Bence yıldızlarda nasıl yüksek basınç ve enerjide atomlar sıkışıp büyüyor ve nova,süper nova patlamalarında dahada büyüyorsa ilkel yıldızlar atom altı parçacıkları veya daha doğrusu enerji alanlarını evrimleştirmiş olabilir. Yıldızlar ve patlayan yıldızlar uzayın dokusunu evrimleştirip ordan enerji dönüşümü sağlıyor olabilir. Büyük patlamada böyle bi dönüşüm evrimi olabilir. Bizler şimdiki verilerle madde ve enerjileşmenin yaşını belki bilebiliriz , uzayın yaşını bilemeyiz gibi gözüküyor.

"Bu alan içinde alanın kendisinin yoğunlaşıp sıkıştığı yerler madde ve enerjileri oluşturuyor. , can alici kisim bu,ama nicin ne nasil bir yogunlasma?

uzay alanı kendi alanında nekadar yoğunlaşıp bir organize enerji düzeni oluşturursa alana göre farklı davranışlar sergiliyor görünmekte. Ve oluşan her yoğunluk alanının kendi içinde bile hiçbir şekilde tam bir denklik oluşturamıyor. ve farklı etkileşimlerle bugun bildiğimiz kuvvet alanı etkileşimlerini oluşturuyor. Yani denebilirki madde ve enerjileşme uzay alanında bir dengesizlik olup entropide bunu törpüleme durumudur. İşte yoğuşma sorunsuz bir denkleşme olamadığından ve uzay alanına hem enerji yayarken hemde yoğun alan etrafına tamamlanma çekimi uyguluyor bunada kütle çekim diyoruz. Tabii bu çekim alanı kendine doğru çektiğinden bükülme olsada kütle çekimin asıl nedeni bükülme olmayabilir. Bükülme ikincil olabilir. Mesela maddeleşen ışığın , yani elektron pozitron çiftine ayrılan enerji alanları ve bütün enerji alanları belki en iyi organize olup etkileşeceği küresel hal alırlar. elektron pozitronun böyle bir hal alması kütlelerinden deyil enerji alan etkileşimlerinde oluşturdukları organize bir kısmi düzenden olmalıdır. Hani bu örnek olsun. Uzay kendisiyle ölçemeyeceğimiz bir şekilde etkileşirken bunu anlayamıyor olabiliriz. Yani her oluşum çevresiyle etkileşen açık sistem olmalıdır. Belki evrende öyledir. Evren evrimleşiyor, bugün evrenin sonuyla ilgili düşünceler belkide çokda anlamlı deyildir.

Arkadaşlar canlılık v e bilincinde madde ve enerji alanlarının davranışından farklı bişey olmadığını söyleyebilirim. Tıpki bizlerin tam bir eşitlik, düzen oluşturamayan açık sistem olmamız gibi çevremizde bir enerji açlığı çekmemiz örneğini madde ve enerji alanları ve bilincimiz için düşünebiliriz. canlılar en temelinde hemde tüm canlılar ışığın enerjisi ve elektrik enerjisi kullanıyorlar, hücreler gibi beynimiz ve bilincimizde organize olmuş enerji alanı ve bunun oluşturduğu elektromanyetik alan olarak görünmektedir. Hücrelerdeki organize olmuş bu çok yoğun etkiler canlı hücre etkileşimini oluşturuyorlar. Sinir sistemiylede ve hormonlarla tüm sistem etkileşiyor ve sistemin iyice organize olduğu yer beynimiz oluyor. Bilincin gelişimide canlı çok hücreliye doğru evrilirken beslenme için damar ağı ve hem kendi sistemiyle hemde çevreden haberdar olmak için sinir hücreleri evrimleşmiş ve aldığı duyumları hem kendinden hemde çevresinden aldığı duyumları birleştirmeliki tepki oluşturabilsin. İşte bu birleşmeler öylesine yoğun organize bir etki ve enerji düzeyine ulaştıki bilinçlilik dediğimiz duyuların duyusuna evrilmiş yoğun bilgi işleyen sinir ağı , beynimizi oluşturmuş. Sistemde bilgi nasıl saklanıyor ve bilgiler düşünce dediğimiz yeniden organizasyonla yeni bilgiler nasıl üretiyoruza girersem uzayacak arkadaşlar. YOtubede bu konularla ilgili videolarım ve ''Bilinç ve canlılık nedir''? kitabımda genişçe anlatmaya çalıştım. Hani parasında falan deyilim hep söylerim okunmasını isterim.

1) "Esasen uzay,zaman ,madde ve enerji özünde aynı görünüyor. Zaman ise tüm alandan ayrı bişeymiş gibi düşünülmemeli, yoğuşup madde ve enerjileşen alanlar daha öz uzaya göre hız farklılıkları oluşturuyor. toplamında sıfır olan hareketin, enerjilerin oluşturdukları etkileşimler ve değişimleride zaman olarak görüyoruz." Kısmından... Evreni (tespit ettiğimiz ve edemediğimiz her şeyi ile) tek bir ve homojen bir bütün olarak ele aldığınızı... Bu homojenliğin bazı yerlerde değişerek, yoğunluk farklılığı ile günümüzdeki görünümüne evrimleştiğini söylüyorsunuz, di mi? Burada "Zaman"ı oturttuğunuz yeri tam anlayamıyorum. Siz, Zaman'ı yoğunlaşmış dokunun (nesnenin) hareketine bağlıyorsunuz gibi algıladım.

devamı var ama girdi almıyor sayfa???

Hocam zaman yoğunlaşan alanların oluşturdukları kendi iç yapılarıda dahil tüm alanın etkileşimlerinden oluştuğu, yoğunluk farklılıklarıda hareketleri sınırladığından ki bu sınırlama sade bir sürtünmeden ziyada alanın etkileşimlerinden oluşuyor. Evrendeki tüm madde ve alanların ki maddenin iç yapılarıda dahil oluşturdukları enerji ve hız farklılığı ve enerji etkileşimlerinin oluşturduğu değişimler etki ve tepki, neden ve sonuç ilişkileri evrensel olarak ileri bir akış olmamasına rağmen bize ileriye bir akış gibi gözüküyor. hani bi söz vardır zaman sanki herşeyin bir anda olmaması gibi diye işte tüm alanın oluşturduğu farklı enerji ve hızlardaki etkileşimler zamanı oluşturuyor. Evrenin bu günkü en temel yapısınında homojenliği bozulmuş olan oda evrimle oluşmuş bir alan olabilir. Evrende o alandan köken alıp evrimleşiyor belki bunu ilkel yıldızlarla başlayıp sürdürüyor. Ve belkide hocam ilk öz yoğuşma olsa bile değişmiyorda olabilir. Tabii öz denen şey ne? Belki hocam varlığın içindeki hiçbir şey mutlak gerçekliği Tam olarak anlayamayacağı evrimsel bir süreçtir. Tam olarak anlamakta ne oluyor veya tam bi hiçlik olabilirmi?

Gps ile uydular arasında oluşan zaman farkını şöyle görüyorum. Yoğun kütle, enerji, kuvvet alanından uzaklaşınca sezyum atomunda bulunduğu ortam etkilerinden kısmende olsa uzaklaşması titreşim frekansını etkileyecektir. Bu durumda sezyum atomuyla ölçülen zaman ayarlaması farklılaşmış olacak ve düzeltme gerekecektir.

Yani Zaman, hareketlerdeki hız (titreşimde olabilir) farklılığının ürünü mü?

Morgan'ın sorusunu imzalıyorum bu arada, yoğunlaşmanın altında yatan mekanizma nasıl olabilir?

Bir de, aslında gerçekliği olmamasına rağmen Zaman ı tek yönlü algılamamız? Bu ihtiyacın sebebi? Madde için zaman niye tek yönlü?

Belki ilkel yıldızımsı yapılar belki evrenin dışardan etkilenmesi ki bunlarla olmuyor tabiiki, Bi şekilde bu yoğuşma oldu . belki evren daha farklı bir kuvvetler etkileşimindeydi, tabii hiç biri mutlak çözüm deyil. Belki varlığın içindeki hiçbirşeyi bütünden ayrı referans olarak alamayız. Buna haliyle ışıkda dahil. işte bir yere kadar, bir yerden tutarak referans oluşturulabiliyor hocam , Öyle görünüyor

Aslında evrensel olarak ileriye bi akış yok. maddede enerji düzeyine göre etki tepki, neden sonuç oluşturduğundan oluyor görünmekte

Yine her şeyin var olması için enerji alanını evrimşe büyütmesi, yani alanda doğup, büyüyüp dağılması zamanı ileriye akıyor görüntüsüne bürüyor. Tabii yine enerji düzeyine göre etki tepki, neden sonuç .