0

Tanecikli Evren (uzay) teorisi.

Necmi Tüfek 7 yıl önce 93
0

Yunus İlik, Eğer ortaya koyduğunuz şey doğruysa veya çözüm sağlayan bir şeyse sizin bir şey yapmanıza gerek kalmaz zaten. O kendisini kabul ettirir. Bana göre de yakın zamanda olmasa bile gelecekte bu teori kendisini kabul ettirecektir. Ayrıca, "uzay parçacıkları" gibi insan teknolojisinin ulaşamayacağı küçüklükte temel maddeyi kabul etmek çok kolay olmayacaktır. Ama sonuçta eğer bilinemeyen bir şey kalmıyorsa, teori doğru veya yanlış olmasının önemi olmadan sorulacak her soruya doyurucu bir yanıt verebiliyorsa ve başka hiç bir şey de daha mantıklı bir çözüm getiremiyorsa o zaman mutlaka kabul görecektir. Teoriyi yaymak, daha büyük kitleye ulaştırmak benim işim değil. Ülkemiz de bunu kaldıracak durumda değil. Yani hem inanç bağlamında, hem bilimsel gelişmişlik bağlamında bu teori bizim insanımız açısından kavgadan başka bir sonuç vermez. Bunlara neden olmak istemem. Teoriyi burada yayınlamak istemem çok garip değil. Bir yerlerde yazılı olarak bulunsun istedim. Başka bir amacım veya beklentim yok. Daha önce de söylediğim gibi burada yayınlandıktan sonra artık benden çıkmıştır. Daha fazla bir şey yapmayı düşünmüyorum. Ama teori kendisini ne kadar hızla yayıp genişletir onu da bilemem. Tabii buna engel olmam. İsteyen istediği gibi alıp yayabilir. Bu zaten teorinin kendi cazibesinden doğacak bir şeydir. Ona da ben karışmıyorum. İlginiz için teşekkür ederim.

Necmi Tüfek 7 yıl önce 0
0

Yunus İlik, Yanlış algı insanı hep tedirgin eder. Gördüğüm kadarıyla sizin yanlış algınız şu; "Işık hızında zaman durur" dendiğinde söylenmek istenen, evrenin ve her şeyin zamanı değil, sadece ışık hızındaki parçacığın ya da enerjinin kendi zamanıdır. Yani ışık hızında olan bir şey için zaman kavramı yoktur. Neden olmadığını anlatmaya çalışayım: Enerji, momentum kazanmadan önce boyutsuzdur. Yani bir mekan kaplamaz. Momentum (hareket) kazandığı zaman (bu hareket hem kendi etrafında "spin" hem de yörüngesel anlamındadır) işte o zaman "zaman" kavramı işlemeye başlar. Çünkü hareket etmek için uzay gerekir. Bu uzay ise mesafe demektir. Mesafenin olduğu her yerde "zaman" vardır artık. Yani "uzay" yoksa zaman da yoktur. Şimdi, bu teoride "uzay" tanecikler tarafından yaratılmış bir güç alanıdır. Bu alanda kütlesiz enerji ışık hızındadır. Ama momentumla kütle kazandığında ışık hızından daha düşük bir hızda olmak zorundadır. Işık hızına çıkarsa mecburen kütlesiz, momentumsuz olması gerekir. Işığın neden durmadığını daha önce anlatmaya çalışmıştım ama bir kez daha anlatayım, "ışık" yani foton, momentum kazanmış parçacığın yaptığı hareketten doğar. Yani "spin" olayı ister istemez foton yaratır. Uzayda bir cisim çok hızlı ve ani hareketler yaparsa etrafa "pıtır,pıtır" fotonlar yayılır. Bu fotonlar uzayın zeminini meydana getiren güç alanının harekete karşı verdiği bir tepkidir. İster istemez fotonlar oluşur. Bizim "ışık" dediğimiz bu fotonlar evrenin mutlak sıfır denilen ısı derecesine çok yakın olan zeminine göre sıcaktır. Rüzgar oluşması gibi, foton da sıcak olduğu için soğuk tarafa doğru gitmek zorunda kalır. Soğuk taraf "her taraf" olduğu için de küresel bir şekilde dalga olarak yayılır. Kütlesi olmadığı için de uzay dokusunun onun için belirlediği hızda yani ışık hızında olmak zorundadır. Yani her şey aslında çok basit kurallarla işliyor... Taneciklenme olayına gelince; Evrendeki mevcut hidrojen atomlarının hepsi büyük patlama sırasında oluşmuştur. Ondan sonraki tüm elementler yıldızlarda üretilir. Yani şu anda üzerimizde ne kadar hidrojen atomu varsa hepsi 14 milyar yıllıktır. Ve bu hidrojen miktarı o zamandan beri azalmakta, diğer elementlere dönüşmektedir. Siz şimdi ne yaparsanız yapın hidrojen üretemezsiniz. Çünkü hidrojen üretmek için madde-antimadde çarpışması gerekir. Bu da big bang sırasında olmuştur. Evrim demek "zaman" demek, zaman demek "entropi" demektir. Düzenli her madde zamanla çözülüp daha düzensiz bir hale gelmek zorundadır. Ama bu arada bizim gibi enerjiyi kullanabilen organizmalar bu düzensizleşmeyi (evrenin enerjisini kullanarak) kendi lehlerine düzenli bir durum yaratabilirler. Yani, tersine entropi yaratabilirler. Bunun bedelini evrenin geri kalanı karşılar. İşte bu tersine entropi bizim için "evrim" demektir. Enerjiyi kendimiz için kullandığımız sürece evrim devam eder.

Necmi Tüfek 7 yıl önce 0
0

Burtay Mutlu (shibumi_tr) Sizin yerinize bir başkası olsaydı, daha önce bilerek baltalamak istediği, diğer insanları piyon olarak kullandığı, nitelikli ve ince düşünülmüş müdahalelerle sabote ettiği bir insana "merhaba" demek için önce özür dilemesi gerektiğini bilirdi. Daha önce size "dostum" demiştim. Meğer sizin kendi teorinizden başka bir dostunuz yokmuş. Onun için her şeyi göze almışsınız. Onursuz, gurursuz, sanki tutkulu bir aşık gibi... Bu da sizi hasta olarak kabul etmek gerektiğini gösteriyor. Yukarıda sorduğunuz sorular bile hala aynı kafada olduğunuzu gösteriyor. "Teoriyi anlayabilmem için" diyorsunuz ya, sizin kendinizinkinden başka bir teoriyi anlayabilme şansınız yok. Çünkü okuduğunuzu anlamıyor, kafanızdaki kendi yorumunuzla düşünüyorsunuz. Eğer okuyup, anlamış olsaydınız teorinin büyük patlamadan sonrası için hiç bir değişiklik içermediğini biliyor olurdunuz. Görelilik, ışık hızı, kütle çekim, kızıla kayma gibi konulardan bahsetmeniz yine sizin teoriniz açısından değişken olması gereken ama maalesef hiç değişmeyecek olan konular. Yani hala aynı tutkunun esirisiniz görüldüğü gibi. Tedavi olmanız gerektiğini önereceğim ama bunun bir yararı olacağını hiç sanmıyorum. Çünkü tutku insana hiç yapmayacağı şeyleri yaptırır ve pişmanlık duymaz. Ben de sizde öyle bir pişmanlık belirtisi görmüyorum. Belki yaptıklarınızı bu esaret altında yapıyorsunuz ve vicdanınız bu yüzden rahatsız olmuyordur. Bilemiyorum...

Necmi Tüfek 7 yıl önce 0
0

Necmi Bey, kafanızdan ne geçiyor ya da geçti bilmiyorum ama (teoriniz konusunda değil ama son yazdıklarınız konusunda) saçmalamışsınız. Neyi kişiselleştirdiğinizi bile anlamadım. Umduğunuz gibi bir amaç gütmüş olsaydım, ne diye dönüp soru yazayım? (Sandığınız kadar zeki olsaydım; tepkinizle karşılaşmamak ve bu duruma düşmemek için uzak dururdum.) Ama kendinizi, kendinize ikna etmişsiniz anlaşılan... (Güneş'in enerji kaybı ile kütle kaybı konusunda yollarımızı ayırdınız zaten. Ortamı yumuşatamadım. Israr ettiniz. Halen de ettiğinize eminim. Ne diye yanlış olduğunu düşündüğüm bir düşünceye destek vereyim?) Teoriniz mevcut yaklaşıma yeni açıklama bakış açısı getirmiyorsa, eleştiriye de açık değildir. Oysa Uzay+Zaman'ın oluşum temelini baştan aşağı değiştiriyorsunuz. Soru konusu olan durumları etkilemeyeceğini nasıl düşünebilirsiniz? Teorinizin doğru ya da hatalı olması benim için önemli değil. Daha işin çok başındasınız. Ama fiziği, buradaki herkes kadar değil ama en az sizin kadar iyi biliyorum. Şüpheniz olmasın. Matematiği sizden daha iyi bildiğim kesin. Kimseyi de dost olarak nitelemedim. Bu şekilde hitap etmedim, yazmadım. Siz de zaten hiç bir zaman o kadar yakınlaşmak istemediniz. Bunu da belirttiniz. Sadece e-arkadaşlık söz konusu idi... Yollar ayrıldı. Bundan sonra, siz özür dileyene kadar, sizinle yazışmayacağım. (Ciddi hakaretleriniz var yazınızda.) Çok fazla kurgulamışsınız. Bu enerjiyi teorinize harcayın, bir işe yarar. Benim teorime verdiğim değeri de abartmışsınız. Her işimi mümkün olduğunca detaylı ve ayrıntılı yapmaya çalışırım. Şu an sırf, dünyanın ekonomik sistemindeki değişimi anlamak ve geleceğin nasıl bir ekonomik ve siyasal sistem getireceğini tahmin edebilmek için (gene kurgusal ama) idefixe den 20 civarı kitap aldım. Okuyorum. Not alıyorum. İnternetten bakıyorum. 3-4 tane de online kurs takip ediyorum (coursera). Bu herhangi bir konu üzerinde çalışma şeklim. Tutku değil. Sizinle ilgili olarak da, Pişmanlık duyacağım bir durum yok ortada. Ama, Sizin artık var.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0
0

Burtay Bey, Böyle bir yanıt vereceğinizi tahmin etmiştim. Hatta biraz daha üst perdeden konuşmalıydınız. Bazı konularda hiç yanılmam. Şimdiye kadar hiç kimseyi de boş yere incitmedim, kırmadım. Benim izlenimlerim çok yönlü ve sağlamdır. Mesleğim bana çok şey öğretti. Elbette yine yanılma payı olabilir diyeceğim ama hiç sanmıyorum. Belki teşhisim doğrudur. Ne yaptığınızı bile düşünemeyecek kadar tutkulu bir insan olmalısınız. (Ya da çift kişilik sahibi olabilirsiniz. Birinin yaptığından diğerinin haberi olmayabilir.) Her neyse...Zekisiniz elbette. Matematik benim işim değil. Ama fiziği çok iyi bilmiyorsunuz. Madem lafı açtınız söylemek zorundayım, güneş konusunda da yeteri kadar bilginiz yok. Gider ayak, size güneşin neden kütle kaybedemeyeceğini anlatayım bari. Öğrenmiş olursunuz. Güneş kimyasal bağlar kurulamayacak kadar sıcaktır. Yani onun üzerindeki atomlar molekül bile oluşturamazlar. Laboratuvarda deney yapılan "plazma" şeklindedirler diyebiliriz. Yani güneşi tek bir kütle parçası olarak düşünemeyiz. Bireysel atomlardan oluşan bir kütle olarak kabul etmek zorundayız. Ama güneş bu atomlardan kaybetmiyor. Çünkü üzerindeki reaksiyonlar ne olursa olsun kuark sayısı değişmez. Araştırın bakalım; füzyon tepkimesi sonucunda korunan nicelikler nelerdir? Toplam elektrik yükü, toplam spin, momentum ve kuark sayısı korunur. Bunların korunması demek toplam kütlenin de korunması demektir. Zaten bireysel bir atomun kütle kazanması ya da kaybetmesi gibi bir şey söz konusu değildir. Ona ne kadar enerji verirseniz verin, sadece hızını arttırırsınız. Çünkü öz kütlesi sabittir, spini sabittir. Bir protonun kütlesi sabittir. Bu kütle demir bir bilye gibidir, eksilemez veya artamaz. Peki, güneş sadece kütlesiz enerji saçıyorsa, kütleli atomlar saçmıyorsa ki; böyle bir şey tespit edilemedi şimdiye kadar. (Zaten öyle olsa dünyada yaşam olmazdı.) O zaman kütlesinden nasıl kaybediyor? Bunun mekanizmasını bana anlatabilir misiniz? Araştırın, bilenlere, üniversitelere sorun. Güneşte hangi nükleer reaksiyon oluyor ve bunun sonucunda nasıl kütle kayboluyor? Kütle sadece madde-antimadde çarpışmalarında kaybolur yani ışınıma dönüşür. Başkaca bir kütle kaybedecek reaksiyon yoktur. Hangi reaksiyon olursa olsun toplam kuark sayısı korunur. Haydi bakalım, gösterin zekanızı ve bir çözüm bulun. Ben de okuduğum bütün kitapları çöpe atayım... Efendim, güneş enerji kaybediyor ya... İşte şu kadar enerji saçıyor! Diyecekseniz, işte o enerjiyi güneşin kütle çekim gücü sağlıyor. Kütlesiz bir enerji sağlanıyor ve yine kütlesiz olarak saçılıyor. Eskiler bile söylemezler mi? "Almadan vermek sadece Yaradana mahsustur." Güneş de kütleçekim gücünden almasa nasıl enerji saçacak? Böyle bir mekanizma olabilir mi? Varsa buyurun meydan sizin açıklayın... Acele etmenize de gerek yok. Ne zaman güneşin kütle kaybettiğini kanıtlarsanız o zaman yazarsınız. O zamana kadar tekrar görüşmemek üzere...

Necmi Tüfek 7 yıl önce 0
0

Kuarklar korunduğu müddetçe, bu kuarklar her türlü elemente dönüşürler. Arada yine fazla enerji ortaya çıkar ve dışarı atılır. Ama asla bir tek kuark kaybolmaz. Kuark kaybolmadığı müddetçe de güneşin toplam kütlesi yerinde duruyor demektir. Nötrinoların kütlesi ya yoktur, ya da o kadar azdır ki hesaplamaya sokulacak kadar önemleri yoktur. Zaten karşı çıkanlar da kütle kaybını nötrinolara bağlamıyorlar sanırım Ömer Bey. Onlar güneşteki reaksiyonlarda direkt kütle kaybedildiğini sanıyorlar. Şimdi siz sonuçta ne diyorsunuz? Güneş kütle kaybediyor mu? Güneş kütle kaybediyor olsa mevcut enerji üretiminin zamanla azalması gerekmez mi? Güneşin enerjisi ilk parladığından bu yana %30 oranında artmış. Bunu biliyor muydunuz.? Ve gittikçe de artmaya devam edecektir. Genleşecektir. Eğer kendisi kütle çekimiyle enerji üretmiyorsa bunu yapabilecek başka bir mekanizma var mı? Ve sonuçta ben edindiğim fizik öğreniminin bana verdiği yargıyla bir şey söylüyorsam, emin olmadan söyler miyim? Hem de internette yazılan bunca kütle kaybı hesabına rağmen böyle bir şey yapar mıyım? Elinizde her türlü imkan var. Güneşin "şu" kadar kütle kaybettiğini söylüyorsanız, bunun nasıl olduğunu da net olarak söylemelisiniz. Nerede ve ne kadar? Sanırım bu çok zor olmamalı. Burtay Bey matematiği iyi bildiğine göre sanırım bana bir sonuç bildirecektir. (Güneşteki tüm malzemelerin ağırlıkları falan biliniyor. Zor olmaz sanırım, hangileri kayboluyor? Ne kadar ediyor?) Evet Ömer Bey, Kuark hesabını yaptınız. Nötrino salındığını söylediniz ama bunun kütle kaybı anlamına geldiğini söylemeden bıraktınız. Ayrıca fotonlar nötrinolardan ölçülemeyecek kadar fazla enerji taşıyorlar. Onlar nereden kaynaklanıyor? nereden enerji alıyorlar? Bunların hesapları yapılmıştır sanırım. Ya da yapılabilir mi? Bu kadar anlatımdan sonra sizi ikna edemedim mi? Bunu merak ediyorum. Bana açıkça fikrinizi söyleyebilirsiniz. Size darılacak değilim. Aslında merak ettiğim şu; "internete bağımlı insanlarımızın ne kadarı kendi muhakemeleriyle bir olayı değerlendirip kendi iradeleriyle bir sonuca varabiliyor?" Yoksa tamamen teslim olmuşlar da "eğer öyle yazmışlarsa doğru olmalı" diye mi karar veriyor? Ya da bu platformda gerçekten fizik bilen hiç kimse yok mu? Ben merak ediyorum? Çekinmeyin, gerçek fikrinizi söyleyin lütfen...

Necmi Tüfek 7 yıl önce 0