Sınıfının En Büyük Küresel Haritası 2,75 Milyar Binayı 3 Boyutlu Olarak Görüntülüyor

Bu olağanüstü bir teknik başarıdır ve ölçülmemiş binaların boyutlarını tahmin etmek için ölçülmüş binaların yükseklik verilerini kullanan, uydu görüntülerinden oluşan devasa bir veritabanı ve bazı akıllı makine öğrenimi algoritmaları sayesinde mümkün olmuştur.

Harita, GlobalBuildingAtlas olarak adlandırılıyor ve şu anda çevrimiçi olarak erişilebilir. Microsoft Building Footprint veritabanı gibi bu tür önceki veritabanlarına kıyasla, bir milyardan fazla ek bina hakkında bilgi sunuyor ve neredeyse tüm yapılar için nispeten yüksek çözünürlüklü 3D modeller de içeriyor.

Proje tamamlanıp çevrimiçi hale geldiğine göre, projenin arkasındaki ekip, bu bilgilerin iklim değişikliği, şehir altyapısı, afet planlaması ve kentleşmenin rol oynadığı diğer birçok alanda kararların alınmasında kullanılmasını umuyor.

TUM'da veri bilimcisi olan Xiaoxiang Zhu, “3D bina bilgileri, geleneksel 2D haritalara göre kentleşme ve yoksulluk konusunda çok daha doğru bir resim sunuyor” diyor.

“3D modellerle, sadece ayak izini değil, her binanın hacmini de görebiliyoruz, bu da yaşam koşulları hakkında çok daha kesin bilgiler edinmemizi sağlıyor.”

Atlas, 3 x 3 metrelik bloklar halinde bir çözünürlük kullanıyor. Bu, binaların daha ince ayrıntılarını görmek için yeterli değil, ancak her yapının boyutunu ve genel şeklini yakalamak için yeterli. Mevcut bina ayak izi veritabanlarının başardığından 30 kat daha ince, bu yüzden yine de etkileyici.

Bu hacimsel veriler, nüfus yoğunluklarını ve kentsel merkezlerin nasıl tasarlandığını belirlemede büyük bir fark yaratıyor.

Dünya nüfusunun giderek artan bir yüzdesi şehirlere taşınırken, Birleşmiş Milletler, 2030 Gündemi'nin bir parçası olarak “kapsayıcı, güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir” şehirler geliştirmeyi temel Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nden biri haline getirdi. Bu, yeni haritanın bize ulaşmamıza yardımcı olabileceği hedeflerden sadece biri.

Araştırmacılar tarafından vurgulanan bir diğer yararlı analiz yaklaşımı, 2D kapsama alanı yerine 3D hacim ile yerleşim alanlarını ölçmektir. Bu, belirli bir alanda kaç kişinin yaşadığını ve dolayısıyla kaç tane temel kamu hizmeti (hastaneler ve okullar dahil) gerekeceğini değerlendirmek için potansiyel olarak daha doğru bir yöntemdir.

Zhu, “Yeni bir küresel gösterge sunuyoruz: kişi başına bina hacmi, nüfusa göre toplam bina kütlesi, sosyal ve ekonomik eşitsizlikleri ortaya koyan bir konut ve altyapı ölçütü” diyor.

“Bu gösterge, sürdürülebilir kentsel gelişimi destekliyor ve şehirlerin daha kapsayıcı ve dirençli hale gelmesine yardımcı oluyor.”

Makine öğrenimi yapay zekasının kullanılmasıyla, 3D verilerin dünya genelinde tam olarak doğru olduğu garanti edilemez. Araştırmacılar, Afrika'daki bölgelerin daha fazla eğitim verisi ve doğrulamaya ihtiyaç duyduğunu, yüksek binaların yüksekliğinin ise genel olarak hafife alındığını kabul ediyor.

Ancak bu, şimdiye kadar sahip olduğumuzdan çok daha doğru ve kapsamlı bir 3D bina haritasıdır ve verilerin kalitesini iyileştirme planları da vardır, bu da atlası daha kullanışlı hale getirecektir.

Araştırmacılar yayınladıkları makalede, “Binalar insan yaşamının temelini oluşturur ve kentsel ortamların biçimini ve işlevini belirler” diye yazıyor.

“3D bilgiler, kentsel planlama, altyapı yönetimi ve politika oluşturma için çok önemlidir, özellikle de fon ve müdahalenin stratejik olarak tahsis edilmesinin kritik olduğu kaynakların sınırlı olduğu durumlarda.”

Bu yazı SCIENCEALERT’ de yayınlanmıştır.