yani yaşam Dünya üzerinde yeniden yeşerebilir mi?
Lunar and Planetary Institute’dan David Kring’e göre; yaşamın bir kere ortaya çıktığını ve bu sebeple de her şeyin sıfırdan başlamasının mümkün olduğunu savunabilirsiniz. Ancak bu tahminde bulunmak oldukça zor; çünkü cansız bir Dünya’dan canlı bir Dünya’ya geçişin adımlarının ne olduğunu bilmiyoruz. Emin olduğumuz şey ise, Dünya üzerindeki canlı yaşamı sona erdiğindeki koşullar, ilk canlı yaşamının ortaya çıktığı koşullardan daha fazla tercih edilir olacak. Amino asitler ve yaşamın diğer moleküler yapı taşları, hali hazırda Dünya üzerinde olacak. Ayrıca Güneş, yaşamın ilk ortaya çıktığı zamana göre yaklaşık 30 kat daha parlak olduğundan suyun sıvı halde var olacağı da kesin.
Olur da, böylesi bir yok oluştan sonra canlı yaşamı yeniden ortaya çıkarsa, bu bizim bildiğimizden daha farklı şekilde olabilir. Evrimsel biyolog Stephen Jay Gould’a göre; eğer yaşam baştan başlayacaksa, aynı şekilde evrimleşmeyebilir. Yani aynı gezegende yeniden evrimleşse bile, yaşamın doğasının farklı olacağını söyleyebiliriz.
Aslında Dünya üzerindeki yaşam, ölüme mahkum. Güneş nihayetinde o kadar sıcak olacak ki, bitki yaşamının sonunu getirmeye başlayacak.
Yüksek sıcaklıklar aynı zamanda daha fazla yağmur demektir, daha fazla yağmur ile de silikat kayalar bozunurlar. Bu durumun geri dönüşü, atmosferden daha fazla karbon dioksitin emilmesi şeklinde gerçekleşir. Nihayetinde fotosentez imkansız hale gelir ve ilk olarak büyük memeliler son olarak da en dayanıklı mikroplar yok olur. Koşullar değiştikçe, yaşam kısa süreler için yeniden ortaya çıkabilir. Fakat süperşarjlı Güneş’in yarattığı koşulların biyolojik yaşamı desteklemeyeceği açık. Bu noktadan sonra herhangi bir geri dönüşten söz etmek mümkün değil. Yani yaşam er ya da geç sonsuza kadar ortadan kalkmış olacak.
*Bilimfili - "Dünya Üzerindeki Yaşamın Sonu Nasıl Gelecek?"
https://bilimfili.com/dunya-uzerindeki-yasamin-sonu-nasil-gelecek/
0 yorum