0

Merhaba... Soruyu aldım :-) Bence mekanizma hatalı. Yarım hatalı da denebilir ama hatalı. Bu arada bir ekleme yapayım, siz kast etmemiş olsanız da, sanki lazer su da hiç kırılmıyormuş gibi algılanıyor ilk okuyuşta (girdigi dogrultuda ortami terkediyor)... "2 kere (girişte ve çıkışta) kırılarak tekrar kırılarak orijinal doğrultusuna dönüyor " şeklinde kast ettiğinizi varsayıyorum. İlk başta absorbe edildiğini düşünelim. Fotonu absorbe edebilecek tek mekanizma atomların elektronları. Diğerleri, çekirdek parçacıkları olsa, çok daha yavaşlamış ve atomu terk etmesi çok daha güç olması gerekirdi sanırım. Çünkü atom çekirdeğinden çıkan foton bir de elektron bulutunu aşmak zorunda kalacaktı ki, foton kaybı çok olurdu muhtemelen. Elektronların hepsi ise spin, konum ve hız olarak eşdeğerli olamayacaklarına göre (hem hidrojen hem de oksijen atomlarının elektronları olmaları bir yana), bir de bunların oluşturdukları su moleküllerinin de eş değerli pozisyonda olması lazım ki, fotonları eşdeğerli absorbe edip, salsınlar. Oda sıcaklığındaki bir su için ise bu bence imkansız. Teoride, en dış kabuktaki elektronların fotonları absorbe ettiği ve enerji artışı ile yörünge değiştirdikleri, sonra ise eski yörüngeye dönerken bu fazla enerjiyi foton olarak ortama saldıkları söyleniyor. Bu zaman alıcı ve yön (direction) bozucu bir durum. (Kırılma ve yavaşlama buna bağlanıyor gibi...) Eğer ışık parçacıklardan oluşmuş ise... Aynı şekilde lazer ışığı bir dalga olarak ele alındığında da (bu daha gerçekçi) frekansı değişmeden, dalga boyu değiştiği için hızı değişiyor (yavaşlıyor) deniyor. (Eğer ışık dalga ise...) Fakat frekansı değişmeden, dalga boyunun nasıl bir mekanizma ile arttığına net bir cevap yok... Bunlarda bizi ana sorunuza getiriyor. "Yoksa bu mekanizma yanlis mi ?"

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 3 yıl önce 0
0

Sorunuzu başka bir açıdan ele alalım. Bırakın ışığın dalga olmasını, foton diye de bir parçacık olmadığını varsayalım. Fotonda bir titreşim alanı (titreşen kuanta) olsun. https://www.fizikist.com/beyin-firtinasi/46054/ Işığın Huygens dalga teorisine göre var olduğunu düşünelim. Bu durumda foton bu dalganın vardığı her yeni noktanın uyarılarak titreşmesi ile ortaya çıkan bir titreşim alanı olur. Bu alana foton diyoruz. İşi kolaylaştırmak için şöyle düşünün: Dalga dalga minik titreşim alanlarından sıralar, ışığı oluşturuyor. Minik titreşim alanlarının her biri de bir fotonu temsil etsin. Bu minik titreşim alanları suya girdiklerinde, buldukları ilk (boyutlarına ve frekanslarına yakın) titreşim alanları (elektronlar) ile "girişim" yapsınlar. Bu durumda elektronlar, bu titreşimi bir sonraki elektrona aktaracaklardır. Elektronun spini, duruşu, yeri önemsizleşecek. Önemli olan dalganın doğrultusuna devam etmesi olacak. Kırılma ve yavaşlamaya gelince, bu da elektronun titreşim genliğinin bir süre artışından kaynaklanıyor olacaktır. Elbette bir kısım titreşim, ısı olarak ortamda kalıyor. Ama değişim cüzi. Lazer büyük oranda yoluna devam ediyor ve özdeş dalga boyunda çıkıyor ortamdan. (Normal ışıkta saçılma çok fazla olduğu için, elektorların birbirine aktardıkları titreşimlerde birleşip, faz uyumlu oldukları noktalarda yeni dalga boylarında fotonlar- titreşim alanları oluşuyor, (Daha çok kısmı ısı fotonlarına dönüşüyor.) Çok daha basit bir açıklama ve genel (hız altında, zaman genişlemesini de benzer mekanizma ile açıkladığımı düşünürsek)....

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 3 yıl önce 0