0

Şimdi diğer konudaki soruya geri dönelim. Önce momentum konusundan başlayalım. Elimizde bir kilogramlık bir kütle olsun. Bunu uzay boşluğunda, 10 kilogram kuvvet ile uzay boşluğuna fırlatalım. Kütlemizin atom sayısı, parçacık sayısı değişmediği halde, bir milyon yıl sonra da olsa, hedefe çarptığında 10 kilogram kuvvet ile etki edecektir. Momentumun korunumu gereği bunu kabul ediyorsunuzdur. Diğer değişle, 1 kilogramlık kütle, 10 kilogramlık kuvvet gösterecek kadar bir enerji taşımıştır. Buradaki soru şu, atom sayısı dahi değişmediğine göre, bu enerji nerede ve ne şekilde korunmuştur? Hem de bir milyon yıl boyunca... (Buna farklı bir cevap üretmiş olsamnda konu dışı...) Buradaki asıl konu: kütlenin bir enerji aktarım aracı, taşıyıcısı olduğudur. Hareket verilen kütlenin moemntumu artmıştır. Yani atom/parçacık sayısı değişmediğine göre, "enerji yoğunluğu" artmıştır. Şimdi ikinci noktaya geçelim. Uzay gemimiz (önceki 1000 km çok yavaştı) saniyede 100.000 km hızda olsun. 1) Uzay gemisi bu hareketten dolayı, hızıyla oranlı olarak bir momentum sahibi olur mu? ( Evet, olur...) 2) Uzay gemisinin içindeki her şey, sorudaki mermi çekirdeği dahil, dolaylı yoldan da olsa, bu hızdan kaynaklanmış bir momentumları olur mu, olmaz mı? (Evet, olur...) 3) Uzay gemisinin içi , aynı referans sistemi olduğundan geminin içinde sabit hareketsiz duran bir nesne, geminin içindeki bir başka nesneye göre hareketsiz midir? (Evet, hareketsizdir.) 4) Bu durumda, gözlemleyen birinci nesne için, durduğu gözlemlenen ikinci nesnenin hiç bir momentumu yoktur, değil mi? (Evet, hareketsiz olduğu için yoktur.) 5) Ama durduğu gözlemlenen nesnenin, uzay gemisinin hızından dolayı yüklendiği ve taşıdığı ek bir enerji daha var mıdır üzerinde? (Evet, vardır.) 6) Bu durumda uzay gemisinin dışına göre, hareketli ve momentum sahibi olan bu parçacık, uzay gemisinin içinde göre hareketsiz ve moemntumsuzdur. Ama üzerindeki (uzay gemisin hareketinden dolayı eklenmiş) enerji yoğunluğuda onun doğal bir parçasıdır. Yani uzay gemisinin dışına göre göreceli olan kütlesi, uzay gemisinin içine göre, eylemsizlik kütlesidir. Eğer bu geminin içinde, bu nesneye hareket verirseniz, uzay gemisinin iç koşullarına göre tüm hesaplar yapılır. .......................................... Buraya kadar eğer bir itirazınız olmadığını varsayıyorum. ......................................... Şimdi evrenin genişlediğini, hem de artan oranlı hızla genişlediğini biliyoruz. Evrenin içindeki tüm nesnelerde, evrene göre 3 boyutlu koordinatlarını değiştirmeden, sadece Zaman boyutu üzerinde hareket ederken, bu genişlemeye ayak uyduruyorlar. ( Parçacıkların, gezegenlerin, yıldızların doğal yörünge hareketleri göz ardı edilmiştir. Sanki her şey donmuş gibi de düşünebilirsiniz. Ya da 3 boyut üzerinde izleyecekleri yolu, ek bir sistem olarak tanımlayıp, uzay-zamanda 3 boyutlu koordinatlarını sabitleyebilirsiniz. Aynı sonuca çıkıyorlar.) Yani evrendeki her şey, evrenin "genişleme yönünde" bir harekete sahip. Tüm bu hareketin olduğu alan ve yön , hız ; içindeki her şey için ortak olduğundan, tüm nesneler aynı referans sisteminde (ek hareket edip bunu bozmadıkları sürece)... Yani bize göre hareketsiz gözüken bir çok nesne, aslında hareketli ama aynı referansta olduğumuzdan farkedemiyoruz. ölçümleyemiyoruz. --------------- Son soru: O zaman, evrenin genişlemesinden dolayı kazandığımız momentum nerede? Bence, bunu; "eylemsizlik kütlesi" olarak tanımlıyoruz. Hepsi bu... Yaklaşımım temel anlamda, bu yönde... Hoş geldiniz.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0
0

Sayın Burtay Mutlu, Bilimsel konular üzerinde yazışıyor olmak, bana ayrı bir mutluluk verdi, ayrıca sitenin dizaynı bana unutulmuş bir hatırayı, mektuplaşmayı hatırlattı. kütle konusunda aynı terminolojiyi kullandığımıza emin olmalıyız. neden gerçek bilimci siz olmayasınız, varsayımlarınızı matematiğe dökmek, varsayım oluşturmakdan daha zor şeyler değil, siz ve teorisyenler, daha doğrusu zihnini kullanma becerisindeki kişiler öne atılmayacak olursa, gerçek bilimciler kim olabilir? bilim disiplini, bilimsel düşünceyi kalıplara sokmuş olduğu bir gerçek, belkide bizim şansımız batının bu kalıpları aşamayacak olması, bunu ifade ederken sizde bir kalıp dayatmasında bulunuyorsunuz. dini, geleneksel görüşlerin fizikle uyumluluğu konusuna kafa yoran birileri pektabi çıkabilir. günümüzün bilimsel yaklaşımı, bu tarz eğmilimleri ilkel köhnemiş eski kabul edebilir, buranın kısıt ve kayıt tanımayan fikri özgürlüğü aynı musamahasızlığı göstermemeli dahası dinler, ki sadece islam değili, hırıstiyanlık, yahudilik, buda, kadim çin, metinleri bizim aradığımız sarulara cevap veren yer yüzündeki tek kaynak, kulak kabartmak ne kadar abes olabilir? düşünsenize, bir günden kısa süre kaldıkları halde 300 sene mağarada kalan gençlerden,, bir günü 1000 yıla denk günlerden, anında uzak mesafeleri aşan tahtdan, göklerden, yaratılışdan, .... bahseden kadim bir kitap(en az bin yıldır, ayakta kalmış bir eseri) Tanrı kelamı olmasa bile incelerdim bu konuda bilimsel şartlanmışlık ve ezbere tekerlemeler en azından benim için yersizdir. şurasıda ihmal edilmemeli, zihnimizin, düşünce, hayal dünyamızın derinliklerinde, deryalarında denk geleceğimiz gerçeklerle alakalı şeylerin tuhaf bir şekilde kadim öğretilerdekilerle tutarlı olduğuna da şahit olabiliriz. benim şahsen dinlere ve kutsal metinlere önyargım çokdan kırıldı, başlangıç noktam dini bir öğreti olmuyor sıklıkla, bazen bir konu hakkında hangi düşünce şeklinin daha makul olabileceğine kararsız kalabiliriz, Yaratıcı düşüncenin o konu hakkındaki görüşüde fikir verebilir, bunu uzattım galiba kuramlarınız için tamamını inceleyebileceğim bir yazıya henüz denk gelmedim, asıl niyetim buydu

boran kadir 7 yıl önce 0
0

düşünce deneyiniz ile ilgili; baştan düşüncemi belirteyim; vardığınız sonuç sarsıcı 10 kg kütle katettiği mesafe boyunca ve zaman boyunca enerji kaybına uğramamıştır, katettiği mesafe ve geçen zaman enerjisinden ve momentumundan çalmamıştır, eksiltmemiştir. (bir yerden bir yere yer değiştirmek için bir şeyler değişmiş olmalı, aksi takdirde yer değiştirdiğimiz nasıl bileceğiz? şeklinde de düşünülebilir mi?) hipoteziniz; bir dinamik enerji olmalı ve bu kütleye eklenmeli şeklinde mi?, aradığımız sürekli enerji kaynağı genişleyen evren mi? hareketin devamlılığını sağlayan genişleyen evren mi yoksa kütleyi oluşturan genişleyen evren mi?, yani evren genişlemese eylemsizlik kütlesi olmaz mıydı? "uzay gemisinin içinde göre hareketsiz ve moemntumsuzdur" "Yani uzay gemisinin dışına göre göreceli olan kütlesi, uzay gemisinin içine göre, eylemsizlik kütlesidir". mesala bizde iç içe çok sayıda böyle katmanlar içersinde bulunuyoruz, dünyayla birlikte hareket ediyoruz, güneşle birlikte hareket ediyoruz, güneşin birlikte hareket ettiği daha üst bir sistemele .... belki böyle onlarcası var yani sıradan bir hareketimizde momentumumuz ölçülenin binlerce katı olabilir 1. varmamız gereken nokta, durağan şeylerde aslında hareket halindedir mi olamalı, yoksa daha kolay bir yönteme ulaştırabileceğinden hareket halindekilerde aslında duruyor, başka bir düzlemde eylemsizdir mi olmalı (10 kg lık uzayda hareket eden kütle kapalı bir kutuda hareket ediyor olsaydı, kutuya göre durgundu, 2.son önermenizin önemli olduğunu farkeder gibiyim, ama tam anlamadım, evrenin genişlemesinin normal ölçeğe etkisi çok çok küçük olmalı nasıl eylemsizlik kütlesi oluşturuyor, evren ivmelenerek artan hızda genişliyor, bunun kütle üzerine etkisini artan veya azalan kütle ölçümü şeklinde görmüyoruz?

boran kadir 7 yıl önce 0
0

Sayın Boran Kadir, Ben yazarken :-) eklediğiniz yeni kısımdaki sorulardan, konuyu ele aldığım açıyı gördüğünüzü fark ediyorum. Ki, sorularınızın içinde, kendi (önemli bir kısmında ben de hemfikirim) kendi cevaplarınızı da vermişsiniz. Burada dikkatinizi çekmem gereken konu; "evrenin genişlemesinin yönü".. Bu yön bizim bildiğimiz ya da algıladığımız anlamda bir yön değil bence. Açıkçası ikame edecek kavramı ve cevabı da bilmiyorum. Bildiğim, bu yönün; "her yöne birden", "üç uzamsal boyutu birden kapsayacak şekilde" bir yön olduğu. Ve bu açılardan "Zaman boyutumsusu" ile ortak özellikler taşıdığından, aralarında kesin bir ilişki olduğunu da düşünüyorum. Evren genişlemesinin etkisinin çok düşük olduğunu, belki de hiç bir etkisi olmadığını düşünen ve gözardı eden bir fiziğimiz var. Düşünceniz yaygın bilimsel düşünce ile uyumlu. Bence ise, her şey bir sebebe bağlanmış olduğundan, bu genişlemenin de sebep ve sonuçları olmalı. Evren içindeki kütleli varlıkların hareketlerini, uzay gemisinin içindeki nesnelerin , uzay gemisine göre hareketleri olarak ele alabiliriz. İçerideki olaylar ve sonuçları, dışından bağımsızdır. Uzay gemisin dışındaki koşullardan oluşan değerlerde, geminin içinde ne olursa olsun, kalıcı olmazlar. Mermi çekirdeği, eninde sonunda duracktır. Gemi içindeki hareketen sağladığı tüm momentum enerjisini, sürtünmeye veya çarpmaya harcayacaktır. Ama durup düştüğü anda, uzay gemisinin hareketinden dolayı kazanmış olduğu, (zaten gemiye göre doğasında olduğu için) gene çekirdekte kalacaktır. Biz de ona durağan diyeceğiz. Artan ivmeyle genişlemeye gelince. Bu konuda okuduklarıma dayanarak yazıyorum. Genişleme olduğu ve bir hızı olduğu konusunda emin olmakla beraber, artan oranın ne olduğunu ve hızın nasıl, hangi oranlarda arttığını bilmiyorum. Ama her durumda artan hızla da olsa, ölçüm yapacağımız diğer değerlerin, kıyaslama için, eski pozisyonlarında olmaları lazım... Oysa aynı referans sistemi içinde olacağımızdan, 1 kg, gemi içinde hep 1 kg olarak kalacaktır. Sadece durağanlıktan çok hızlı bir harekete geçersek belki hissedebiliriz (savaş uçaklarındaki ivmelenme gibi) ama bilemiyorum. Artan oranlı ivmelenme ve etkileri konusunda yeterince bilgim yok. Belki evrene göre konumuzdan dolayı da farkedemeyeceğimiz bir oran olabilir. Bilmiyorum. Metroda hızımız trenle uyumlu olarak arttığında (aslında trenin artış hızına ayak uydurduğumuzda) (veya yavaşlama) hızlanmanın başındaki durumlar haricinde, trenin (yavaşladığını veya) hızlandığını anlamamız, hissetmemiz de güç oluyor. O yüzden bu konuda net ve doğru cevap veremem.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0
0

Peki...

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0