Bilim İnsanlarının Dünyayı Dev Bir Gözlemevine Dönüştürme Planı Var
Bilim İnsanlarının Dünyayı Dev Bir Gözlemevine Dönüştürme Planı Var

Fiber optik kablolar okyanuslar boyunca uzanır ve iletişim sistemlerimizi idare etmek için yeraltına doğru kıvrılır ve bilim insanları bu geniş altyapı ağının başka bir amaçla kullanılabileceğini düşünüyor: Dünya yüzeyini aşağıdan gözlemlemek.

Spesifik olarak, mevcut fiber optik kablonun 1,2 milyon kilometresi, tüm dünyayı gerçek zamanlı olarak izlemek için uydular ve diğer uzaktan algılama araçlarıyla birleştirilebilir.

Bu fikrin arkasındaki ekip, fırtınaların ve depremlerin yanı sıra denizlerden geçen gemiler ve balinaların da bu şekilde takip edilebileceğini öne sürüyor. Ağ, kırık boru hatlarını tespit etmek için kullanılma potansiyeline bile sahip olabilir.

Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nden (NTNU) jeofizikçi Martin Landrø, "Bu, Okyanus-Yer bilimleri için oyunun kurallarını değiştiren küresel bir gözlemevi olabilir" diyor.

İzleme, fiber optik kabloların akustik algılama yetenekleri aracılığıyla yapılacaktır. Ses dalgalarının veya gerçek dalgaların neden olduğu kablolardaki herhangi bir esneme, hareketi ölçmek için alınabilir ve yorumlanabilir.

Bu, aynı ekipten bazıları tarafından geçen yıl Kuzey Kutbu boyunca balinaların izlenmesiyle gösterildi. 2020'de 44 gün boyunca, bilim insanları 120 kilometre uzunluğundaki bir su altı kablosuyla 800'den fazla balina sesini tespit edebildiler. Ayrıca 13.000 kilometre uzakta büyük bir fırtına tespit ettiler.

Tüm bunlar, Dağıtılmış Akustik Algılama (DAS) olarak bilinen bir kurulum ve sorgulayıcı adı verilen bir cihaz aracılığıyla mümkün oldu. Sorgulayıcı, fiber optik kablodan aşağıya bir ışık darbesi gönderir ve ardından herhangi bir esnemeyi algılar ve hassas bir şekilde ölçer.

Fotoğraf: Sistem, kabloları diğer sensörler ve aletlerle birleştirecektir. (Landrø ve diğerleri, Bilimsel Raporlar 2022)

Landrø, "Bu teknoloji uzun süredir var" diyor. "Ama son 5 yılda ileriye doğru büyük bir adım attı."

"Yani şimdi bunu 100 ila 200 kilometreye kadar olan mesafelerde akustik sinyalleri izlemek ve ölçmek için kullanabiliyoruz. Yeni olan şey bu."

Çalışma ile ilgili bazı sınırlamalar vardır: Sistem tarafından üretilen sonuçlar çok fazla gürültü içerir ve bu, örneğin sismometrelerde olduğundan daha zor sinyaller olduğu anlamına gelir. Ekstra bağlam eklemek için uydular gibi diğer algılama cihazlarının devreye girdiği yer burasıdır.

Bu da sürekli güncellenen bir teknolojidir. Şu anda DAS sorgulayıcıları, sinyalleri uzatmak için kullanılan fiber optik kabloların içindeki geçmiş bileşenleri 'göremiyor', ancak araştırmacılar bu sınırlamanın üstesinden gelmek için çok çalışıyorlar.

Ayrıca ekip, dünya çapındaki gözlem ağının diğer sistemlerin yerini alacağını değil, tamamlayıcısı olacağını vurgulamak istiyor. Bu kablolama çok kapsamlı olduğundan, olası bulgu sayısı çok büyük olabilir.

Araştırma Scientific Reports'ta yayınlandı.

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum