İnsanlığın bilimde ne kadar ileri olduklarını bilemiyorum. Sadece her 2–3 yılda bir bilgi birikimimizin iki katına çıktığını biliyorum. Diğer yandan her ne kadar bazı cahiller doğum oranı artışını teşvik etse de, ölüm oranındaki düşme yüzünden nüfus artışı çok fazla. Geçtiğimiz yüzyıl içinde insanlık 2 milyardan 7 milyara çıktı. Tüm doğum kontrollerine rağmen, bu yüzyıl sonunda 9–9,5 milyar olacak. Oysa kaynakların bu denli sömürülmesi nedeniyle, 2050 yılında Dünya en fazla 2 milyar civarında insanı besleyebilecek.
Şu ana kadar geçmişin (doğal kaynak) birikimi tüketildi ve gençlerin geleceğinden (onların kullanması gereken) borç alındı. Ama alınan borçta da üst sınıra ulaşıldı, hatta geçildi. İnsanlığın 1 günde tükettiği besin, balık, et, su, çevre, ağacı, vs. , “dünya ancak 1,5 günde yerine koyuyor”. Üstelik insanlar yaşlandıkça lüks ihtiyaçları daha da artıyor. Yani şimdi ölümsüzlüğü bulmak demek, bırakın insanlığı “tüm dünyanın yok olması” demek olacaktır. Bazı ölümcül hastalıkları tedavi etmenin, uzun vadeli götürüsü, zararı da çok fazla.
Bu nedenle; insanlık nüfus olarak sabit, bilgi olarak neredeyse eşit, bilgi yoğunluğu olarak homojen olmadıkça, bu tür tedavilerin ve çözümlerin açığa vurulacağını zannetmiyorum.
İnsanlar o kadar fazla ki, artık insanın değeri (tüm söylenenlere rağmen) daha da azalıyor. Yoksa çevremizdeki bunca ölüm, acı ve katliama niye sadece protestolarla, sessiz ve eylemsiz kalsınlar?