-1

Yanlış

destroyer 5 yıl önce 0
0

Müslümanların bilimsel anlamda, dünya ya katkıları olduğu çok kısa bir dönem, o da islamiyetin doğuşu ve yayılış esnasında oldu. Yeni fethedilen bölgelere uyum sağlarken, halkı ile iletişim kurarken esneklik ve hoş görü gerekir. Bu sayede Eski yunan filozoflarının, Hint yazmaların, Mısır matematikçilerinin bilgileri toplandı, Arapçaya tercüme edildi. Kitaplaştırıldı. Böylece orta dünyanın bir çok antik eseri kaybolmaktan kurtarıldı. Çünkü bu bölge değişken siyasi, ekonomik ve nufüs hareketlerine çok sık sahne oluyordu. Her kavim fethettiği bölge de asimilasyona önce, o bölge uygarlığının hafızasını silerek, yani kütüphanelerinin, bilgi birikimini yok ederek başlamış. Bu yüzden tarih boyunca kaybolan kitap ve eser sayısı çok fazla, Üstelik çoğu el yazası olduğu için, kopyaları da nadir oluyordu. Araplar da, imparatorlukları doğal sınırlarına ulaştığında, hoş görü ve anlayışlarını kaybettiler, Ortodoks tutuculukla yozlaştılar. Zenginlik ve yayılmış güçleri ile diğer toplum ve kültürlere tepeden baktılar. Anlama yerine, kendi değerlerini ve geleneklerini öne çıkardılar. Ama bu durum normal bir durum. Günümüzde bile (son 200 yıla bakın) kültür ve zenginlik olarak kendilerini diğer toplumlardan fürklı ve üstün gören bir çok toplum önemli insanlık hatalrı yaptılar. Fransızların, sömürgelerinde yaptıkları, o ince ve narin kültürden bu insanlık dışı tutumların nasıl çıktığını anlamayı zorlaştırıyor. Ya da detaylı, dantel gibi işlenmiş bir zerafetteki derin duygular üzerine kurulu nezakete sahip Japon Toplumunun, Çin ve Kore de yaptıkları veya üstün ırkçı Almanlar'ın, toplama kampları.... Hemen hemen kendisini diğerlerinden üstün gören her toplumun bu tür insanlık dışı hataları var. (Araplarda hala klan, soy-sop köken kişinin değerinin belirlenmesinde bir araç...) Bu dönemde Arap islam yaklaşımı ile tarihten silinen kültürel değerlerde çok fazla. Ama bu o dönemin bir gerçeği, Haçlı hristiyanları da, Şamanist Moğollar da aynı düzeyde zarar vermiştir bu değerlere... Yok edilen eser sayısı bilinmiyor. Bu yüzden toplumları yargılamanın bir anlamı ve değeri yok. Önemli olan daha sonra, hangi toplumların kendi medeniyetlerini kurup geliştirirken bilgi üretip, insanlığa katkı sağladığı Son 1100 yıldır müslümanların insanlığa ciddi bir katkısı yok. Türklerin de ne yazık ki uzun süredir bir katkısı yok... Üstelik insan-bilgi kalitesi olarak ciddi kayıplarda yaşıyoruz. En kaliteli beyinlerimiz yurt dışına gidiyor. Tarihte müslümanların kullandığı veya yaktığı kütüphaneler var. Ama hiç birinde ışınlanma dahil, güncel bilimsel bilgiler içeren kitaplar yoktu. Safsata... Birileri bilinmeyen ve olası bir geçmiş hikayesi ile onur payı üretmeye çalışmış. Neden mi? En basitinden bu tür bilimsel bilgi üretimi veya birikimi olsaydı. yağmaya dayalı ekonominin temel ihtiyacı olan savaş ve savunma araç ve silahlarında bu teknoloji kullanılırdı. Şöyle düşünün, bugün liseye kadar derslerini anlayarak ve öğrenerek gelmiş birisinin bilgi birikimi ile 1000 yıl evveline gitse, bu temel bilgilerle o dönemde dahi sayılırdı ve müthiş bir etkisi olurdu. İnsanlar mikrobun varlığını son 200 yılda anladı. Antibiyotiği ise 80 yıldır kullunıyor. Eskiden bir çok kol-bacak yarası kolayca kangren olup kesilirdi. Birinci dünya savaşı bunun örnekleriyle dolu. O yüzden rahatça böyle bir bilgi birikimi olmadığını söyleyebiliriz. Belki hayaller, belki dilekler olabilir en fazla...

Hiç Kimseyle Tartışmaz 5 yıl önce 0
1

Müslümanların bilimsel anlamda, dünya ya katkıları olduğu çok kısa bir dönem, o da İslamiyet’in doğuşu ve yayılış esnasında oldu. Yeni fethedilen bölgelere uyum sağlarken, halkı ile iletişim kurarken esneklik ve hoş görü gerekir. Bu sayede Eski yunan filozoflarının, Hint yazmaların, Mısır matematikçilerinin bilgileri toplandı, Arapçaya tercüme edildi. Kitaplaştırıldı. Böylece orta dünyanın bir çok antik eseri kaybolmaktan kurtarıldı. Çünkü bu bölge değişken siyasi, ekonomik ve nüfus hareketlerine çok sık sahne oluyordu. Her kavim fethettiği bölge de asimilasyona önce, o bölge uygarlığının hafızasını silerek, yani kütüphanelerinin, bilgi birikimini yok ederek başlamış. Bu yüzden tarih boyunca kaybolan kitap ve eser sayısı çok fazla, Üstelik çoğu el yazası olduğu için, kopyaları da nadir oluyordu. Araplar da, imparatorlukları doğal sınırlarına ulaştığında, hoş görü ve anlayışlarını kaybettiler, Ortodoks tutuculukla yozlaştılar. Zenginlik ve yayılmış güçleri ile diğer toplum ve kültürlere tepeden baktılar. Anlama yerine, kendi değerlerini ve geleneklerini öne çıkardılar. Ama bu durum normal bir durum. Günümüzde bile (son 200 yıla bakın) kültür ve zenginlik olarak kendilerini diğer toplumlardan farklı ve üstün gören bir çok toplum önemli insanlık hataları yaptılar. Fransızların, sömürgelerinde yaptıkları, o ince ve narin kültürden bu insanlık dışı tutumların nasıl çıktığını anlamayı zorlaştırıyor. Ya da detaylı, dantel gibi işlenmiş bir zarafetteki derin duygular üzerine kurulu nezakete sahip Japon Toplumunun, Çin ve Kore de yaptıkları veya üstün ırkçı Almanların, toplama kampları.... Hemen hemen kendisini diğerlerinden üstün gören her toplumun bu tür insanlık dışı hataları var. (Araplarda hala klan, soy-sop köken kişinin değerinin belirlenmesinde bir araç...) Bu dönemde Arap İslam yaklaşımı ile tarihten silinen kültürel değerlerde çok fazla. Ama bu o dönemin bir gerçeği, Haçlı Hıristiyanları da, Şamanist Moğollar da aynı düzeyde zarar vermiştir bu değerlere... Yok edilen eser sayısı bilinmiyor. Bu yüzden toplumları yargılamanın bir anlamı ve değeri yok. Önemli olan daha sonra, hangi toplumların kendi medeniyetlerini kurup geliştirirken bilgi üretip, insanlığa katkı sağladığı Son 1100 yıldır Müslümanların insanlığa ciddi bir katkısı yok. Türklerin de ne yazık ki uzun süredir bir katkısı yok... Üstelik insan-bilgi kalitesi olarak ciddi kayıplarda yaşıyoruz. En kaliteli beyinlerimiz yurt dışına gidiyor. Tarihte Müslümanların kullandığı veya yaktığı kütüphaneler var. Ama hiç birinde ışınlanma dahil, güncel bilimsel bilgiler içeren kitaplar yoktu. Safsata... Birileri bilinmeyen ve olası bir geçmiş hikayesi ile onur payı üretmeye çalışmış. Neden mi? En basitinden bu tür bilimsel bilgi üretimi veya birikimi olsaydı. yağmaya dayalı ekonominin temel ihtiyacı olan savaş ve savunma araç ve silahlarında bu teknoloji kullanılırdı. Şöyle düşünün, bugün liseye kadar derslerini anlayarak ve öğrenerek gelmiş birisinin bilgi birikimi ile 1000 yıl evveline gitse, bu temel bilgilerle o dönemde dahi sayılırdı ve müthiş bir etkisi olurdu.

Hiç Kimseyle Tartışmaz 5 yıl önce 0