Öncelikle suyun aranma sebebi: İnsan türünün dünyadan başka bir gezegende yaşıyabilmesi için su ve güneş gerekli. Yani aslında başka bir canlıya bakılmıyor. Aslında soru şuna dönüşüyor. İnsan dünyada doğdu dünyada başladı ama sonuda dünya da mı bitiyor? Aslında buna cevap aramaktadır. Diğer canlıları algılamak olmadı hiç bir zaman amaç kendimizi başka gezegenlere adapte edebilme çabası oldu. Aslında ben güneşte bile bir şekilde yaşamın olduğunu düşünüyorum. O koşula ayak uydurmuş canlılar neden olmasın gerçekten böyle bir düşüncenin yaygınlaşmasını ve iyi araştırmaların yapılmasını isterim :)

Bende bu konularla ilgili her izlediğim belgeselde şurda şöyle bi gezegen olsaydı su miktarı bu kadar olsaydı oksijen miktarı bu kadar olsaydı burdaki canlıların atıyorum işte bi gözü yukarda bi gözü aşşağıda olurdu flan deniliyo. Anlamıyorum gerçekten sen böyle bi araştırma yapıyosun herhangi bi canlının illa iki gözü olması gerektiğini düşünüyosun belki gözü yok yaratığın eli ayağı yok belki derisinin kalınlığı 1 metre çok sıcağa dayanabiliyo çok soğuğa dayanabiliyo yani her farklı canlı hayal edişimizde neden gördüklerimizden etkilenmeden hayal kuramıyoruz neden illa çevremizde olan, dünyada olan birşeyle ilişkilendirmek zorundasın. Onlara bişey söyliyebilcek olsam açıkcası evrende yalnızmıyız sorusuna cevap ararken bir gezegen gördünüzde acaba burda canlı varmıdır yerine burdaki canlılar nasıl yaşıyo sorusunu sorunu sorun derdim :)

Bana göre elbette farklı kimyasal sistemlere bağlı olan canlılar olabillir. Yukarıda yazılanların hepsini kabul edebiliriz. Ek bilgi olarak, Hidrojen ile nefes alan bir canlı çok zor. Çünkü solunumda amaç enerji üretimini destekleyek bu şekilde elektron alışverişi yapabilecek bir maddeyi dışarıdan sisteme almak. Yani Hidrojenden elektron koparmak ya da eklemek zor olabilir. ama bir klor ya da flor daha uygun aday olabilir. Diğer bir nokta da istenen aktif maddenin evrensel bolluğu. Hidrojen çok bol ama aktifklik düzeyi düşük. Oksijen'in kullanılmasının ana nedenlerinden biri göreceli çokluğu ve bileşik yapmaya olan eğilimi. Bir diğer etken ise canlılık için, sıvı bir çözücü, katalizör ihtiyacı. Su, evrende en bol bulunan bileşiklerden biri, Çok iyi bir çözücü ve çok iyi bir birleştirici.. Bir çok molekül içine dahil olabiliyor. ancak onun bu özelliğini de ortamın sısı belirliyor. Eğer dünya suyu gaz ya da katı halde tutacak bir sıcaklıkta olsaydı. Bu tür bir yaşam asla gelişemezdi. Ama Suyun yerini alabilecek başka sıvılar varsa, farklı sıcaklılarda farklı yapıda canlılara kaynaklık edebilir. Örneğin dev gezegenlerin bazı uydularında sıvı metan veya türevleri olabiliyor. Düşükte olsa olası, çünkü bu aylar aynı zamanda sürekli olarak dev gezegenlerin kütleçekimlerinden kaynaklanan enerjiyi de alıyorlar. Yani bir enerji dönüşümü sürekli var. Olay sadece olasılık meselesi sanırım. Hangi malzeme bol ve uygun ise , ona göre yaşam oluşma ihtimali o kadar yüksek oluyor. ama bu diğerleri için ihtimal yok ! demek değil.

hidrojen sadece ne dediğimi anlamanız için bir örnekti. Mesela tüm elementler yaklaşık 300.000 bileşik yapabilirken bir element sanırım hidrojen ,karbon veya helyumdu 1 buçuk milyon bileşik yapabiliyor madem oksijen aranmasındaki sebep bileşik yapma yeteneğiyse o zaman olası bir hayat arama araştırmaları yapılırken bu element aranması daha doğru olmaz mı ?

hidrojen sadece ne dediğimi anlamanız için bir örnekti. Mesela tüm elementler yaklaşık 300.000 bileşik yapabilirken karbon karbon elementi 1 buçuk milyon bileşik yapabiliyor oksijen aranmasındaki sebep bileşik yapma yeteneğiyse o zaman olası bir hayat arama araştırmaları yapılırken öncelik olarak oksijen yerine karbon aranması daha doğru olmaz mı ?

Elbette doğru bir yaklaşım sizinki... Ayrıca mesela Si- silisyumda olabilir. O da çok çeşitli bileşik yapma kapasitesinde ve doğadaki çoğu kristal yapıda var. Elementlerin hepsi yıldızların çekirdeğinde meydana geldiği için, bunların miktarının da o yıldızın büyüklüğü ve yaşaşm süresi ile ilgili olduğunu sanıyorum. Ama hangi yıldız türüne göre hangi element baskın oranda üretilir bilmiyorum. O yüzden olası... Yaşam ihtimali olunca , ilk önce ortam ısına bakmalı sanırım. O ortam ısısında sıvı varlığına da ikinci sırada, sonra o sıvıya uygun bileşik yapabilecek elementlere... O zaman daha sağlıklı bir fikir olabilir. Atıyorum, daha sıcak (venüs gibi ) bir gezegende, silisyum tabanlı, civa veya siyanür ile bileşikler oluşturmuş ve buna göre bir enerji değişim sistemi oluşturmuş canlılar olabilir. (Atmasyon bir olasılık, ciddiye almayın. Sadece düşünebileceğimiz sınırı tasvir etmek içindir. )

bencede böyle düşünmeli uzayda başka yerlerde hayat ararken. Dünyadaki şartların tekrar oluşması imkansız bir olasılık gibi çünkü dünya milimetrik bir yörüngede ve bu milimetre oynarsa yaşam olması yine imkansız oluyor bu şekilde bakılacak olursa evrende yaşam olanaksız olur ama şuanki düşünce yapımızla daha mümkün ki bence böyle düşünmeli sonuçta samanyolu bile 100.000 ışık yılı genişliğinde bizim gibi trilyonlarca hatta daha fazla galaksi var sayısını sürekli artan sonsuz uzaya bakarsak tahmin etmesi bile olanaksız bu kadar büyük bir yerde yalnız olamayız bence %100 farklı yaşam şartlarına adapte olmuş farklı yaşamlar vardır, daha önce görmediğimiz elementler, belki hayal bile edemeyeceğimiz yapılar vardır, daha önce görmediğimiz çok şey vardır. Sonuçta bahsettiğimiz şey evren ve mucizelerle dolu.

Mesela boyut olarakta hep büyük ya da gözle görünebilen bir şey olarak düşünürüz. Belki (mikro) veya (nano) boyutlarında yaşamlarvar. Ve belkide sırf bu yüzden fark edilemiyorlar ?

Ama onlarada bakılıyor. Bakılmaz mı ya :)

Mikro ve ano boyutlarına nasıl bakabilirsin hubble ile mi ? Beni güldürme :D

Mikro ve Nano boyutlarına dünyadan nasıl bakabilirsin hubble ile mi? Beni güldürme :D