Sıfır hacim,sonsuz kütle nasıl açıklanır

Öncelikle mutlak ve göreli olayları ayırmak gerekir. Işık hızına ulaşan değil de yaklaşan dersek gerçekçi olur. Çünkü ışıktan başka bir şey ışık hızına tam olarak ulaşamaz. Boy kısalması gerçek değil, göreli bir durumdur. Aslında cismin boyu kısalmamıştır ama kısalmış gibi göreceli bir duruma gelmiştir. Ölçebilseniz boyu kısa ölçmek zorunda kalırsınız ama bunun cismin gerçek boyuyla değil, ölçülme durumuyla ilgisi vardır. Yani cismin gerçek boyunun ölçülemeyeceği bir konum alacağı belirtilir. Buradan hareketle ışık hızına tam ulaşamayacağı için kütle sonsuz olmaz ama olsa bile bu da göreli bir durumdur. Aslında öyle değildir ama öyle ölçmek zorunda kalırsınız demektir. Hızdan dolayı artan kütle gerçek değil, görelidir. Yani cisim durdurulmazsa potansiyeldir. Durdurulursa eğer \"o kadar fazla iş yapar\" anlamına gelir. Kütle hacim olarak artmış anlamına gelmez.

Sayın İshak Sezer Dede\'nin vurguladığı bir noktaya uyarsak. Türkçe dilinin bir avantajı olarak \"Sonsuzluk\" kavramını, \"Limitsiz-Sınırsız\" kavramı ile değiştirmek istiyorum. Sonsuzluk çok soyut. Limitsiz daha somut. Necmi bey\'in görüşlerine katılıyorum. Limitsezleşen şey kütlenin kendisi değil, potansiyeli. Yani enerji içeriği; Taşıdığı enerji. Bu da hızlanmak için nesneye enerji aktarıldıkça, nesnenin kütlesi de artıyor anlamında. Bir kısır döngü. Sonsuz olan bu kısırdöngünün sürekliliğinden kaynaklanıyor. Tabii ışık hızı limitine, hiç bir üç boyutlu nesnenin ulaşması mümkün değil. Yani bu açıdan tamamen farazi. (Sadece hesaplamalarda gözüken bir şey.) Yaklaşımda hareketin 3 uzamsal boyuttan (bildiğimiz x,y,z koordinatları) biri üzerinde olduğu belirtiliyor. Nesne hızlandıkça, üzerinde hareket olan uzamsal boyut sıkışıyor. En sonunda tamamen kayboluyor. Daha doğrusu bu boyutta taşınan tüm enerji içeriği ( ve hızlanırken eklenen enerji) diğer 2 boyuta dağılıyor. 2 boyutlu nesneler bir yüzeydir. Alandır. Hacimleri yoktur. Bunu anlatmak için kullandığım iki canlandırma resim var. https://3.bp.blogspot.com/-1G5ds2Ojnv4/VsGNBFqsdGI/AAAAAAAADrI/9_POh3L3Vb8/s640/08_06.jpg https://1.bp.blogspot.com/-NHqLYimc9OE/VrSBTH5oLSI/AAAAAAAADoo/PgNu-WOw9aQ/s1600/08_07b.jpg Bu arada karadelikler evrenimizdeki 2 boyutlu yüksek kütleli nesneler diye biliyorum. (Tabii koşulları çok farklı.)

arkadaşlar sıfır hacim sonsuz kütle yoktur hiçlik vardır sadece bu sınıra yakınsak madde bu durumdadır matematiksel olarak böyle anlatmaya çalışayım. kara delikteki çökme sonucu bir yokluk oluşur evrenin yaradılışının tersi doğrultusunda fakat bu kıvama gelene kadar bir noktada çok büyük bir kütle/hacim oranı oluşur zaten sonsuz bir çekim olsaydı bizde olmazdık. Bunlar ufuk ötesi mantık olduğu için anlaşılması mümkün olmayan sadece teorik bilgidir. o yüzden stephen hawking gibi ateistlere (ateist değil inancını kaybetiş denir çünkü her çocuk inanır) itimat etmeyin.

O halde lorentz transformasyonları matematik denklem olarak sadece kağıt üzerinde mümkün. Ancak bizim fizik dünyamızda yeri yok :) Resimler ve yorumlar icin tesekkürler.

Sadece kağıt üzerinde bir matematik denklemi olarak ele almak bence büyük haksızlık olur. Mevcut teknolojimizdeki bir çok şey O\'nun bu denklemleri sayesinde oldu. Ayrıntısını anlatacak kadar bilmiyorum. Ama fiziğin esperantosunun oluşmasında ve kavramların birbirine dönüştürülmesinde vaz geçilemez yeri var. Işık hızı ile ilgili kısımda, niçin \"olamayacağını\" açıklaması açısından değerli. Özel görelilikten önce geliştirilmiş olmasına rağmen. özel görelilik ile uyumlu. Daha doğrusu özel göreliliğin keşfinde onun çalışmalarının ve görüşlerinin payı var.

Işık hızına yaklaşıldığında oluşan boyut daralması sadece dışarıdaki sabit gözlemci tarafından ölçülür. Hareket eden sistemdeki gözlemci tarafından böyle bir daralma gözlenmez. Hareket eden gözlemci kendi sistemini normal, çevresindeki duran her şeyi daralmış gibi görür. Hangisinin gördüğü doğrudur, aslında hangi tarafın boyutu daralmıştır diye bir soru soramayız çünkü ikisinin gördüğü de doğru ve gerçektir, yani gerçeklikte görecelidir. Kütlenin sonsuza ulaşması ise sadece cisim ışık hızına ulaştığında gerçekleşecektir ki cisim o hıza hiç bir zaman ulaşamayacağı için böyle bir şey de hiç bir zaman gerçekleşmeyecektir. Cisim ışık hızına ulaştıkça kütlesinin artmasının sebebi cisme uygulanan enerjinin cismin hızını daha fazla artıramayacak olmasından dolayıdır. Bu sebeple cisme uygulanan enerji cismin kütlesini artırır.

Işık hızına yaklaşıldığında oluşan boyut daralması sadece dışarıdaki sabit gözlemci tarafından ölçülür. Hareket eden sistemdeki gözlemci tarafından böyle bir daralma gözlenmez. Hareket eden gözlemci kendi sistemini normal, çevresindeki duran her şeyi daralmış gibi görür. Hangisinin gördüğü doğrudur, hangi tarafın boyutu daralmıştır diye bir soru soramayız çünkü ikisinin gördüğü de doğru ve gerçektir, yani gerçekliğin kendisi görecelidir. Kütlenin sonsuza ulaşması ise sadece cisim ışık hızına ulaştığında gerçekleşecektir ki cisim o hıza hiç bir zaman ulaşamayacağı için böyle bir şey de hiç bir zaman gerçekleşmeyecektir. Cisim ışık hızına ulaştıkça kütlesinin artmasının sebebi cisme uygulanan enerjinin cismin hızını daha fazla artıramayacak olmasından dolayıdır. Bu sebeple cisme uygulanan enerji cismin kütlesini artırır.

Sayın shibumi_tr beni yanlış anladınız.Ben ışık hızı gerçekilği halinde ortaya cıkacak durumun imkansızlığı icin söylemistim.Bu denklemlerin ileri fizigin evrendeki uygulamalarıyla göz kamastırcı sonuclara baglanan kesinlesmis ve kabul görmüş esitlikler olduğunu,Einstein\'in genel ve özel rölative teorilerini de bu eşitliklerden yararlanarak buldugunu biliyorum.

Sayın shibumi_tr beni yanlış anladınız.Ben ışık hızı gerçekilği halinde ortaya cıkacak durumun imkansızlığı icin söylemistim.Bu denklemlerin ileri fizigin evrendeki uygulamalarıyla göz kamastırcı sonuclara baglanan kesinlesmis ve kabul görmüş esitlikler olduğunu,Einstein\'in genel ve özel rölative teorilerini de bu eşitliklerden yararlanarak buldugunu biliyorum.

Yanlış anlamamdan dolayı, özür dilerim. Bu arada cevabımda ufak ama önemli bir eksik var. Nasıl jetler için bir ses duvarı oluyorsa, benzer mantıkta ama tamamen farklı bir sistemde, kütleli nesneler için de ışık hızı bir duvar olabilir. Fononlar (kabaca ses dalgasını ileten parçacıklar) taşıdıkları enerji ile atomları \"3 boyutlu\" olarak etkiliyor (Titreştiriyor) . Oysa fotonlar, her durumda sadece 2 boyutlu olarak titreştiriyor. Bu kütleli ve kütlesiz nesnelerin evrenle olan etkileşimi hakkında bir fikir verebilir.

Sayın shibumi_tr. olurmu öyle şey siz benim büyüğümsünüz ben sizden özürdilerim.anladığım kadarıyla ışık hızı duvarı derken ışık konisini kastettiniz.ışık konisi içinde kalmak şartı ile her türlü hareketler ve hızlar serbesttir.Dısarı çıkmak yasak.Işık hızı engeli gercektende bir duvar gibi evrenimizi çepecevre sarmış durumda.