Aslında olay göreceli. :-) Vide Supra'nın anlatım kalitesinde olamasam da; yerçekimsiz ortam yani serbest düşme hali, "neye göre?" olduğuna bağlı.
Düşerken, kutuyla ya da uçakla aynı hızda düşüyoruz. Yani uçağa ya da kutuya göre "hızımız sıfır", herhangi (düşme yönünde) bir tartı aracı bu nedenle ağırlığımızı sıfır olarak gösterecektir.
Biz kapalı bir ortamda, bulunduğumuz mekana göre, (o mekanla aynı hızda ve yönde olduğumuzdan) ağırlıksızız.
Bunu dünya'ya uyguladığımızda, mesela (hava direnci gözardı edilirse) paraşütçü atlayışında, dünyanın yerçekimi ivmesinden kaynaklanan düşmemiz (9.8 metre/saniyekare) e göre, aslında dünya ile aynı hızda ve yönde "bir yere (?)" doğru düştüğümüz sonucuna da ulaşıyoruz.
-------------------------------------------------
(Konu üzerine düşünceler)
Eğer öyle ise 2 ihtimal var: Ya küçük cisimler bu "bilinmeyen yöne doğru", büyük cisimlerden daha yavaş düşüyor... (Ki bunun anlamı, kütle büyüdükçe bir şey tarafından daha fazla direnç görüyor.)
Ya da büyük cisimlerin açtığı yolda bir tür basınç düşmesi oluyor, ki aynı yönlü hareket eden nesneler bu düşük basınç alanının en zayıf-düşük basınçlı noktasına itiliyor. (Hızlanan bir otobüsün arkasındaki minik golf'un durumu gibi...)
Bence, tüm nesnelerin evrenin genişlemesi ile genişleme yönüne yapmış olduğu hareket, uzaydaki serbest düşmenin nedenidir.
Bu düşme ile uzay dokusunun direnci arasında kalan enerjinin durumuna da, kütle diyoruz.
(Kütle için bir kaç farklı açıdan daha, aynı tanımımı, önceki yazılarda paylaşmıştım.)
Kütle çekimi dediğimiz olgu ise, büyük kütleli nesnenin bu hareket esnasında sebeb olduğu (uzay-zaman dokusunda) düşük basınç alanına, daha küçük nesnelerin (gene uzay-zaman dokusunun) itilmesinden kaynaklanıyor.
Not: Bu görüş, bilimsel değeri olmayan bir yaklaşımdır. Çünkü geçerli olabilmesi için önce, uzay-zaman dokusunun boşluk değil, geçmiş yüzyılardaki gibi, bir şey- eter- ile dolu olduğunun kanıtlanması gerekir. (Ki eter'in olmadığı da 100 yıl evvelki bir deneyde ispatlanmış.)
Yine de Higgs Alanı veya benzer bir enerji alanı kavramı bu ihtiyacı karşılarsa, dikkate alınması gerekecektir bence...