Bu makineye girer miydiniz yoksa aslında içinde bulunduğunuz gerçekliğin gerçek olduğu fakat bundan daha mükemmelini yaşamayı sağlayan bir deneyim makinesi olsa buna girer miydiniz peki ?
Orjinalinde önerme tam tersi şeklinde fakat ben soruyu tam tersi şekilde sorunca farklı bir bakı açısı elde edileceğini düşünüyorum .
Ben soruya başka bir sayfada şöyle bir cevap vermiştim .
İnsanlar duyu organları ve zihinleri ile bir gerçeklik yaratıyor ve diğer tüm insanların yarattıkları gerçekliklerine kendi gerçekliklerini kabul ettirmeye çalışıyor . Sanki diğer her şey sahte ama bizim olan gerçek ve \'\' tekmiş \'\' gibi . Fakat bireysel deneyimlerimizden çıkıp işe nörobilim ve nöropsikoloji gözünden bakarsak ; Birden fazla gerçek ve sonsuz yanılgı var ! Deneyim makinesi bu noktada bizlere neyin gerçek neyin sahte olduğunu göstermekten daha çok , bizlerin neyin daha gerçek neyin sahte olduğunu ne kadar istediğimizi gözler önüne seriyor . Şuan gerçek olduğumuzu duyu organlarımız ve bilinç mekanizmalarımız ile test edebiliriz fakat duyu organlarımızdan gelen uyartıların veyahut o uyartıların beyinde yorumlanması ise oluşan \'\' yorumlanmış gerçeklerin \'\' ne kadar mantıklı ne kadarının doğru olduğunu kendi kendimize açıklayacak zihine sahip değiliz . Bu yüzden bir şeyin gerçekliğini yada doğruluğunu tamamen bu gerçeklerin , yine farklı gerçekliklere sahip zihinler tarafından yorumlanması ile karar veriyoruz . Bizler , en azından günümüzdeki insan türü , salt gerçekliği 5 duyu organları algılayan ve bu gerçeklikleri ve elektrokimyasal verileri yorumlayan ve yeni gerçeklik yaratan beyinlere sahip insan türünün salt gerçekliğe ulaşıp ulaşamayacağı gizemini her zaman koruyacak gibi . \'\' Yani bilinç , bireysel deneyimin bir ürünüdür fakat \'\' gerçeklik \'\' dediğimiz şey ise ; tüm bilinçlerin birbiri ile interaksiyon içinde oluşunun soyutsal ve dolaylı yoldan somut sonuçlar bütünüdür . \'\'
![Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]](https://fizikist.com/uploads/img/uzay-calismalarinin-onemi.jpg "Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]")