Samanyolu Galaksi\'sinin de başka bir varlığın bir parçası olabilme ihtimali var diye düşünüyorum.
Örneğin; insan hücre\'den oluşuyor (hücre = bir galaksi/bir yaşam döngüsü), hücrenin oluştuğu yapı taşı da kendi içinde bir döngüye ve bir yaşam alanına sahip.
Örneğin; insan hücre\'den oluşuyor (hücre = bir galaksi/bir yaşam döngüsü), hücrenin oluştuğu yapı taşı da kendi içinde bir döngüye ve bir yaşam alanına sahip. Demek istediğim şuan içinde yaşadığımız galaksi de bir varlığın yapı taşı olabilir. ve biz de bu yapı taşında yaşayan canlılar olabiliriz. bir molekül için insanlar nasıl ki devasa büyüklükteyse, galaksiler de bizim için devasa büyüklükteyizdir. Neden böyle bir ihtimal mümkün olmasın?
*galaksiler de bizim için devasa büyüklüktedir
bence diger gezeenlerde hayat var fakat biz okadar savaş yanlısıyız ki bizimle ,iletişim kurmak istemiyorlar
Oktay Sabak Güliver\'in seyahatlerini okumuş muydunuz? Bir devler ülkesi vardı bir de küçük insanlar ülkesi. Böyle bir hikayenin inandırıcılığı ne kadar olabilir? Örneğin, küçük insanlar ülkesinde yağmur damlaları ne büyüklüktedir? Veya fizik yasaları bu iki ülke için farklı mı düzenlenmiştir? Sizin düşüncenizin doğru olması için o varlığın tabi olduğu fizik yasalarının bizimkinden farklı olması gerekir. O zaman da aynı evreni paylaşmamız mümkün olmaz. Bizim hücrelerimiz bizimle aynı fizik yasalarına tabidirler. Neden fizik yasaları diyeceksiniz? Bizim dünyamızda bir kelebeğin bizimkine benzer bir beyne sahip olması mümkün değildir. Boyutu buna imkan vermez. Yani beyni minyatürleştiremeyiz. Sizin düşüncenizdeki varlık da aynı fizik evreninin yasalarına tabi ise o kadar büyük olması saçma sapan sonuçlara yol açar. Ha, diyebilirsiniz ki \"o varlık kendine özeldir. Biz onun bir hücresindeyiz ama bizim için farklı fizik yasaları tesis edilmiştir.\" O zaman da zaten bizim evrenimiz bize özel olur. Yani şimdiki gibi olur. Bir varlığın hücresinde olmamız bizim için hiç bir anlam taşımaz. Biz yine uzaklara bakıp \"acaba evrenin dışında ne var?\" diye düşünüyor oluruz.
Yorumunuz için teşekkür ederim fakat ben burda devreye görecelik kavramının girdiğini düşünüyorum. yani bir böceğin gördüğü dünyayla bizim gördüğümüz bir midir? aynı etki aynı fizik kuralları geçerli olsa da boyut ve görece değiştiği için çok daha farklı sonuçlar çıkar ortaya. Tabi bu bir fikir benim için. Bir kanıt ya da bir belge yok tabi elimde :)
Elbette bir böceğin gördüğü dünya hakkındaki yorumu bizden farklıdır. Onun davranışları içgüdüseldir. Tek derdi, beslenmek, güvenlik içinde olmak ve zamanı geldiğinde üremek. Bunlar için kafa yormaz. Sadece iç güdülerine uyar. Düşünmez, plan yapmaz. Yani gördüğü dünya hakkında bir felsefe geliştirecek kapasitesi yoktur. Ama insan, dünyadaki canlı varlıkların en mükemmeli, zincirin en üst kademesidir. Sorgulayabilir, evreni çözmeye çalışabilir. Tabii ki buna bağlı olarak kendisinin nereden geldiğini de merak edip sorgulamak zorundadır. Bu çok doğal. Kanıtlar, belgeler hiç önemli değil. Bu konuda belki insan sayısı kadar teori olabilir. Ben sadece fizik açısından bir yorum yaptım. Kim bilir, belki de sizin düşündüğünüz gibidir.
![Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]](https://fizikist.com/uploads/img/uzay-calismalarinin-onemi.jpg "Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]")