belki atalarımız gelişmiş bir uygarlığın işe yaramazlarıdır. bkz. otostopçunun galaksi rehberi.

#Rabiaay, bende okumak isterim eğer gönderirseniz. mail adresim: [email protected]

#Rabiaay, bende okumak isterim eğer gönderirseniz. mail adresim: [email protected]

#Rabiaay, bende okumak isterim eğer gönderirseniz. mail adresim: [email protected]

#Rabiaay, bende okumak isterim eğer gönderirseniz. mail adresim: [email protected]

#Rabiaay, bende okumak isterim eğer gönderirseniz. mail adresim: [email protected]

#Rabiaay, bende okumak isterim eğer gönderirseniz. mail adresim: [email protected]

Her nekadar bizim gibi yaşadığı ortamı kalıcı şekilde pisleten herhangi bir türün veya ırkın izine rastlamamış olsakta, milyonlarca yıllık jeolojik kayıtları ele alarak şöyle bir çıkarımda bulunabiliriz. Dinazorlar 65 milyon yıl önce toplu yok oluşa uğradılar, dünya üzerindeki hakimiyetleri yaklaşık 230 milyon yıl sürmüştü... Memeliler dinazorlardan sonra gelişti. En az 60 milyon yıl diyelim bu sürece. Primatların geçmişi son 10-11 milyon yıla dayanıyor. 8 milyon yıl evvel bir na dallarda ayrılma olmuş. Bilinen ilk insanımsının fosili 3.2 milyon yıllık. Son 200 bin yıla kadar bu soyda 500 e yakın türleşme olmuş. 200 bin yıl önce modern insanın soyağacının başlangıcı tahmin ediliyor. Bunlardan bir çok tür gelişmiş. Bunlardan sonuncusu, modern insan atalarından biri tarafından 10 bin yıl evvel mızraklamış. Tek başına kalan bu tür, uzun bir aradan sonra, son 4000 yılda büyük bir atılıma başlıyor. Arada duraklamalarla 3600 yıl bu şekilde ağır ağır gelişiyor. Son 350 yılda ise, hızla gelişiyor. Öyleki son 100 yıl içinde iki defa birbirini katlediyur.. Şimdi de kendisini yok etme eşiğinde. Yani uygarlık oluşumunda bir uygarlığın kendisini yok etmesi için 500 yıl yeter gibi gözüküyor. Uygarlık geliştirecek bir türün gelişim süresini, kendisini yok edecek düzeye gelişine kadar, 200 000 yıl olarak kabul edersek, Son 10 milyon yıl içinde 50 uygarlık, dinazorlardan bu yana en az 250 uygarlık dünya üzerinde varolup,kendisini yoketmiş olabilirdi. Tabii bu bir faraziye, bu uygarlıklardan herhangi birinin petrol, maden ve diğer doğal kaynakları tüketmemiş oluşu ve çevreye kalıcı atık bırakamış olması durumunda olasılık olurdu. Bu durumda bu uygarlıkların bir kısmı dünyayı bırakıp, ardıllarını ya da kuzenlerini merak ediyor olabilirler.

Her ne kadar bizim gibi yaşadığı ortamı kalıcı şekilde pisleten herhangi bir türün veya ırkın izine rastlamamış olsak ta, milyonlarca yıllık jeolojik kayıtları ele alarak şöyle bir çıkarımda bulunabiliriz. Dinozorlar 65 milyon yıl önce toplu yok oluşa uğradılar, dünya üzerindeki hakimiyetleri yaklaşık 230 milyon yıl sürmüştü... Memeliler dinozorlardan sonra gelişti. En az 60 milyon yıl diyelim bu sürece. Primatların geçmişi son 10-11 milyon yıla dayanıyor. 8 milyon yıl evvel bir na dallarda ayrılma olmuş. Bilinen ilk insanımsının fosili 3.2 milyon yıllık. Son 200 bin yıla kadar bu soyda 500 e yakın türleşme olmuş. 200 bin yıl önce modern insanın soyağacının başlangıcı tahmin ediliyor. Bunlardan bir çok tür gelişmiş. Bunlardan sonuncusu, modern insan atalarından biri tarafından 10 bin yıl evvel mızraklamış. Tek başına kalan bu tür, uzun bir aradan sonra, son 4000 yılda büyük bir atılıma başlıyor. Arada duraklamalarla 3600 yıl bu şekilde ağır ağır gelişiyor. Son 350 yılda ise, hızla gelişiyor. Öyle ki son 100 yıl içinde iki defa birbirini katlediyor.. Şimdi de kendisini yok etme eşiğinde. Yani uygarlık oluşumunda bir uygarlığın kendisini yok etmesi için 500 yıl yeter gibi gözüküyor. Uygarlık geliştirecek bir türün gelişim süresini, kendisini yok edecek düzeye gelişine kadar, 200 000 yıl olarak kabul edersek, Son 10 milyon yıl içinde 50 uygarlık, dinozorlardan bu yana en az 250 uygarlık dünya üzerinde var olup,kendisini yok etmiş olabilirdi. Tabii bu bir faraziye, bu uygarlıklardan herhangi birinin petrol, maden ve diğer doğal kaynakları tüketmemiş oluşu ve çevreye kalıcı atık bırakmış olması durumunda olasılık olurdu. Bu durumda bu uygarlıkların bir kısmı dünyayı bırakıp, ardıllarını ya da kuzenlerini merak ediyor olabilirler.

Her ne kadar bizim gibi yaşadığı ortamı kalıcı şekilde pisleten herhangi bir türün veya ırkın izine rastlamamış olsak ta, milyonlarca yıllık jeolojik kayıtları ele alarak şöyle bir çıkarımda bulunabiliriz. Dinozorlar 65 milyon yıl önce toplu yok oluşa uğradılar, dünya üzerindeki hakimiyetleri yaklaşık 230 milyon yıl sürmüştü... Memeliler dinozorlardan sonra gelişti. En az 60 milyon yıl diyelim bu sürece. Primatların geçmişi son 10-11 milyon yıla dayanıyor. 8 milyon yıl evvel ana dallarda ayrılma olmuş. Bilinen ilk insanımsının fosili 3.2 milyon yıllık. Son 200 bin yıla kadar bu soyda 500 e yakın türleşme olmuş. 200 bin yıl önce modern insanın soyağacının başlangıcı tahmin ediliyor. Bunlardan bir çok tür gelişmiş. Bunlardan sonuncusu, modern insan atalarından biri tarafından 10 bin yıl evvel mızraklamış. Tek başına kalan bu tür, uzun bir aradan sonra, özelikle son 4000 yılda büyük bir atılıma başlıyor. Arada duraklamalarla 3600 yıl bu şekilde ağır ağır gelişiyor. Son 350 yılda ise, hızla gelişiyor. Öyle ki son 100 yıl içinde iki defa kendi türünü katlediyor. Şimdi de kendisini yok etme eşiğinde. Yani uygarlık oluşumunda bir uygarlığın kendisini yok etmesi için 500 yıl yeter gibi gözüküyor. Uygarlık geliştirecek bir türün gelişim süresini, kendisini yok edecek düzeye gelişine kadar, 200 000 yıl olarak kabul edersek, Son 10 milyon yıl içinde 50 uygarlık, dinozorlardan bu yana en az 250 uygarlık dünya üzerinde var olup,kendisini yok etmiş olabilirdi. Tabii bu bir faraziye, bu uygarlıklardan herhangi biri petrol, maden ve diğer doğal kaynakları tüketseydi ve çevreye kalıcı atık bıraksaydı, bu gerçekçi bir olasılık olurdu. Bu durumda bu uygarlıkların bir kısmı dünyayı bırakıp, ardıllarını ya da kuzenlerini merak ediyor olabilirler.

Ben insanlığa ikinci olasılık olarak çok uzak uygarlıklar tarafından dünyaya bırakılan geçmişleri olarak bakıyorum. Başka türlü soylarını davam ettiremez ve kendilerine hatalarını düzeltme şansı tanıyamazlardı. Belkide öyle bir türüz ki bizler bir tür geçmişe dayalı klonuz ve aslında çok uzak geçmişte yaşamış atalarımızın tekrar doğmak için bırakılmış gelecekteki tohumlarıyız. Her bir insan doğuşunda zincirleme bir DNA yenilenmesi yaşıyoruz. İleri seviyelerimizde ise asıl olmamız gereken noktaya \"onların geçmişteki yaşamış hallerine\" geleceğiz. DNA zincirimiz belki de bunlar hesaplanarak oluşturuldu. İlk etapta biyolojik yaşamın dünyanın şartlarına göre gelişip çoklulaştığını ve zamanla evrimleşerek insanların ortaya çıkdığını düşünüyorum. Daha sonra ise dünyaya bırakılmış tohumlar olma olasılığını bu şekilde çok gerçekçi buluyorum.

Bizlerinde hayvan türlerini çiftleştirerek doğal koruma alanlarına bıraktığımızı düşünürsek ilerde aynısını kendimiz içinde çok gelişmiş teknoloji ve senaryolarla yapabileceğimizi ve bunun tekrar eden bir fenomene dönüşeceği kanaatindeyim.

Uzaylılar aslında biziz sadece onlar zamanda bizden ileride