Birçok öğrenci öğrendiğini sanmak ile öğrenmek durumları arasındaki farkı genellikle sınavın hemen sonrasında anlarlar ancak iş işten geçmiştir, sonrası bütünleme, sonrası yaz okulu…
Sınava çalışırken çoğu zaman doğru olduğunu düşündüğünüz, ancak esasında pek bir işe yaramayan ve “öğrendiğini sanmak” ya da “çalıştığını sanmak” durumunu ortaya çıkaran teknikler geliştirirsiniz. Örneğin; oldukça yaygın bir biçimde, öğrenciler okudukları şeyi renkli kalemlerle çizerek (highlight) okurlar, ancak araştırmalar bu yöntemin hafızaya yardımcı olmadığını gösteriyor. Ve genellikle birçok öğrenci bir ders notunu daha ilk okumalarında neyin yeterince önemli olduğunu bilmeden cümlelerin üzerini renkli kalemlerle belirginleştirirler.
Bir başka efektif olmayan kavrama yöntemi ise tekrar okumaktır. Bunu yapmak öğrencilere söz konusu materyali her defasında daha iyi bildiği hissi verir. Oysa tekrar tekrar okumak, bir kişinin tamamen aynı şeyi tekrar tekrar anlatması gibidir. Sonunda mutlaka “evet, evet anladım” dersiniz. Fakat bir açıklamanın üzerinden defalarca geçmek o şeyi kendi sözcüklerinizle anlatabilmeniz ile aynı değildir.
Tekrar okumadaki sorunlar –söz konusu materyalden bir şey öğrenip öğrenmediğinizi bilmemek– bizi iyi bir çalışma tekniği geliştirmeye iter: Oto-test. Oto-test kişinin kendisini konuyla alakalı olarak teste tabi tutmasıdır. Çeşitli küçük kartlar ile kitabın konu sonu sorularını cevaplamak iyi bir oto-test olabilir.
Oto-testin iki temel faydası vardır. Birincisi, tekrar-tekrar okumak yerine, oto-test; kişinin daha fazla çalışmaya devam edip etmemesini anlamasına yarar ve neyin öğrenildiğine dair tutarlı bir ölçme yöntemi sağlar. İkincisi, öğrencilerin elde ettiği skorlar oto-testin söz konusu materyali hafızaya yerleştirme noktasında harika bir yol olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca bu yöntem materyali incelemek için harcanan zamana kıyasla çok daha verimlidir.
Bir diğer kullanışlı teknik ise; okuma sırasında periyodik olarak durup kendine şu soruyu sormak: “Bu metin içerisinde bu cümle neden doğru?” Hemen hemen hepimiz okuma yaparken çoğunlukla ne okuduğumuz hakkında düşünmeden gözlerimizi yalnızca kelimeler üzerinde gezdirdiğimiz zamanları deneyimlemişizdir. Her birkaç paragrafta durup, “Okuduğum yer kendi konteksi içerisinde neden mantıklı, neden doğru?” diye kendinize sormak düşünmeyi ve öğrenmeyi güçlendirir. Yani aslında tartışarak okumak (critical reading). Okuduğunuz şeyin kendi konteksi içerisinde ne kadar tutarlı ve neden doğru olduğunu kendinizle tartışarak okumanız beyninizde yeni bağlantılar kurulmasına yol açarak söz konusu materyalin kalıcılaşmasına sebep olur.
Üçüncü teknik ise; sıkıştırılmış bir çalışma yerine zamana yayarak çalışmaktır. Yani yazının en başında alıntıladığımız ve birçoğumuz deneyimlediği gibi “bir sınava sabaha kadar çalışmak” yerine onu zamana yayarak çalışmak daha verimlidir. Birçok araştırma, bir materyalin araya günler ve hatta haftalar koyarak tekrar gözden geçirilmesinin hafızayı sağlamlaştırdığını ortaya koyuyor. Ayrıca bu uygulama, öğretmenler için, örneğin mini sınavlar ya da ölçekler vererek önceki derslerde işlenen konuyu taramaları açısından güzel bir yöntemdir. Hafızada küçük yoklamalar yapmak öğrenmede büyük çıktılar oluşmasına sebep olabilir.
Herkese sınavlarında başarılar diliyoruz.
Kaynak
*Bilimfili - "Bir Sınava Hazırlanmanın En İyi ve En Kötü Yöntemleri Nelerdir?"
http://bilimfili.com/bir-sinava-hazirlanmanin-en-iyi-en-kotu-yontemleri-nelerdir/
Devrimci Hareket
Aslında sınavda başarılı olmanın bana göre sadece 4 kuralı var. 1- Yeterli zamana yaymak 2- Yeterli kaynağa sahip olmak 3- Çalışırken konsantre olarak çalışmak 4- Bol tekrar(Oto-test yöntemi ile) Bunlar yeterlidir kanımca.