0

Soruyu görüğüm 5 günden beri, zihnimin bir kısmını kemiriyor bu soru. Cevap veren çıkmadı. Sanırım benim gibi, çoğumuzun bir fikri yok ve birilerinin fikri üzerinden yürümeyi tercih ediyoruz. Belki tartışma esnasında gelişir. Sorunun kendisi çok zor bir soru. Ama şu ana kadar ele aldığımız mutlak değer altı , mutlak değer ve üstü ısılar için yapmış olduğumuz tartışmalar, kütlenin de farklı formlarda tezahürü olabileceğini düşündürtüyor. Belki soruyu biraz daha geliştirirseniz, yol gösterici de olabilecekti. Körlemesine, bir kaç varsayımda bulunayım. Ehhh artık, rasgele... Öncelikle "kütle" nedir? Farklı bir açıdan ele alırsam, enerjinin titreşim yaparak tamamına sahiplendiği uzay alanıdır. Hacim, kütlenin vaz geçilmez bir özelliği oluyor bu durumda. Hacim için en az 3 uzamsal boyut üzerinde titreşime sahip olmak gerekiyor. İkincisi hacimden bağımsız olarak, yoğunluğu kütle değeri üzerinde belirleyicidir. Ama bu yoğunluğu madde miktarı olarak değil, enerji miktarı olarak ele alıyorum. Üçüncüsü; kütle, sahip olduğu hıza göre oranlı olarak değişkendir. Nesnenin hızı ne kadar fazla ise, kütlesi de o derece artıyor. Burada bu ilkeyi foton bozuyor. Ama onunda özürü, 3 boyutlu titreşime yani bir hame sahip olmayışı. Mutlak sıfıra kadar kütleyi oluşturan enerji yoğunluğu, 3 boyut üzerinde titreşirken, mutlak sıfırda bu boyutlardan birini kaybediyor olmalı ki, plazmavari , dalga alanı şekline yani bir güç alanına dönüşüyor. Mutlak sıfırın altında ise, bu dalgasal alanda daralıyor.Bu nednele ek bir potansiyele daha sahip oluyor. Bunu negatif enerji olarak tanımladık. Ancak bunların hepsi aslında enerjinin değişik koşullarda bulunma formları oluyor. Kütle, bu formlardan biri sadece. Yaklaşımımda, kütle bu enerji alanının, zamanı taşıyan dalgalarla yaptığı girişimin bir sonucu. Yani denizde açığa doğru yürüyen (evrenin genişlemesi) çocuğa (yoğunlaşmış enerji) çarpan dalgalar (zaman) misali gibi, çocuğun dalgalara karşı duruşu ve direncinin sayısal değeri için sahip olduğu enerji, onun kütlesini ifade ediyor. Gluon alanı için şimdilik bir tanımım yok. Konuyu doğru açıdan ele almamı sağlayıp, fikir yürütmeme yetecek bilgim yok çünkü.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0
0

Burtay Bey, Ben bu soruyu görüyordum ama cevap vermememin nedeni bir fikrim olmaması değildi. Vide supra ile konuşmak istemiyordum. Gördüğünüz gibi diğer konuda aynı şeyi farklı kelimeyle söylemek durumu konuyu gereksiz yere uzattı. Kendisi daha önceden haksızlığa uğradığını düşünüyor ve bir şekilde intikam peşine düşmüş. Bunu da itiraf etti zaten. Ama aslında daha önceden ona ismen hak etmediği şekilde haksız ithamda bulunduğumu da söylemek zorundayım. Başka birine yazdığım yazıya yanlışlıkla onun ismini yazmışım. Çok sonra fark ettim ama o sırada kendisi beni nasıl kızdıracağını bildiği anlaşılan bir cevap yazmıştı. Eğer o yazıyı yazmasaydı kendisine yanlışlık olduğunu söyleyip özür dileyecektim. Ama yazdıkları o an beni kızdırmış olmalı ki hiç bozuntuya vermedim. Ama buna neden olduğum için kendime kızdım. Ceza olsun diye yazı yazmamayı tercih ettim. Görüyorsunuz hiç bir şey (fazla enerji) bıraktığınız yerde durmuyor. Şimdi yukarıdaki soruya gelirsek; Higgs alanı en küçük düzeyde maddeye kütle veriyor derim ben. Aslında Higgs bozonunu bulduk dediler ve ödül bile aldılar sanıyorum ama bence bulduklarının Higgs'le bir ilgisi olduğunu sanmıyorum şahsen. Onlar enerji düzeyi ve matematik açısından tanımladıkları parçacığa acele ile veya (olsa olsa) yargısıyla Higgs bozonu demiş bile olabilirler. Neden böyle düşündüğümü anlatayım isterseniz. Benim tanımlamaya çalıştığım uzay parçacıkları da çok küçük düzeydeler. Öyle ki en düşük enerji düzeyindeki temel parçacıklar bile onlarla etkileşmiyor. Yani enerjinin yarattığı en küçüğün de altında olan parçacıklardır. Enerjinin etkileşmesi için enerji paketlerinin standart ve birbirlerinin tam sayılı katları olmaları gerekiyor. Yani, ATM den para çekerken 1 lira 50 kuruş çekemiyorsunuz. ATM deki paraların en düşüğü kaç liraysa, onu ve katlarını çekebiliyorsunuz. Enerji de aynen böyle davranıyor. En küçük düzeyde belli bir paket değer var. Etkileşme o düzeyde ve onun katlarındaki paketlerle yapılıyor. Higgs bozonu en alt düzeydeki enerji paketine kütle özelliği veriyor ve bence daha yukarıdaki enerji paketleriyle bir daha etkileşmiyor. Bu nasıl olur? derseniz, bence tanımı basit. Çünkü daha önce uzay parçacıkları yüzünden bunu düşünmüştüm. Bunu ben karıştırılarak uygulanan yapıştırıcı örneğiyle açıklayabilirim. Hani uzay parçacıklarının içeriğinde artı ve eksi enerjinin bulunduğu gibi, Higgs bozonu da en alt düzeyde enerji paketine kütle verirken bu şekilde bir yöntem uyguluyor olmalı. Yani ATM de olmayan kesirli paraları bütünlüyor ve o anda kütle veriliyor. Bu yüzden de diğer enerji düzeyleriyle de hiç bir şekilde etkileşmiyor. Çünkü etkileşebilecek (Paket ve katları) durumunda değiller. (Anlatabildiğimi umuyorum) En sonunda yukarıdaki soruya gelirsek; Zaten sonuç bellidir. Kütle, en düşük enerji düzeyindeki enerji paketine verilir ve hepsi de budur. Daha başka bir kütle edinme yöntemi yoktur (bana kalırsa) Gluonlar kuarkların aralarındaki alışverişte kullandıkları iletişim fotonlarıdır. Foton olmalarına rağmen kütlelidirler ve bu yüzden menzilleri çok azdır. Ancak iki kuark arasındaki mesafe kadar gidebilirler. İki kuark arasındaki güç paylaşma gereksinimi onların meydana gelmelerini (güç alanı içindeki boşluktan) sağlıyor olmalıdır ve bu sırada Higgs alanı da kütle özelliği kazanmasını sağlar diye düşünüyorum. Burada bir bileşke yaratılıyor ve o sayede kütle oluşuyor diye düşünüyorum. Kütle bir kez oluştumu artık Higss alanıyla değil, diğer kütlelerle etkileşimde oluyor çünkü Higgs düzeyinden bir gömlek yukarıda olmuş oluyor. Yani onu bir daha tanımıyor.

Necmi Tüfek 7 yıl önce 0