biliyorum basit bir soruymuş gibi görünüyor olabilir; fakat hem bilimsel hem de ilginç yanıtlar bekliyorum :)

Ben içgüdünün bir eseri olduğunu düşünüyorum. Ve bu oluşum sadece insanlara da özgü bir şey değildir. Örneğin doğadaki bir sincap size yaklaşmaz. Çünkü hayatta kalma içgüdüsü onu baskılar fakat sizin ona zarar veremeyeceğiniz bir yerde sizi izlemeye başlar. Bence bu nedenle merak hayatta kalma iç güdüsünden sonraki en güçlü şeydir canlı için. İlk sorunuza geri dönecek olursak merak doğada gerçekleşen olayların gidişatını ve sonucu öğrenmek için içten gelen bir istektir.

teşekkür ederim, peki bu içgüdü evrimsel süreçle mi oluştu sizce?

Yaşam iki ana amacı aslında tek bir olgudan türetir. Sadece mevcut benliğin aktarılması ,bu eylem ilk başlarda aynı anda gerçekleştirilebiliyordu. bir başka asit dizilimi ile birleşerek daha büyük bir asit dizilimi haline gelerek hem yeme eylemini hemde çoğalma eyleminin başlangıcını başlatan bu hareket ,bilinçli şaşmalarla yeme eyleminin ayrı,üreme eyleminin ayrı bir hareket olması yolunda devreye en ilkel merak dürtüsü girer. Ve bu merak dürtüsü o ilk atalarımızdan beri süre gelir. Eğer o "MERAK" olmamış olsaydı hala daha üçerli beşerli asit dizilimleri olarak kıvrım kıvrım kıvralanarak yaşamaya devam edecektik.

Hasan Er'e ek olarak... Merak, (bence) canlı organizmanın çevresindeki belirsiz ve önceden tanımlanmamış etkenler hakkında bilgi anlık bilgi alma eylemidir. Değişen şartlara uyum mekanizmasının etkenlerınden biridir. Bu eylem ile organizma (zeka seviyesine bağlı olarak) varlığının sürekliliğini tehdit edebilecek olasılıklar hakkında bılgi alıp, olası değişimlere- tehditlere karşı uyum mekanizmasını ayarlama imkanı bulabilir.

Evrimle oluşmuş olabilir hatta evrimin ana kaynağı da olabilir. Şöyle ki evrim sürecinde karaya çıkan atamız bir merak ile karaya çıkmış ve orayı keşfederken artık karaya uyum sağlamış olabilir. Bizim de şu an uzaya merakımız var. Belki bizde uzayda yaşam için evrimleşiriz.

Evrimsel ve doğa ile ilgisi kesin olarak kanıtlanmamış olan bir şeydir merak. Bence merak; evrendeki ve doğada ki belirsizliğe karşı insan beyninin spesifik bölgelerinin bir savunma mekanizmasıdır. Merak sadece içsel dürtülerden ve içgüdülerden meydana gelmez çünkü bunu kabul edecek olsaydık 1 yaşındaki bir bebeğin çevresine duyduğu o saf merak duygusunu açıklayamazdık. Beyinde tıpkı kaç-savaş tarzı mekanizmalar gibi bir " merak mekanizması " var mıdır bilmiyorum ama merak duygusunun beynin ödül mekanizmasını tetikleyip dopamin reseptörleri tarafından dopamin üretimini tetiklediğine dair bir kuram var. Bunun sebebi genelde merak duygusu bilgi edinme ve öğrenme ile sonuçlanır ve biliyoruz biz homo sapiensleri diğer primatlardan ayıran en büyük şeylerden biri bilinç. Bilincin beslendiği şey ise bilgi ve işlenmiş bilgi. ( Information and knowledge ) İkisi arasında fark var çünkü biri var olan gerçekliği temsil ederken diğeri insan beyninin yorumu sonucu çıkan " yorumlanmış bilgiyi, gerçekliği " temsil eder. Bence doğal olarak merak duygunun en büyük tetikleyicisi cehalet ve bilginin sonsuzluğudur. Cehalet ve bilgi kelimeleri arasındaki ilişki uranyum ve politika kelimeleri arasındaki ilişkiye benzer. Ne kadar az şey bilirsek o kadar çok merak ederiz çünkü bilmiyoruz ve bir belirsizlik mevcut. Fakat ne kadar çok şey bilirsek hiçbir eğlencesi kalmaz çünkü bir merak süreci oluşmaz. Tekrardan psikologların ve bilim insanlarının üzerinde çok durduğu bir konu fakat daha elle tutulur bir bilimsel çalışmaya rastlamadım.

Ozaman merak hayatta kalma, gelişme ve savunma güdüsüyle ortaya çıktı ve sürecibi devam ettirdi Diyebiliriz. Güzel fakat şu an hayatta kalma mücadelesi dışında ya da savunmaya ihtiyaç duymadan da devam edecek olan hayatımı belirli konulara fazlasıyla merak duyarak geçiriyorum. Merak ettiğim şeyleri öğrenemez isem rahat edemiyorum. Eğer merak bu süreçle ilerlediyse herkeste neden aynı oranda işlemiyor.

Muzaffer erdeme ek olarak, dediğinize göre organizma yeme ve üreme eylemini biarada gerçekleştirirken neden ayrılma sürecine girdi? Bunu ne terikledi? Merakın burdaki oluşumu nasıldır? Sonuçta basit, kompleks yapıda olmayan organizmalardan bahsediyoruz

Herkeste aynı oranda işlememesi şaşılacak bir durum değil çünkü her insanın sahip olduğu bilgi ve bakış açısı çok farklı. Mesela bir canlıyı oluşturan genetik bilgi nedir ? diye soran sıradan bir insanın merak derecesi ile bir genetik mühendisinin merak derecesi arasında elbet fark olacaktır. Herkesin algısı farklı bu yüzden de gerçekliği farklı. O yüzden senin ya da benim merak ettiğim bir şeyi diğeri önemsemiyor çünkü ya o şey hakkında bilgi sahibi ya da o şey, o kişinin gerçekliğinin ilgisinin kapsama alanı dışında.

Bazı şeylerin ortak merak alanı içerisine girmesini gönülden istediğim için bu soruyu sordum sanırım. :)

Muhtemelen az bildiğim bir konu olduğundan bana doğrudan evrimsel bir sürecin sonunda ortaya çıkan düşünme şekli ya da tarzı olarak geldi merak. Merak eden bir canlı, merak etmeyen bir canlıya göre doğa ile daha çok etkileşime girebilir. Yani çevrenin doğal değişimi ve sonucunda görece uzun süren bir adaptasyon ve canlı çeşitliliği yerine merak eden bir canlı çeşitli riskleri de almakla beraber bu süreci hızlandırıyor olabilir. Canlının evrimsel gelişmişlik düzeyi arttığında merakı da artıyorsa eğer bunun aynı zamanda hayatta kalma olasılığını da arttırdığını söylemek yanlış olmaz galiba.

Muhtemelen az bildiğim bir konu olduğundan bana doğrudan evrimsel bir sürecin sonunda ortaya çıkan düşünme şekli ya da tarzı olarak geldi merak. Merak eden bir canlı, merak etmeyen bir canlıya göre doğa ile daha çok etkileşime girebilir. Yani çevrenin doğal değişimi ve sonucunda görece uzun süren bir adaptasyon ve canlı çeşitliliği yerine merak eden bir canlı çeşitli riskleri de almakla beraber bu süreci hızlandırıyor olabilir. Canlının evrimsel gelişmişlik düzeyi arttığında merakı da artıyorsa eğer bunun aynı zamanda hayatta kalma olasılığını da arttırdığını söylemek yanlış olmaz galiba.

Merak organizmanın "gelişmişlik" düzeyini de gösterir diyelim mi ozaman.. kendime pay çıkarmaya çalışıyorum :))