Bu Aşırı Zehirli Göl, Bize Mars'ta Hayat Hakkında Fikir Verebilir

Mars'ta yaşam aramak kolay değil. Kızıl gezegene ulaşmak sadece zor değil, aynı zamanda bildiğimiz şekliyle Mars, yaşam için son derece elverişsiz.

Bununla birlikte, Dünya'da bize yaşamın Mars'ta nasıl olacağını gösterebilecek yerler var.

Bilim insanları, dünyanın en yaşanılmaz yerlerinden birinde bir şekilde hayatta kalan mikropları araştırdılar. Burası, Kosta Rika'daki volkanik bir kraterde sıcak, zehirli, asidik bir göl. Bu ekstremofil mikropların korkunç ortamlarına uyum sağlama biçimleri, bize mikropların bir zamanlar daha genç, daha nemli ve daha volkanik bir Mars'ta nasıl yaşamış olabileceğini gösterebilir.

Colorado Boulder Üniversitesi'nden astrobiyolog Justin Wang, "Temel bulgularımızdan biri, bu aşırı volkanik gölde yalnızca birkaç tür mikroorganizma tespit ettiğimiz, ancak bunların hayatta kalmaları için çok sayıda potansiyel yol olduğudur" dedi.

"Bunu, patlamalar meydana geldiğinde gölün kenarlarında hayatta kalarak yaptıklarına inanıyoruz. Bu, nispeten geniş bir gen dizisine sahip olmanın faydalı olacağı zamandır."

Göl, Laguna Caliente (kelimenin tam karşılığıyla "sıcak göl") olarak bilinir ve Kosta Rika'daki aktif Poás Yanardağ’ının kraterinde bulunur. Dip boyunca yüzen ve genellikle yerel asidik yağmurlar ve sisler oluşturan bir sıvı kükürt tabakası ile dünyanın en asidik göllerinden biridir. Ek olarak, su zehirli metallerle doludur.

Bununla birlikte, tamamen ıssız da değildir. 2013 yılında, Colorado Boulder Üniversitesi tarafından yönetilen bir araştırma ekibi, gölde, asidik ortamlarda yaşayan ve bir dizi varlığa sahip olan Acidiphilium veya "asit sevgilisi" cinsinden tek bir mikrop türünün hayatta kaldığını buldu.

Poás Volkanı aktif bir yanardağdır ve 2017'de patladı. Doğal olarak, bir araştırma ekibi, özellikle volkanik patlamalar gölü sterilize etme potansiyeline sahip olduğundan, devam eden volkanik aktivitenin 2013'te belirledikleri mikrobiyal topluluğu nasıl etkilemiş olabileceğini görmek için Laguna Caliente'yi tekrar ziyaret etmeye karar verdi.

Araştırmacılar gölden, kükürt kümelerinden ve gölün dibindeki tortudan örnekler aldılar ve burada gizlenmiş olabilecek organizmaları tanımlamak için gen dizilimine ve metagenomik dizilimine tabi tuttular. Şaşırtıcı bir şekilde, sadece Acidiphilium hala mevcut değildi, aynı zamanda az sayıda başka mikrobiyal tür de vardı.

Acidiphilium, gölde yaşayan baskın türdü, ancak hepsinin önemli hayatta kalma adaptasyonları vardı. Ekip, bakterilerin aside direnç kazandırabilecek genlerin yanı sıra, kaynama sıcaklıklarına ulaşabilen bir ortamda hayati önem taşıyan ısıya dayanıklı genlere sahip olduğunu buldu.

Ek olarak, organizmalar, başkaları için toksik olabilecek çeşitli maddeleri metabolize etmelerine izin veren çok sayıda gene sahiptir. Bu maddeler kükürt, demir ve arsenik içerir. Ayrıca, bitkilerin karbonu organik bileşiklere dönüştürmesine izin veren karbon fiksasyonu için genlere sahiptirler; ve hem basit hem de karmaşık şekerleri ve ayrıca enerji ve karbon yoksunluğu zamanlarında kullanılabilecek biyoplastik granülleri işleyebilirler.

Wang, "Bulduğumuz genlerin birçoğunu bekliyorduk, ancak gölün düşük biyolojik çeşitliliği göz önüne alındığında bu kadarını beklemiyorduk" dedi.

Hidrotermal ortamlar, astrobiyologların artan bir hızla ilgisini çekmektedir. Bu uç noktalarda gelişmeyi başaran organizmalar genellikle hayatta kalmak için güneş ışığına güvenmezler, enerji üretmek için kimyasal reaksiyonlardan yararlanırlar. Bu, Satürn ve Jüpiter'in gizli okyanus buz uyduları gibi Güneş'ten uzak diğer yerlerde bulunabilecek ekosistemler için bir fikir sunabilecekleri anlamına geliyor.

Ancak bilim insanları, yaşamın kıvılcımlanması için gerekli tüm bileşenleri içerirken, genç Güneş'in sert ultraviyole radyasyonundan güvenli olacağından, Dünya'daki yaşamın derin bir hidrotermal ortamda başlamış olabileceğine de inanıyorlar. Belki de Mars daha genç, daha ıslak ve volkanik olarak daha aktifken, hidrotermal ortamlar da yaşamı tetikleyebilirdi.

Wang, "Araştırmamız, Mars'taki hidrotermal ortamlarda 'Dünya yaşamının' nasıl var olabileceğine dair bir çerçeve sunuyor." dedi.

"Fakat Mars'ta yaşamın var olup olmadığı ve burada sahip olduğumuz mikroorganizmalara benzeyip benzemediği hala büyük bir soru. Araştırmamızın bu ortamlarda yaşam belirtileri aramaya öncelik verme konusunda bizi yönlendirmesini umuyoruz."

Ekibin araştırması Frontiers in Astrobiology'de yayınlandı.