Mesela basit bir örnek vereyim. Yazı tura atacaksınız. Ortada aslında sonsuz olasılık var ancak gerçekleşmesi en muhtemel iki olasılık dışındakilerin gerçekleşmesi zor. Bu yüzden onu ihmal eder ve %50 yazı %50 tura deriz. Diğer sonsuz olasılık ise paranın dik düşmesi ve öyle kalması (Dik düşüp sekip yazı veya turaya dönüşebilir). Zaten paranın çevresi rasyonel olduğu için yere temas edebilecek sonsuz miktarda yön var (Paranın daire olduğunu kabul edersek 360 derece, her bir derecenin 60'da biri dakika, onun da 60'da biri saniye, onun da onun da onun da diye sonsuza kadar yolu var). Bu ihtimali gözardı edip yazı ve tura üzerine düşelim. Paranın yazı ya da tura gelmesi aslında %50 ihtimal değildir. Aslında yazı veya tura geleceği tek bir %100'lük ihtimal vardır. Parayı ikinci atışımızda bazı parametreler değişir ve diğer ihtimal gerçekleşebilir. Yani parayı atarkenki parametrelere basit bir örnek verirsem; paranın yoğunluğu ve bu yoğunluğun paraya dağılımı, paranın sıcaklığı, ortamın sıcaklığı, nem, parayı atmadan önceki konumu, atarken neresine ne kadarlık basınç uyguladığımız, yer çekimi miktarı ve daha bir sürü parametre bulabilirim. Parayı her atışımızda bazı parametreler değişiyor (Mesela her iki atışımızda da baş parmağımız parayı aynı noktadan aynı kuvvetle itemez, mutlaka değişim olur). Dolayısı ile burada şanstan bahsedebilmemizin sebebi, bilmediğimiz parametrelerin ne sonuç getireceğini bilmiyor oluşumuz. Yoksa tüm parametrelerin ne olduğunu ve ne etkileri olacağını bilirsek bir parayı daha yukarı atmadan yazı mı tura mı geleceğini "öngörebiliriz." Bütün değişkenleri bilirsek bir nevi geleceği "görmüş" oluruz. Tabii basit bir yazı tura atımındaki değişkenleri dahi bilemiyoruz. Bu da bize bir "ihtimal" olarak geri dönüyor. Aynı şeyi evrensel olarak düşünürsek, evrende bilinebilecek bütün bilgiyi bilen bir olgu geleceği de ön görebilir.