http://www.fizikist.com/beyin-firtinasi/19516/ Devam niteliğinde olsun diye buradan devam edelim . \'\' Kütle\'nin sıkışması \'\' ile evrende ki dalgalara direnç gösteren ALAN YADA PARÇACIĞIN mekanizması nedir ? ( shibumi , alliance , başka kimse yok zaten (: )

Aslında bu soruyu şöyle bir soruyla da açmak istiyorum...şimdi evren bilindiği üzere genişliyor...burada hepimiz hem fikiriz...peki kendimize hiç şu soruyu sorduk mu evrenin kendisi neden genişleme ihtiyacı duyuyor...buna sebep olan ne_? Birşeyleri mi tamir etmeye çalışıyor yoksa sadece öylesine mi genişliyor... Evren kendini birşeylere mi hazırlamaya çalışıyor... Şimdi evrenin belli periyotta genişleme hızınında arttığını biliyoruz...peki niye hızını artırdı...benim düşünceme göre evrendeki kütle miktarı artıkça evrenin dokusu olan uzay-zamanda deformasyonlar meydana gelmeye başladı...çökmeler vs...yine benim düşünceme göre evrende bu deformasyonları onarmak için hızını artırdı... Şimdi evrenin genişleme amacı benim düşünceme göre kütle sebebiyle uzay-zamanda oluşan deformasyonları düzeltmek... Şimdi asıl soru ise peki bu ne kadar devam edecek sonsuz bir döngü içinde mi, yoksa uzay-zamanda kütle oluşturacak bir madde bırakmayana kadar mı?

Döngü içinde olmadığını anlayabilseydik kesinlikle \'\' döngü \'\' içindedir diyebilirdim ama maalesef şuan için kozmosda izleyici konumundayız .

Bence sebep çok daha basit ve sade olmalı. Evren başlangıçta homojen idi, büyük patlama esnasında, evren kütlesini oluşturan enerji yoğunluğu (bence matematiksel açısal nedenlerle) düzenini kaybedip, dağılınca , evrendeki homojenlik kısmen bozuldu. Kısmen çünkü aslında makro açıdan bakınca evren oldukça homojen. Mikro ya yaklaştıkça düzensizlik gözüküyor. Mevcut yaklaşımda, evrenin ilk başta (büyük şişme) çok hızlı genişlediği, sonra içerdiği kütle çekiminden dolayı yavaşlayan bir hızda genişlediği, ( ilk)5 milyar civarında), daha sonra da kütleçekimini yenerek artan hızla genişlemeye devam ettiği yönünde. Kütlelerin bazı bölgelerde yoğunlaşması konusunda özel bir fikrim yok. Bana göre en fazla bu bölgelerde zamanın algılanmasını değiştirebilir ama evrenin genel genişlemesine bir katkısı -etkisi olmaz gibi geliyor. Evrenin neden genişlediği konusuna gelince, bence konu basınç-yoğunluk farkından kaynaklanıyor. Evrenin genel yoğunluğu, dışından yüksek. Bu nedenle yüksek basınçtan düşük basınç alanına doğru genişliyor. Bazıları evren sonsuz ise nasıl \"Dışı\" diye bir kavram olabileceğini sorguluyor. İki türlü olabilir bence, ya bir zar sicimle sınırlanmış bir enerji yoğun (diğer bölgeye oranla) alanın içindeyiz bu genişliyor. Ya da bir zar sicim yok, yoğunluk farkı var sadece . Yoğunluk dağılıyor. ( Helyum balonun patlaması ile içerdiği helyumun, atmosferde dağılması gibi...) Ancak ilk durum bana mantıklı geliyor. Çünkü bu durumda, evreni sarmalayan sicim zar her genişlemede bir dalgalanma üretebilir. Üstelik bu dalgalanmalar odak noktasından geri yansırken, evrenin genişlemesi yönünde baskı oluşturan kuvvete neden olabilir.

EGD dalgalarına direnç gösteren mekanizma-parçacık; maddenin tüm unsurlarını birbirine bağlayan kuvvettir yani kütle çekim kuvveti oluyor...EGD evrendeki kütle yüzünden oluşan çöküntüyü düzleştirmeye çalışıyor kütle çekimi de maddeyi bir arada tutmaya çalışıyor...

@Alliance33, Kütle ve kütleçekimi aynı durumun farklı yüzleri... Bence de Evet EGD mekanizmanın tüm unsurlarını birbirine bağlayan sistemin sebebi... Diğer kısımlarda ise daha geliştirilmiş-değiştirilmiş bir yorumla karşılaşıyorum. Bence geniş ve ayrıntılı açıklamanızı koyduğunuzda, çok güzel bir açıklama olabilir ... (Bence, Hemen şimdi cevap vererek konuyu zihninizde bitirmeyin. Zamanımız bol, gelecekte cevabınızı okuyacak kişi sayısı da çok olacak nasıl olsa. :-) Olgunlaşıp, gelişmesi için kendinize zaman tanıyın. Yeni bilgiler ekleyin üstüne, onları ekleyerek tekrar tekrar yorumlayın.)

Mind Palace daki labaratuvarımda bir deney yapmam lazım @shibumi_tr :)

Ama şu önermemi destekleyecek bilgiler lazım....kütle 3.boyutla birlikte mi başlar(yani kütleli bir cismin olabileceği en küçük boyut 3.boyut mudur?kütleli cisimler 3.boyutla birlikte mi başlar? Nobody ve shibumi

Bu sorduğumu cevapladıgınızda muhtesem birşey çıkacak ortaya...çünkü taslak hazır ve sizin katkılarınızlada belki de tamamen yeni bir evren modeli çıkacak @shibumi ve @nobody

Şimdi bu soruna cevap vermek için ; higgs alanı ve higgs bozunu hakkında çok şey bilmemiz gerekir . Çünkü biliyorsunuz , big bangden sonra enerji\'nin kütleye dönüşmesini olası kılan alan \'\' higgs alanı \'\' dır . Bunun akabinde higgs alanının kaç boyutlu olduğu sorusu var ama bu konu hakkında bilim dünyası pek bir şey bilmiyor galiba . Bence enerji dediğimiz şey \'\' boyuta yada alana \'\' ihtiyaç duymayan bir şeydi . Öte yandan enerjinin bir türevi olan kütle ise \'\' boyuta ve alana \'\' ihtiyaç duyuyordu . Bu ihtiyacı ise \'\' higgs alanı ve higgs bozonu \'\' sağlamış . Şuan böyle en azından . @alliance

@nobody o zaman şöyle kendime bi soru sorsam \'\'enerji kütleye dönüşünce mi 3 boyuta geçer yoksa enerji 3 boyuta geldiği zaman mı kütle kazanır

:-) Öncelikle kütle konusunda; önermeme göre, kütle ancak enerji en az 3 boyutta titreşim alanı bulunca ortaya çıkıyor. (3 uzamsal boyut, birbirine dik olacak şekilde enerji için alan oluyor. ) (Belki enerji daha farklı açılarda da titreşme imkanı (aslında muhakkak) buluyor ama bunlar, enerjiye herhalde aynı düzeyde geniş bir alan değiller ki görsel olarak tanımlayamıyoruz. bu konu üzerinde tatmin edici bilgi (varsayımlar haricinde) bulamadığımdan çok üzerine gitmedim.) Kütlenin oluşmasında şekillendirici 2 boyut daha olduğunu düşünüyorum. Bunlar \"kütle oluşumunda\" değil ama \"sürekliliğinde\" etkin roldeler diye düşünüyorum. Bir tanesi meşhur \"zaman\" , diğerini ise bence \"hız\" temsil ediyor. Bu ikisi arasındaki ilişki ve kütle üzerindeki etkileri bu şekilde düşünmeme neden oluyor. Sevdiğim sinema sanatçısı Terence Hill\'in en sevdiğim filminin kahramanına gelince, bay Kiçkimsenin fikrine de şu noktada katılıyorum; enerji dediğimiz \"şey\" boyuta ya da alana ihtiyaç duymuyordu. Kütlenin oluşum için ihtiyaç duyduğu Higgs alanını, titreşme sonucu süper akışkan nitelik kazanmış olan uzay dokusunun (ki onunda aslında çok düşük yoğunluklu enerji olduğunu düşünüyorum) temsil ettiğini düşünüyorum. Yani uzay dokusunun, zaman (EGD) ile titreşmiş haline Higgs alanı, uzay-zaman diyoruz gibi... Higgs bozonu konusunda farklı düşünüyorum. Aslında böyle bir katı ve kuvvet taşıyan bir parçacık olduğunu hiç sanmıyorum. Bana daha çok bir gerilim kuvvetinin tanımlanmış şekli gibiymiş geliyor.

Şimdi anladıgım kadarıyla ve artı olarak benim düşünceme göre enerji formunu değiştirdikçe boyutu değişiyor yada boyutu değişince formu değişiyor 2 sinden biri ama hangisi orada kararsız kaldım...ilk seçenek daha makul duruyor ama dediğim gibi kararsızım... 1-Enerjinin kütle formuna dönüşebilmesi için minimum 3 boyut gerekli... 2-1.maddeye göre karadeliklerdeki çökmüş yıldız 2 boyutlu değil...karadelikler kütleli yapılardır.(buna ayrıca bir başlık açmak lazım zira üzerinde konuşulması gerekecek) 3-enerji her boyutta iletilebilir... 4-enerji form değiştirdikçe boyut (ya da boyut değiştirdikçe form değiştirir) 3.madde bunu destekleyebilir. 5-evrendeki her türlü madde enerjinin bir formudur İlk başlangıç böyle olsun devamını siz ekleyin sanırım yeni baştan enerji yasaları yazmak üzereyiz :)

Enerjinin form değiştirmesini önerimde şu şekilde ele aldım... Enerji, EGD ile karşılaşınca bir duruş sergiliyor. Bunu spin olarak tanımlıyoruz. Bu haldeki durumu, yeni formu oluşturuyor. Bu ilk boyut olduğu için enerji bu formda iken henüz 1 boyutlu. Bu formu tekrar, farklı açıdan gelen EGD ile karşılaşıyor. Bu sefer yeni bir duruş alıp, spini değişiyor. Bu sefer 2 boyutlu bir alan oluyor. Tekrar bu ilk 2\' sine, dik açıda 3ncü EGD ile taranınca, spini gene değişiyor ve 3 boyutlu bir yapı alıyor. Bundan sonraki taramalarda sabit bir spini oluyor. Kütle değeri de bu spine göre sabitleniyor. Bu çerçevede enerjinin kütleye dönüşmesinde, 1) Bence evet, minimum 3 uzamsal boyut, hacimli kütle için lazım. Ancak kütleçekimi kuvveti için, 3 uzamsal boyut şart değil. (Çünkü o farklı bir durumun sonucu, yani hacmi olmayan bir nesnenin de kütleçekim kuvveti uygulayabilmesi mümkün) 2) Karadelikler, yüksek enerji yoğunlukları ile evrenimize hacimli kütleymiş etki ediyorlar. ama bir bakıma kütleçekiminin, hacimli kütleden bağımsız bir kurum sonucu olduğununda kanıtılar. Diğer maddeleriniz için ek yorumum (aynı yada farklı) yok. 5) Evet, evrendeki her madde, enerjinin \"yoğunlaşmış bir formudur\".