Beynimizin, yiyecek seçimleri yaparken bu farklı bilgileri nasıl kullandığı pek iyi anlaşılmış değildir. Yiyeceğin her bir özelliğine dair bilgi beynimize ne zaman ulaşır? İşte biz de bunu araştırmak istedik.
Yeni çalışmamızda, Appetite adlı dergide yayımlanan makalemizde, bir yiyeceği gördükten sadece birkaç yüz milisaniye sonra, birçok farklı özelliğin beyin aktivitesine yansıdığını gösterdik. Bu, kişinin yiyeceği alıp almamaya bilinçli olarak karar vermesinden çok önce gerçekleşiyor.
Beynin içine bakmak
Doğal olarak, beynimizin yiyeceklerin farklı yönlerini ne kadar hızlı işlemesi, beslenme kararlarımızı etkiler.
Örneğin, bazı araştırmalar bir yiyeceğin ne kadar lezzetli olduğunu, ne kadar sağlıklı olduğundan daha hızlı işleyebildiğimizi göstermiştir. Bu durum, seçimlerimizi lezzetli ama sağlıksız yiyeceklere doğru kaydırabilir. Bu açıdan, “abur cuburlar” – lezzetli ama bizim için pek iyi olmayanlar – bir avantaja sahiptir.
Yiyeceklerin farklı yönlerini ne kadar hızlı işlediğimizi araştırmak için elektroensefalografi (EEG) kullandık. Bu yöntem, elektriksel beyin aktivitelerini milisaniye hassasiyetinde kaydetmemizi sağlar.
Katılımcıların beyin aktivitelerini, onlara çeşitli yiyeceklerin – atıştırmalıklar, etler, meyveler ve tatlılar – görüntülerini gösterirken kaydettik. Ayrıca onlardan her bir yiyeceği sağlık, lezzet, kalori miktarı, tanıdıklık ve yeme isteği gibi birçok farklı açıdan değerlendirmelerini istedik.
Ardından, makine öğrenmesi tekniklerini kullanarak beyin aktivitelerindeki örüntüleri (farklı yiyeceklere verilen beyin tepkilerinin ne kadar farklı olduğunu) değerlendirme örüntüleriyle (yiyeceklerin nasıl farklı derecelendirildiğini) karşılaştırdık.
Bu sayede, değerlendirmelerde en büyük farkı yaratan yiyeceklerin beyin aktivitelerinde de en büyük farkı yaratıp yaratmadığını test edebildik. Başka bir deyişle – yiyeceğin özelliklerine dair bilgi, gerçekten de insanların beyin aktivitelerine yansıyor muydu?
Görünüşe göre, evet.
Yiyeceklerin sağlık değeri, kalori miktarı ve tanıdıklığı gibi farklı özelliklere ilişkin bilgiler, yiyecek görüntüsünün ekranda gösterilmesinden yalnızca 200 milisaniye sonra beyin aktivitesinde yansıdı.
Bu hızlı beyin tepkileri, insanların gördükleri yiyeceğin farkına varmalarından önce gerçekleşti.
Yiyeceklerin lezzetliliği veya yeme isteği gibi diğer özellikler ise beyin aktivitesinde biraz daha geç ortaya çıktı.
Seçmeden önce seçmek
Bu bulgular, yiyeceklerin farklı özelliklerinin erken aşamada dikkatimizi çektiğini ve beslenme kararlarımızı yönlendirmeye yardımcı olduğunu gösteriyor. Beyin, yiyeceklerin birçok yönünü otomatik olarak ve benzer zamanlamalarla değerlendiriyor; böylece seçimlerimizi biz farkına varmadan şekillendiriyor.
İlginç bir şekilde, yiyeceklerin sağlıklılığına ilişkin bilgilerin, lezzetliliğe ilişkin bilgilerden daha erken beyin aktivitesinde temsil edildiğini gördük. Bu, önceki bazı araştırma sonuçlarıyla çelişiyordu, ancak kullandığımız makine öğrenmesi teknikleri, her bir özelliğe ilişkin beyin aktivitesi örüntülerini daha hassas biçimde tespit edebiliyordu.
Ayrıca, insanların yiyeceklerin farklı yönlerini değerlendirme biçimleri arasında da benzerlikler vardı. Örneğin, daha az tanıdık yiyecekler, daha az lezzetli olarak derecelendirildi.
Bu benzerlik örüntülerinden, beynimizin yiyecekleri değerlendirirken özellikle önemli olabilecek iki temel “yiyecek boyutu” tanımladık:
- İşlenmişlik boyutu: Bir yiyeceğin ne kadar doğal ya da işlenmiş olduğu.
- İştah açıcı boyut: Bir yiyeceği ne kadar lezzetli ve tanıdık bulduğumuz.
Her ikisi de bir yiyecek görüntüsünü gördükten yaklaşık 200 milisaniye sonra beyin aktivitesi örüntülerinde çok hızlı bir şekilde yansıdı.
Gözün gördüğünden fazlası
Bulgularımız, özellikle yiyeceklerin yalnızca görsel özelliklerine dayandığımız durumlar için önemlidir — örneğin, çevrim içi market alışverişi yaparken, restoranlarda resimli menülere bakarken veya yemek sipariş uygulamalarını kullanırken.
Bu sonuçlar, insanların süpermarkette veya yemek uygulamalarında anlık kararlar verirken nasıl düşündüğüne ışık tutuyor.
Kullandığımız beyin görüntüleme yaklaşımı, aynı zamanda bazı stratejilerin – örneğin yiyeceklerin sağlıklılığına bilinçli olarak odaklanmanın – yiyeceklerin hızlı değerlendirilme biçimini değiştirip değiştiremeyeceğini test etmek için de kullanılabilir.
Çalışmamızda yiyecek görüntüleri kullanılmış olsa da, diğer duyular da beslenme kararlarında önemlidir. Bir mangoyu koklamak ya da pişen bir hamburgerin cızırdamasını duymak da beynimiz tarafından büyük olasılıkla çok hızlı işlenir.
Bir sonraki adım, bu diğer duyusal özelliklerin de nasıl işlendiğine bakmak – beynin yalnızca yiyecek görüntülerini değil, gerçek yiyeceği önümüze konduğunda nasıl değerlendirdiğini anlamak olacak.
Violet Chae, doktora öğrencisi, Melbourne School of Psychological Sciences, The University of Melbourne Daniel Feuerriegel, ARC DECRA araştırma üyesi, The University of Melbourne Tijl Grootswagers, ARC DECRA kıdemli bilişsel sinirbilim araştırma üyesi, Western Sydney University
Bu yazı SCIENCEALERT’ de yayınlanmıştır.
0 yorum