2

Hayır mesele uzaydaki eksik kütleyi tamamlamak değil. Bu eksik kısmı tamamlayan bir şey var ama ne olduğu, nasıl olduğu, mekanizması bilinmiyor. Bu nedenle "kara" (geri bilgi vermeyen kavramında) deniyor. Hatalar, bu "şey" in varlığını yadsıyarak yapılan hesaplamalardan kaynaklanıyor. Yani 4 kilogramlık bir şeyi 10 kilogram olarak tarttığınız zaman fazla olan 6 kilogramın bir hata olması gibi... Tartı bu 6 kilogramı neden verdi? Hatalı olan ne? Ama gerçekte elimizde zaten 10 kilogramlık şey var. Gerçek olan bu. Ama biz bunun sadece 4ünü tanımlayabiliyoruz. Kara madde içinde durum aynı. Kara enerji içinde durum aynı. Her ikisinin hesabında da mevcut madde ve enerjinin şu anki sistemsel yapılarını ve durumlarını sürdürmeleri için gerekli olan madde ve enerji hesaplanırken bulunan rakammlar. Galaksilerin sarmak kollarının hızının bu kadar yüksek olması için gereken kütle yoğunluğu kara maddenin keşfine doğru bizi yönlendirirken... Galaksileri birbirinden bu hızla ayıran kuvvetin büyüklüğü de kara enerjiye çekti dikkatimizi... Ses bir dalgadır. Her dalga taşıdığı enerjinin niteliğine ve kuvvetine göre uygun bir aktarıcıya ihtiyaç duar. Ses dalgaları hava moleküllerini kullanır. Enerji frekanslar halinde molekülden moleküle geçer ... Uzayda ise bu dalgaları aktaracak uyun malzeme yok. Bu yüzden iletilemez. (Ama kanımca, bu enerjinin bir kısmı silsilenin sonundaki moleküllerce ısı olarak uzaya atılıyor olabilir. Bu durumda ışık hızında etrafa yayıldığından ve çok düşük bir enerji düzeyi olduğundan saptanamıyor olmalı... Bu varsayımım deneye açık neyseki, yanlışlığı rahatça ispatlanabilir bir gün)

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0
0

bilimsel bilgi, "Evrendeki eksik kütleyi tamamlamak" derken az bir şeyden bahsedildiğini sanıyorsanız hata edersiniz. Evrenin bilinen veya görülüp ve hesaplamalarla varlığı tahmin edilen kütle miktarı bazı fizikçilere göre %4 vaya 4,5 civarındadır. Diğer bir grup ise çok daha ileri gidip bu oranı %1 in altına bile indirirler. Şimdi siz bunu "eksik kütle" olarak mı tanımlıyorsunuz? Kara enerji denilen ve bizim de "uzayın kendisinin enerjisi" dediğimiz enerji, evrenin şu sıralar %70 ini meydana getiriyor. Karanlık madde denilen ve evrenin genel kütle çekiminin büyük bir bölümünü sağlayan enerjinin ise evrenin geri kalan %30 civarındaki enerjisi olduğu hesaplanıyor. Yani evreni meydana getiren görünür malzemenin miktarı bu hesaba göre yüzde bir bile değil. Ama aslında çok da mantıklı. Böyle bir sistemin işlemesi ve ayakta kalması için bu şekilde bir yapılanma gerekiyor demek ki... "Ses" eğer ışık gibi bir enerji paketi olsaydı uzayda yayılırdı. Ama sesin kendisi enerji taşıyan bir şey değildir. Enerji taşıyan parçacıkların titreşmeleri sonucu bir frekans meydana gelmesi ve bu frekans "yani ardışık dalgaların sıklığı veya seyrekliği" sonucu gelen darbelerin bizim kulağımız tarafından algılanıp yorumlanmasıdır. Biz belirli ve kısıtlı bir frekans aralığını duyabiliyoruz. Ama bu frekans durumu aslında çok daha geniş bir yelpaze meydana getirir. Karanlık maddenin ne olduğu bilinmiyor ama onun da iletebildiği bir frekans varsa o zaman "ses" tüm uzayda iletilebilir demektir. Sadece bu bizim algılayabileceğimiz bir frekans olmaz sanırım.

Necmi Tüfek 7 yıl önce 0