Relatif kütle, bir yanılgıya yol açıyor bence... Sorunuzu yanlış anlamış da olabilirim.
(Iyi de isin icine nicin relatif kutle dahil edilmiyor?)
Kütle nasıl oluştu? enerji nasıl bir mekanizma ile yoğunlaştı.
Mevcut varsayımlar, su buharının ortam soğuması ile yoğunlaşması ile damlacıklara dönüşmesi gibi tarif ediyor.
Bence saçmalık.
Çünkü o zaman çok daha fazla enerji biriminin yoğunlaşması ve kütleye dönüşmesi gerekirdi.
Bu yüzden mevcut bilimsel varsayımlar üzerinden cevap veremiyorum.
Bana göre kütle, büyük patlama adlı etki sırasında titreşimlerinde "yıkıcı girişim" yapan bir grup kuantanın bir araya gelip oluşturdukları bir sistem. Bu sistemler daha sonra (büyük enflasyon sürecinde) Zaman ile etkileşime girip (zaman bana göre bir dalga ve aktardığı bir enerji değeri var.) düzenli titreşemeye ve spin kazanmaya başlıyorlar.
Bir bakıma deniz yüzeyindeki köpüklerin akıntı ile yol alırken, rüzgar ile ters yöne zorlanması gibi.
Bu iki etkinin arasında kalan ve direnç oluşturan sistemler, ilk parçacıkları oluşturuyor.
(Önemli bir kısmı dağılıyor çünkü bu iki kuvvet arasındaki duruşlarında bütünlüklerini koruyamıyorlar.)
Dalgasal Zaman tek yönlü ve sürekli akışı ile bu kuantaları açık durmaya zorluyor. Periodik olarak ve uyumlu olması nedeniyle, bu sabit.
Mevcut yaklaşımda, bunu Higgs alanı ile etkileşim olarak tanımlıyoruz.
Ancak kütle değerini esas belirleyen şey, bu kuantaların titreşim genlikleri. (Su da sapından çekiştirdiğiniz şemsiyenin kollarının açıklığına göre değişen direnç gibi)
İvmelenme sırasında nesneye ekstra enerji yükleniyor. (Yeni kuantalar). Bunlar var olanlar ile yapıcı girişim yapıp, titreşim genliklerini artırıyor. (Bu sefer Şemsiye kollarının uzatılması gibi...) Bu artan değeri relatif kütle olarak tanımlıyoruz. (Ya da düşük hızlarda, momentum)
Yoksa objenin ne madde miktarı artıyor, ne atom sayısı, ne de parçacık sayısı... Aksi halde, ya bu hız altında iken, ya da durduğunda yapısal bütünlüğünün bozulması lazım.
Çökmeye- tekilleşmeye başladığı zaman ise olayı tamamen, "sistemdeki enerji miktarı" açısından ele almak gerekiyor. Tekilleşeme, bu ünitelerin hiç bir titreşim yapamaması (ya da dışarıdan gözlemlenebilir titreşim olmaması- aralarında yıkıcı girişim yaparak) anlamına geliyor. Yoksa bir noktaya sıkışmak değil.
Bu yüzden bir alt sınırları var.
Zihin cimnastiği olarak: Her biri sadece 1 milim doğal titreşim yapan ve kenar uzunluğu 1 metre olan bir kübik alana, 1 cm çapında kaç top yerleştirebilirsiniz?
* Eğer hiç titreşim yapmasalardı, 100x100x100 = maksimum 1.000.000 adet sığardı.
* Eğer tek boyut üzerinde titreşim yapıyorlarsa (ileri-geri için +%10+%10) = 800.000 adet olurdu. (Hepsi doğal titreşim miktarını koruyor.)
* Ama eğer aralarında yıkıcı girişim yaparlarsa (faz farkı ile) (sadece 3 yüzeyde %10'luk titreşim alanına ihtiyaç olabilir)= 970.000 adet sığdırabilirsiniz. (Eğer hepsine %10 titreşim imkanı verilecekse tek boyut üzerinde)
Bence işte bu son kısmı tekilliği ifade ediyor.
O yüzden tüm sistemi kuanta olarak ele almak gerekiyor. Ve relatif kütle de bu şekilde sisteme dahil olmuş oluyor.
Schwarzschild hesaplaması sabit duran bir obje için. O yüzden dahil edilmiyor sanırım. Yoksa hareketli bir obje de,
Bunu ışık hızına yaklaşan bir objeye uygularsak bir süre sonra, onunda karadeliğe dönüşmesi bence kaçınılmaz.
Bu sanırım Kugelbiltz'in hesapta oluşmasını da açıklıyor.