Yazılanlar, bilim-kurgu hikayelerine ilham olacak düzeyde... Kendi içinde mantıklı ve tutarlı ... ama evrenimizi algılayışımızla ve yaşadıklarımızla bire bir değil gibi... Sanki daha çok zayıf bir olasılık gibi algılıyorum.
Çünkü temel kavramları farklı değerlendiriyorum. Bana göre, "boyut" kavramı sadece enerjinin (paketçik olarak) titreşebildiği bir alanı ifade ediyor.
Eğer önü açık ise ve enerji miktarı artıkça bu titreşimi artırabiliyorsa; açık "uzamsal" boyut....
Eğer tamamen kapalı ise ; kapalı boyut...
Ve eğer kısmen açık ise ; kıvrılmış-kıvrık boyut olarak tanımlıyorum.
Açık, kapalı ve kıvrık kavramlarına neden olan olguyu da başka bir enerji paketçiği ile olan ilişkisi, onun titreşimi olarak ele alıyorum.
(Hayali Canlandırma: Her yöne titreşebilen esnek küresel balonlardan oluşan bir yığın düşünün, balonların hepsi özdeş olsun ve hepsi her yöne titreşmek istesin. Sonra geometrik olarak diğer balonlarla kapatılmadıkları titreşim alanlarını ve kapatıldıkları titreşim alanlarını ele alın. Tanımım buna benziyor.)
Farklı olarak "Zaman" enerjinin titreştiği bir alan değil, kesikli - dalgasal olarak balonu geçen bir hareket. Hareketin göreliliğinden dolayı, enerji paketçiğinin bu dalgasal harekete karşı yaptığı harakette bir boyut görevi görüyor...
Eğer "Zaman"ın bir dalgasal hareketi olduğunu kabul edersek. Şimdi sadece "evrene göre, x,y,z ve t değerlerinin belli bir sayısal değerini" ifade etmesi gerekiyor.
Yani sadece tek bir "an" vardır. O da evrene göre 4 boyutlu koordinatlarımızın belirlendiği (süperpozisyonda diyebilirsiniz) referans çerçeve dilimidir.
Evrenin genişlemesinden dolayı hareketimize rağmen; x,y ve z koordinatlarımız sabit kalabilir ama "t" dalgasal olduğu ve enerji paketçiğinin özelliklerinin belirlemesinin dışında olduğu için sürekli değişiyor.
Zaman da bir şekilde ileri ya da geri gitme olayı, bu "an konumunda" iken bizi geçen dalgayı yakalamak olsa bile, bu sefer evrene göre x,y,z koordinatlarımız değişmiş oluyor.
Ve yakaladığımız dalga, bizim için yeni x,y,z koordinatları ile yeni bir "an" oluyor.
Ama olmamış olayların bilgisini taşımıyor. Çünkü olaylar sadece bizim "an" , "şimdi" anlarımızdaki ilişkiler ve etkileşimlerden oluşuyor.
İşte bu nedenlerden dolayı, Zaman yolculuğu fikri bana mümkün gözükmüyor.
Entropinin durumunu bir önceki soruda Sn. Hüseyin Can ele almış. Girmiyorum bu yüzden...