0

Gözümüze gelen ışık fotonlarının gözümüzün arkasında bulunan retinamız üzerine çizdiği şekli görmekteyiz gibi görünmektedir. Işığı görebilmemiz için ışığın dalgasal bileşeni olan fotonu görmemiz gerekir. Oysa, bizler fotonları değil fotonların çizdiği resmin bütünlüğünü görmekteyiz. Fotonu görebilmemiz için fotondan yayılan enerji dalgalarını görebilmemiz gerekmektedir. Bugünkü ulaşılan teknolojiyle bunları fark edemiyoruz ama fotonda bulunduğu alanda enerji etkileşminde bulunmalıdır, bunları henüz tespit edemiyor, bilemiyoruz diye düşünürüm. Işığın gözümüze çizdiği desen korunarak nöron demetleri boyunca kafamızın arkasındaki görme alanına taşınıyor görünmektedir. Ve görüntünün her bir noktası, pikseli bir nöron tarafından ve toplamda görme yolağı tarafından taşınıyor görünmektedir. Gözümüzde oluşan görüntü deseninin düzeni nöronların birlikte ateşleme düzenini oluşturmuş olmalıdır. İşte görsel bilgilerde, anılarda oluştukları şekil gibi nöronların birlikte ateşleneceği düzen almış hallerinde saklanıyor olabilirler. Nöronların, sinapslarının birbirlerine bağlanıp zamandaki ateşlenme düzenleri sistemin kendini oluşturanlarıyla ve çevresiyle etkileşiminden oluşan doğal bir kodlama olarak gözükmektedir. Moleküler yapıdaki retinamızda ışığın farklı frekanslarda yani farklı enerjilerde etkileştiği protein moleküllerinin (koni ve basiller) sinir uçlarını uyaracak etkileşim şelalesini başlatıp uyarılan sinir uçlarıyla, sinapsların nokta parıldamalarının oluşturduğu ışığın beynimizde çizdiği üç boyutlu şekli görmekteyiz. Işığın oluşturduğu desenin her pikseli bir nöron tarafından taşınarak görme bölgesinde nöronların sinapslarınca çoğaltılır. Sinapslarının ucundan salınan nöroileticiler sinaptik aralıkta piksel oluşturur gibi diğer nöronun reseptörlerine yani nöro ileticilerin bağlanacağı almaçlara bağlanınca möleküler bağlanmayla oluşacak etkiler yanında birde möleküler bağlanmayla elektronlardan o melekülün enerjisine uygun renkte ışık salınımı olur. Tek sinaptik aralıkta salınan nöro ileticileri ve görme alanında oluşacak görüntünün sinaptik toplamı düşünülürse bu ışıklı bir görüntü oluşturacak izlenimi vermektedir. Sinaptik aralığa salınan nöroiletici ve bağlandığı reseptörü diğer etkiler yanında elektronlarından foton yayıp yani ışık yayıp enerji düzeyine göre renklilik verecektir. Gözün renkli görsel bağlantısallığı o şekil nöronlardan evrilmiş olmalıdır. Işık kalem etkisi, ressamın fırça etkisini göstermektedir. Göze çizilen, piksellen şeklin parçacıklarının taşınıp sinaptik pikseller şeklinde birleştirileceği sinir hücreleriyle beyin boyunca ilerlerken, büyük oranda çaprazlaşarak talamustaki corpusgeniculatium lateral nükleuslarını çift taraflı oluşturmaktadır.Daha alt bölgeler olan üst collicuslara, pretektal alana ve çok yere ulaşır. Bu alanın işlevlerinden biri göze gelen ışığın yoğunluğuna göre göz açıklığını, iris'i daraltır ya da genişletir ve göz, boyun hareketlerini etkiler. Talamustan beynimizin arka kısmında bulunan oxipital görme alanlarına ulaşır.Buradan başka birçok etkileşime neden olan görme sinir ağları sistemle organize yoğun bağlantı halindedir.Gözden beyne sinir demetleri halinde ilerleyen görüntünün sinir uçlarının ateşlemeleriyle geçişini, sinaptik geçişini pikseller gibi düşünebiliriz.Şöyle yukarda bahsettim nöroiletici ve reseptör birleşmesinin diğer etkileri yanında möleküler bağlanmadan dolayı uygun enerji düzeyinde, renkte ışık salınımı olacaktır. Tek sinapsta bile bu oldukça yoğunken şekli oluşturacak sinapsların toplam ışık salınımı düşünülürse görüntü ve renk oluşacaktır. Görüntü ve renklenme böyle oluşuyor olabilir. Her sinaptik ateşlemeler piksellerin parıldamasına (her sinaptik bağlantınında pikseller toplamı olduğu bir piksel gibi düşünülebilir.) ve toplamıda şeklin oluşmasına, temelde elektromanyetik yani ışık parıldamalarının birleşip görüntüyü oluşturduğunu düşündürmektedir. Beyne bütünsel bakmazsak anlaşılmaz görünmektedir. İşte bilinç nöronların bilgiyle etkileşimini ve etkileşen enerjilerdende oluşmaktadır. Yani bilinç bilgiyle etkileşen nöronlar ve etkileşen, birleşen enerji bütünlüğünden oluşuyor görünmektedir. Çünkü nöronlar etkileşimi devam ettirmekte bağlantısallığı sağlamaktadır. Canlılardaki bilinç madde-enerji etkileşim bütünlüğü görünümündedir. Görsel sinir ağları boyunca beyinde ilerleyen görüntüler nesneden gelen görüntünün devamı gibi sinir uçlarında ateşlemelerle pikseller halinde taşınıyor görünmektedir. Beynimizin içi karanlık deyildir, nasıl olsunki? Henry Markram mavi beyin projesinde bakılan nesneyi beyinde görüntüleyebilmiştir. Henry Markram’ın bununla ilgili videosuda var. Gözlemci ise temelde sistemin bütünlüğü olmalı ve zaman sürecinde olduğumuz için gözlemci zamanın hep son anı olmalıdır.

Yunus Ilik 5 yıl önce 0