Eğer bir amca(A) ve belli bir naneden(N) yola çıkarsak, "A'nın N'yi görmesi mi yoksa hayal etmesi mi daha hızlı gerçekleşir?" şeklinde algılayabiliriz sanırım bu soruyu.. Diğer bir yandan hayal etmenin de işlevsel olarak bir nevi görüntü oluşmasını gerektirdiğinden yola çıkarsak, soruya şöyle mantık yürütelim; A'nın N'yi görmesi için N'den yansıyan ışığın A'nın retinasına, oradan da beyinde işlenerek görüntü oluşmasına ihtiyaç vardır. Hayal etmesi için ise önce N'nin varlığını detaylarıyla tasarlaması ve ardından yine bu tasarımla beynin aynı bölgesinde bir görüntü oluşturması gerekecektir. Öyleyse ölçülecek iki değerden ilkine mesafe dersek; N'nin tasarımını oluşturmak, yani hayal etmek için nöronların gitmesi gereken mesafeler toplamı tahmin edilebilir sonlu bir mesafe ise, ışık hızında yol alan nöronlar için bu süre hesaplanabilir. N'nin kendisini görmek için (N'nin A'dan uzaklığına bağlı olarak) ışığın aldığı mesafe de aynı şekilde ölçülebilir. Diğer değer ise tasarlanan ve işlenen görüntünün görülmesi.. İkisi de bir çeşit elektriksel sinyal ile beynimizin aynı bölgesine haiz olmakta ise eğer, birinde bu sinyali oluşturan ışığın retinaya gelmiş hali iken diğeri beynimizde oluşturduğumuz tasarımın kendisidir. Peki o halde nöronların aldığı toplam mesafe mi yoksa A ve N arasında ışığın aldığı mesafe mi daha fazladır ? Asıl soru şu ki; gördüğümüz bir silüet her zaman daha gerçek gelir, ama hayal ettiklerimiz ise hep flu gözükür. Peki çok uzaktaki bir silüeti de, hayal gibi(pek o kadar olmasa da) flu görmüyor muyuz normal şartlar altında ? Öyleyse hayal etmek için nöronların aldığı toplam mesafe tahmin edilebilir ve çok değişmezken, görülmek istenen nesnenin mesafesi arttıkça gerçeklikten uzaklaşıp hayal mi olmaya başlar ? Çok uzadı farkındayım (buralara nasıl geldik gece gece :D) toparlamak gerekirse, gözden uzak gönülden ırak mı gerçekten ???