0

Ahmet Şimşek, Okuduğunuz yazı nedir bilmiyorum. Ama DNA nın önceden çok sarmallı olduğu, mutasyona uğrayıp bu günkü haline geldiği gibi bir varsayım kabul edilebilir bir şey değildir sanıyorum. Çünkü, evrim ve mutasyon böyle çalışmaz. O yazıyı yazanlar sanıyorum bu konuyu çok iyi bilmeden, belki de ilahi bir mesajı farklı yorumlayarak böyle bir sonuca ulaşmış olabilirler. Evrim, doğal seçilimdir ve ortama daha dayanıklı türlerin, bireylerin varlıklarını devam ettirmesi, ortama uyum sağlayamayanların yok olması sonucunu doğurur. Yani çok özellikli bir yapı zamanla daha az özellikli bir yapıya dönüşmez, sadece yok olur. Varlığını sürdüremez. Yukarıda söylediğim gibi, DNA nın sarmal yapısı onun kendisini kopyalaması için gereklidir. Eğer özellik açısından, daha mükemmel yapıda insan figürü yapılanması düşünülürse, bunu sağlayacak olan sarmal değil, kromozom sayısıdır. O açıdan bakınca da, daha çok kromozomlu bir yapının daha az kromozomlu bir yapıya doğru gerilemesi \"entropi\" ve enerjinin doğal hareketi bakımından ters bir süreç gerektirir ve bence mümkün değildir. Bir \"tür\" ya evrimsel gelişimine devam edip daha mükemmel ve dayanıklı türlere doğru evrilir, ya da bulunduğu durum ve ortam çok fazla değişmiyorsa çok uzun zaman varlığını aynen devam ettirir. Ama aynı ortamda daha geri bir konuma gelemez, gelirse o ortamda yaşayamaz, yok olur. (Hele ki beyinsel açıdan bir gerileme zaten düşünülemez bile) İlahi mesajlara her zaman saygımız var. Ancak, onları doğru anlamak gerekir. Bilimi kullanarak o mesajlar için dayanak veya zemin aramak gerekmez. Zaten böyle yapılırsa yanlış şeyler ortaya çıkar ve sanki bilim ve ilahiyat arasında bir kavga varmış gibi bir izlenim doğar. Bu hiç doğru bir şey değildir. Ne yazık ki hep böyle durumlar ve kavgalar yaratılıyor ve ülkemizin daha iyi bir duruma gelmesi için gereken enerji boşa harcanıyor.

Necmi Tüfek 7 yıl önce 0
1

Ahmet Şimşek, Okuduğunuz yazı nedir bilmiyorum. Ama DNA nın önceden çok sarmallı olduğu, mutasyona uğrayıp bu günkü haline geldiği gibi bir varsayım kabul edilebilir bir şey değildir sanıyorum. Çünkü, evrim ve mutasyon böyle çalışmaz. O yazıyı yazanlar sanıyorum bu konuyu çok iyi bilmeden, belki de kutsal bir mesajı farklı yorumlayarak böyle bir sonuca ulaşmış olabilirler. Evrim, doğal seçilimdir ve ortama daha dayanıklı türlerin, bireylerin varlıklarını devam ettirmesi, ortama uyum sağlayamayanların yok olması sonucunu doğurur. Yani çok özellikli bir yapı zamanla daha az özellikli bir yapıya dönüşmez, sadece yok olur. Varlığını sürdüremez. Yukarıda söylediğim gibi, DNA nın sarmal yapısı onun kendisini kopyalaması için gereklidir. Eğer özellik açısından, daha mükemmel yapıda insan figürü yapılanması düşünülürse, bunu sağlayacak olan sarmal değil, kromozom sayısıdır. O açıdan bakınca da, daha çok kromozomlu bir yapının daha az kromozomlu bir yapıya doğru gerilemesi \"entropi\" ve enerjinin doğal hareketi bakımından ters bir süreç gerektirir ve bence mümkün değildir. Bir \"tür\" ya evrimsel gelişimine devam edip daha mükemmel ve dayanıklı türlere doğru evrilir, ya da bulunduğu durum ve ortam çok fazla değişmiyorsa çok uzun zaman varlığını aynen devam ettirir. Ama aynı ortamda daha geri bir konuma gelemez, gelirse o ortamda yaşayamaz, yok olur. (Hele ki beyinsel bir gerileme düşünülemez bile.) Kutsal mesajlara her zaman saygımız var. Ancak, onları doğru anlamak gerekir. Bilimi kullanarak o mesajlar için dayanak veya zemin aramak gerekmez. Zaten böyle yapılırsa yanlış şeyler ortaya çıkar ve sanki bilim ve kutsiyet arasında bir kavga varmış gibi bir izlenim doğar. Bu hiç doğru bir şey değildir. Ne yazık ki hep böyle durumlar ve kavgalar yaratılıyor ve ülkemizin daha iyi bir duruma gelmesi için gereken enerji boşa harcanıyor.

Necmi Tüfek 7 yıl önce 0