İnançlar, açıklanamayan veya altı boş olayların, kısa yoldan kabullenilmesidir.
Sağduyu ile desteklenen inançlarda ise eldeki verilerin henüz doğru düzgün sınıflandıırılıp, kullanılamaması vardır.
Bu çerçeve de "10 yıl'ın 10 gün gibi geçmesi" ancak izafiyet ile bağlantılı olabilir. Yani, gözlemcilerden birinin hızlanması ile diğer gözlemcinin ise sabit kalması ile mümkün.
Bir tanesi 10 yıl yaşarken, diğeri 10 gün geçirecek.
Hatta bunu hesaplaya da bilirsiniz. Nesnenin hızının 299791333 m/sn olması lazım. (Işık Hızı: 299792458 m/sn) Yani...%99.99999.. gibi bir hız...
Ancak bu varsayımın entropi ile alakası yok.
Entropi, maddeli parçacık kökenli bakış açımıza göre, evrenin düzensizliğinin artması, parçacıkların hareket edebilecekleri olasılıkların azalması olsa da...
Enerji kökenli evrene göre, evrendeki tüm enerjinin tekrar (Büyük Patlama öncesi gibi) homojenleşmesi ve simetrik hale gelmesidir. Yani, aslında evren açısından tekrar düzenli hale dönüşmesi gibi gözüküyor.
Zaman, evrenin genişleme hareketinden doğan bir etki olarak düşünüyorum. Entropi ise bu hareket esnasında, yeni kazanılan alanlardaki yoğunluk farklılıklarının giderilmesinden kaynaklanan dinamizmden sürekliliğini sağlıyor.
Genişleme (veya diğer teori olan daralma) hareketi olduğu sürece, her ikisi de aynı şekilde ve aynı yönlü olarak var olmak zorundalar.
Ama Zaman ile Entropi arasında, temel ilişki bu düzeyde.
Tabii Zaman, burada entropiyi tetikleyen bir başka işleve de sahip. Yoğunlaşmış enerji alanlarını (kütleleri) titreştirerek, bu alanların dağılmasını- bozunmasını da tetikliyor.
Bir bakıma çay'a atılan şekerin, kaşıkla oluşturulan etki ile tüm çay'a homojen olarak dağıtılması gibi.
![Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]](https://fizikist.com/uploads/img/uzay-calismalarinin-onemi.jpg "Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]")