Amelia Earhart’ı Aramak Mikroplastik Kirliliğin İzini Sürmeye Nasıl Yardımcı Olabilir

Amelia Earhart dünyanın çevresini dolaşmaya çalışırken ortadan kaybolduğunda, plastikler o kadar nadirdi ki, atıkları büyük şehirlerde bile küçük bir sorundu. Earhart'ın en son görüldüğü orta Pasifik'te plastik kirliliği fikri muhtemelen hayal bile edilemez görünüyordu. Yine de, Earhart'ın son konumuna ilişkin olası ipuçlarından birinin yeniden analizi, artık dünyanın en ücra köşelerine ulaşan bir sorunu çözme arayışında yan ürün oldu.

Earhart ve Fred Noonan'ın ortadan kaybolmasından elli yıl sonra, Earhart'ın zamanında Gardner Adası olarak bilinen Nikumaroro'da metal bir panel ve bir zamanlar uçaklarının bir parçası olabilecek diğer parçalar bulundu. Paneli incelemek için nötron radyografisini kullanarak, bilim insanları sonunda havacılığın en büyük gizemlerinden birini çözebilir.

Panel, The International Group for Historic Aircraft Recovery tarafından yapılan bir aramanın parçası olarak 1991'de bulunduğundan beri bir muamma. Earhart'ın Lockheed Electra'sının fotoğraflarında görülenlere benzeyen perçin çizgileri taşıyor, ancak eşleşme mükemmel değil. Belki, bu kadar uzak bir ada sık ziyaret edilmese de, başka bir uçaktan geldi veya belki de Electra'daki hasar bir onarım gerektirdi ve bulabildiğimiz tek şey değişen parçaydı.

Penn State Üniversitesi'nden Daniel Beck, Earhart'ın aranmasıyla ilgili bir belgesel izlediğinde, üniversitenin Breazeale Reaktörünün nötron ışınının panelin kaynağını belirlemek için gerekli olabileceğini düşündü.

Bazı insanlar bu panelin Amelia Earhart'ın başına gelenlerin gizemini çözmenin anahtarı olduğuna inanıyor. Nötron radyografi görüntüleri, görüntü üzerine bindirilmiştir.

 

Nötron radyografisi, nötronların bazı elementlerle etkileştiği, ancak diğerlerinden etkilenmediği ilginç gerçeğine dayanır. X-ışınlarından farklı olarak, bu yoğunluk tarafından belirlenmez. Beck bir açıklamada, "Bunun uygun olduğunu düşündük - aşınmış izlerin kalıntılarını veya boya parçacıklarını görebileceğimizden oldukça emindik." dedi. "İlk görüntüler gerçekten heyecan vericiydi, ancak gördüğümüzü düşündüğümüz şeyi doğrulamak için daha iyisini yapmamız gerektiğini biliyorduk. Zaten nötron görüntüleme tesisini yükseltme sürecindeydik, dolayısıyla panel, nötron radyografi yeteneklerimizi optimize etmek için mükemmel bir örnek sağladı."

Yükseltmeler, ekibin, ne kendilerinin ne de daha önce onu inceleyen diğerlerinin tespit edemediği, panele kazınmış harfleri ve sayıları görmesini sağladı. Penn State'den Profesör Kenan Ünlü, "Orijinal üreticiden olabilecek damgalı veya boyalı işaretlere benzeyen şeyler bulduk." dedi. “Ne anlama geldiklerini bilmiyoruz, ancak bunlar 30 yılı aşkın süredir çeşitli uzmanlar tarafından farklı bilimsel tekniklerle incelenen bu panelden elde edilen ilk yeni bilgiler."

Nötronlar şu karakterleri ortaya çıkarıyor: XRO, 3D, D24 ve 335 veya 385.

 

Panel ideal bir denek olarak ekibin reaktörünün hassasiyetini geliştirmesine olanak sağladı ve bir sonraki zorluğun üstesinden gelme kapasitesini arttırdı; mikroplastiklerin izini sürmek.

Doktora öğrencisi Alibek Kenges, nötron ışınlarını kum örneklerine uyguladı. Kenges, "Ortaya çıkan görüntü kumu hiç göstermiyor, ancak bir milimetreden birkaç milimetreye kadar olan mikroplastikler Noel ışıkları gibi parlıyor." dedi.

Mikroplastiklerin artık çevrede bol miktarda bulunduğunun keşfi iç karartıcı, ancak pek de şaşırtıcı değil. Kenges'in çalışmasının çığır açıcı olabileceği nokta, mikroplastiklerin olmadığı yerlerde yapılan çalışmalar, özellikle de filtrelerden geçmiş sudaki eksiklikleridir.

Mikroplastikleri atık sudan çıkaracak süzgeçler bulma arayışında, filtrelenmiş suda plastik parçacıkların varlığını belirlemenin etkili ve güvenilir bir yolu çok önemlidir. Aksi halde, hangi filtrelerin en iyi şekilde çalıştığını bilmemizin hiçbir yolu yoktur.

Mikroplastik çalışmalarının ön sonuçları, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın Radyasyon Bilimi ve Teknolojisi Uygulamaları konulu son konferansında sunuldu. Ancak ekip, tekniklerinin hala iyileştirilmesi gerektiğini biliyor. Earhart gizemini çözme arayışında kaydedilen ilerleme, ekibi hedeflerine kısmen ulaştırdı. Umarız, Earhart'ın aksine, sonuna ulaşmayı başarabilirler.

Bu içerik IFLSCIENCE’da yayınlanmıştır.