Emir Karamekik,
Işık hızını aşan bir madde, evrenimizin tüm limit değerlerini aşmış demektir.
Kütle açısından çekim gücü ışık hızını aşar. ( Birim başına enerji yükü karadelik sınırını aşar.) Shibumi bunu söylemek istemiş oluyor.
Fizikte ölçek değiştiğinde bambaşka fizik yasaları ortaya çıkar. Işık hızını aşan bir madde ölçek olarak hem sıfır hacme kadar sıkışmış olur, hem de sonsuz kütle kazanmış olur.
Bir sorunuzda \"Belirsizlik ilkesini\" sormuşsunuz. Bu ilkeyi anlamak pek de kolay bir şey değildir. Zaten Kuantum fiziğini anlamak diye bir şey yoktur. \"Neden?\" sorusunu sorduğunuz anda fizik dışına çıkarsınız.
Burada da aynı şey söz konusu.
Hem sıfır hacim, hem de sonsuz kütle ne anlama gelir?
Eğer bunun bir anlamı yoksa, demek ki \"ışık hızını aşmak\" durumunun da bir anlamı yoktur. Yani fizik açısından anlaşılacak, hesaplanacak bir şey yoktur. Bu yüzden kuantum fiziğinde pek çok yerde böyle sonsuzluklar vardır ve onları hesaplanabilir duruma getirmek için yaklaşık sonuçlar için yaklaşık denklemler uygulanır.
Sizi mutlu edecekse şöyle bir çıkarım yapılabilir.
\"Sıkıştırılmış bir parçacık eğer hem konumu, hem de hızı belli olacak duruma gelirse o zaman \"kuantum tünelleme\" denilen bir durum oluşur. Yani parçacık ortadan kaybolur ve başka bir yerde ortaya çıkar. Bu, ışık hızını aşmış olduğu anlamına gelir. Peki bu ışık hızını aşan bir madde oluyorsa, olayı nasıl izah edeceğiz?
Ölçülemeyecek kadar çok kısa bir an için bir parçacığın ışık hızını aşması ve sonra tekrar normal konum ve hızına dönmesi olağan ve sıradan bir şeydir (kuantum fiziği açısından) Evren buna izin verir. Bu yüzden bilim kurgu yazarları ışık hızını aşan uzay gemiler tasarlarlar. Yalnız burada ince bir çizgi var. Bir parçacık bunu yapabilir ama çok parçacıklı bir madde yapabilir mi? İşte bu şimdilik insan fiziğinin cevap veremeyeceği bir sorudur.
![Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]](https://fizikist.com/uploads/img/uzay-calismalarinin-onemi.jpg "Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]")