Elbette gerçek durum nedir? Bilmiyorum.
Ama Karadelikleri hep bir huni gibi düşündüm. Geniş bir ağızdan , daralan bir boyun. Olay ufku da tam bu daralmanın keskinliştiği yer gibi...
Çünkü karadelikleri maddeyi sıkıştırıyor. Şırınga iğnesinde olduğu gibi, kütleyi sıkıştırabilmesi için dar bir alandan geçirmesi ile kütlenin enerji içeriğini sıkıştırabilir diye düşündüm.
Zaman bence dalgasal formda ve enerji aktarıyor. Bu yüzden, karadelikle karşılaştığında, kendi dalga sırasından kopup, karadeliğin içine doğru ayrı bir zaman sırası olarak girdiğini düşünüyorum. Bu şekilde alan daraldıkça, dalga genliğinin arttığını, bununda kütleyi daha da ileri gitmeye (düşmeye) zorladığını düşünüyorum. Bir bakıma yutkunan bir yılanın yemek borusunun etrafındaki kasların kasılması gibi...
Tabii düşen kütle için bir zaman genleşmesi var ama o tamamen ayrı bir konu.
Kütleyi iki türlü ele alabiliyoruz. Madde ve anti madde. Aslında kütle derken hep maddeyi düşünüyoruz ama anti madde içinde aynı terim geçerli.
Madde ve anti madde arasındaki farkın, Zaman dalgaları ile karşılaşma/karşılama açılarından kaynaklandığını düşünüyorum.
Yani örneğin 0_45 derece arası karşılaşmalarda kütle iken, 0_-45arası karşılaşmalarda, anti madde söz konusu bence. (Tabii bu karşılaşma, enerjinin titreşim doğrulusuna göre, rastgele değil)..
Eğer böyle bir ilişki var ise, kütle ve anti kütleyi oluşturan enerji paketçikleri, 180 derece faz farkına sahipler. Yani tam ve yıkıcı girişim yapabiliyorlar. Bu da atıksız enerjiye dönüşümü açıklar bence...
Karadelik içinde de maddenin bir kısmının, Zaman dalgaları ile kesişme açısının değişmesi ile anti maddeye dönüştüğünü ve madde ile karşılaşıp, birbirlerini "nötralize" ettiklerini hayal ettim.
Bu şekilde tamamen enerji formuna dönüşen kütleyi tekilleştirmenin yolu açılmış olurdu.
Karadelikteki tekillik daha çok bir alan bence, ama kesinlikle bir nokta değil.
Olay ufku öncesi, Uzay-Zaman dokusunun basıncı bu alanda (küresel olmasa bile 3 boyutlu) çok düşük. O yüzden bu alana giren maddenin gidecek başka bir yeri olmaması bencede makul.
Zaman genleşmesi, bence, tamamen, kütlenin en temel birimlerinde gerçekleşen bir olgunun sonucu. Bu yüzden, uzay-zaman dokusundaki bükülme kütle açısından dolaylı olarak etken. Kütle kendi süresini yaşıyor.