Bir şeyler olması için farklı düzeyler gerekir. Bir evren oluşması için de farklı iki alan olması gerekir. Birisi potansiyel enerji alanı, diğeri inflaton alanı. Potansiyel enerji alanına kuantum dalgalanmaları yüzünden devamlı olarak enerji pompalanır. Bizim bildiğimiz maddesel yapıyı temsil eder. İnflaton alanı denilen alan ise karşı basınç alanıdır. Kara enerji denilen şey bu alanın ürettiği ters, yani itici kütle çekimidir. Aslında çok küçük bir rakamdır. On üzeri eksi yüz yirmi üç sıfırlı bir rakamdır. Ama uzayın her noktasında bulunur ve kütle çekimi gibi genleştikçe gücü azalmaz. Hep sabit bir rakamdır. Bu yüzden evrenin ilk anlarında saçılmakta olan madde kütle çekimi nedeniyle bir miktar yavaşlamış, ancak bu arada evren genişlediği için boş uzay muhtevası büyümüş ve boş uzayın enerjisi olan kara enerjinin itici kütle çekimi baskın olmaya başlamıştır. Şu anda evrenin genişlemesi gittikçe hızlanmaktadır. Yani sorunun cevabı, kara enerjiye sahip olan boş uzayın evren genişlediği için miktarının artması ve itici gücüyle evreni daha da fazla genişletmesi ve genişledikçe daha da çok itici güç kazanmasıdır. Çünkü boş uzayın kara enerjisi hep sabittir ve uzayın her noktasında kendiliğinden mevcuttur.