(0): Higgs alanı ( eski adı eter ) enerjiden önce var mıydı ? (1): Evrenin olması gerektiği gibi olmasının nedeni, enerjinin vakumla olan etkileşimi ile mi alakalıdır ? (2): Kuantum elektrodinamiği kısaca neyi konu alır ve neyi tanımlamaya çalışır ? (3):Parçacıkları olduğu gibi mi ölçeriz yoksa parçacıkları higgs'in maskelediği ölçüde mi ölçeriz ?

BENCE 0- Higgs alanı, enerjiden oluşur ve enerjinin farklı bir durumuna verdiğimiz ad. 1- Enerji vakum ilişkisi, potansiyel luşturmasıyla alakalı olmalı. Bir yerde enerji var, başka bir yerde ise hiçbir şey-vakum; aralarında potansiyel fark vardır. Buda harekete neden olmalı. Ama evrenin olması gerektiği gibi kısmında, elimizdeki evrenin olması gibi olduğunu bilebiliyoruz sadece. (Başka türlü olsaydı, "onun olması gerektiği gibi olduğunu" bilirdik sadece gene..) 2- Bilmiyorum. Çok ilkel düzeyde bilgim var. 3- Önemli olan bir "kıyaslama" ile ölçebilmemiz. Ölçüm, esasen; esas alınan bir değere göre kıyaslamadır. Higgs maskelemesini anlamadım. Bize olduklarından farklı gözükmeleri, onların olmadığı anlamına gelmiyor. Varlar ve kıyaslayabiliyoruz. Kıyasta, esas alınan değerde aynı etkiye maruz olduğundan, sonucu etkilemez bence. Yani; "bize göre" oldukları gibi ölçüyoruz. Eğer ölçüm değerini evrenselleştirebilirsek, (PĞlanck Ölçekleri gibi) , herkese ve her şeye göre oldukları gibi ölçeriz.

Vakum'un fiziği var mıdır? Bence yoktur. Çünkü fizik, enerjinin farklı yoğunluk ortamlarınının ilişkilerinin tanımından doğuyor. Gerçek vakum'da enerji yoktur. Enerji yok ise, fizikte yoktur. Enerji kütleye dönüştüğünde ise, hareketi kısıtlanıyor. Bell bir uzay alanındaki yoğunluğu artıyor. Bu da "bu alan ile uzay-zaman arasında" potansiyel farkına neden oluyor. Kütlenin sahip olduğu potansiyel de, bundan kaynaklanıyor. Tabii hepsi , Bence...

Aslında benim asıl merak ettiğim şey şu: Enerji, higgs alanında kütle kazandığında kaybettiği " fiziksel şeyler " nereye gidiyor ? Kütle olmanın, atom olmanın, 4 temel kuvvete göre var olmanın enerji olmaya göre farkını merak ediyorum ama tabi ki bu soruyu şuan bir fizikçinin açıklayabileceğini sanmıyorum. (:

Kütleleşen enerji ne sağladı? Bu yapı içinde, yeni şartlar altında uyumlu olabileceği bir yapı kazandı. Ne kaybetti? Özdeş ve homojen bir yapı içindeki birliğini, topluluğunu, ortak bilinçteki rolünü, katkısını… -------------------------------------------------------------------- Size bir uzun hikaye yazdım... Direk cevap değil ama belki fikir geliştirmenize destek sağlar. http://bit.ly/2vHzOiq

Merhaba arkadaşlar, Burtay bey uzun hikayenize şimdi rastladım ve okudum. Tabi fizik bilimi açısından kurgulandığı için bazı terimleri anlayamadım fakat her şeyin KAZA ile başlamış olabileceği benim de kendi kuramımda yer alıyor. Kulağa komik gelebilir ama uzun düşünsel yolculuklarım ancak bu çareyi bulabilmişti (yıl 2004). Hikayenizdeki giriş ve gelişmenin ardından şu sonuca va ya da sorulara varıyorsunuz: "Kütleleşen enerji ne sağladı? Bu yapı içinde, yeni şartlar altında uyumlu olabileceği bir yapı kazandı. Ne kaybetti? Özdeş ve homojen bir yapı içindeki birliğini, topluluğunu, ortak bilinçteki rolünü, katkısını…" Bu sorulara eğilmeden önce anlamam gereken bir husus var, siz tüm hikaye başlamadan önceki (yani kütleleşmeden önceki halinde) bir bilinç var mıydı diyorsunuz? Eğer vardı diyorsanız bunu nasıl çıkarsadınız?

Kemal Bey, "Enerji, higgs alanında kütle kazandığında kaybettiği " fiziksel şeyler " nereye gidiyor ?" sorunuzdaki Enerjinin kütle kazanmadan önceki halinde fiziksel şeylere sahip olması gerektiğini size düşündüren nedir? Sırf meraktan soruyorum :)

Sibel Hanım, Merhaba... Benimki bir inanç, bir umut diyelim. Gaia, Gaya, vs.vs ... Evrende başka hiç bir canlı olmasa, salt dünyada yaşam olsa bile canlılık ve tür çeşitliliği ve bunların farklı düzey bilinç yetilerine bakınca, bir de dünyanın varoluşundan bu yana gelip geçen canlılarınkini ekleyince bile; muazzam bir bilinç kavramı gözüküyor. Gün gelecek makinelerde yapacağımız-hazırlayacağımız programlarda bile bilinç olacak gibi gözüküyor. Bu nedenle bilincin, salt canlılığa ve onun duygularına ait olduğunu düşünmemize neden olan insanoğlu kibri ile yanıldığımızı düşünüyorum. Şimdiki bu keşmekeş evrende bile bilinç ve kırıntıları var ise, tüm evrenin homojen ve uyumlu olduğu dönemde de bir bilinç olabilir bence. Karıncaların- arıların bile, bireysel bilinçleri yok denecek kadar düşük iken, kollektif bilinçleri ile yaptıkları yuvalar, mimarlara, tasarımcılara ilham kaynağı oluyor. Aslında, bilinç neyi temsil ediyor? İşlevi ne? Ona bakmak lazım.

Asimov'un Vakıf Serisindeki Gaia'yı getirdiniz gözünüzün önüne sanırım? Ya da bana onu anımsattı :) Dünyadaki bilinci düşündüğünüzde derme çatma gelebilir ama Yeryüzü çok çok genç bir varlık, eminim çok eski ve çok farklı anlamda tekamül etmiş gezegenler olmuştur ve bilincin nüvelerini ve geldiği noktayı oralarda aramak lazım. Özellikle de 3 boyutlu bedenlenme ihtiyacı ortadan kalkmış bilinçli varlıklar bence -lütfen gülmeyin- etrafta cirit atıyorlarken. Bütün bu faraziyeleri düşünürken bile dikkat ederseniz lineer konuşmak zorunda kalıyoruz çünkü algı ve lisan yapısına hapis edilmiş durumdayız. Kütleleşmeden önceki enerji hali bence sadece her şey olabilme potansiyelidir ve sonsuz şimdinin en önemli öğesi olarak mevcuttur ve yine bence bilinçli değil. Tüm varlıklaşma aşamaları bilinci doğurmak ve büyütmekle sonuçlanıyor. Yanılıyor olabilirim fakat şimdilik ben Bilincin bir sebep değil sonuç olduğunu sanıyorum.(yine lineer bir çıkarım oldu!)

Gaia kavramını Asimov'la tanıdım ama sonradan Gaia fikrinin köklerinin çok daha derin olduğunu gördüm. Ek olarak: Meditasyon da dahil çoğu ibadet yöntem ve şekillerinin, hep bilinç düzeyini ve duyarlılığı artırmaya vesile olduğunu düşünürsek: Evet, Bilinç bir sonuç olabilir.