Beynin Genetik Kodu Kırıldı
Beyin bölgelerinin büyüklüğüyle bilişsel yeteneğin derecesi arasında bir bağlantı olduğu düşünülür. Büyük beyinleriyle dolayısıyla da gelişmiş bilişsel yetenekleriyle dikkat çeken insanların beyin yapıları kişiden kişiye farklılık gösterir.

Bunun neden böyle olduğuyla ilgili yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlar yeni ipuçlarını gözler önüne seriyor. Araştırmacılar önemli beyin bölgelerinin büyüklüğünün bazı genetik değişimler sonucu belirlendiğini ve farklılaştığını söylüyor.

Güney Kaliforniya Üniversitesi sinirbilimcilerinin liderliğini üstlendiği ENIGMA (Enhancing Neuro Imaging Genetics Through Meta Analysis) projesi kapsamında, sinir ve genom görüntüleme alanının geliştirilmesine yönelik olarak insan beyinleri arasındaki genetik çeşitliliğinin nedenleri üzerine çalışmalar yapılmış.

Proje kapsamında 33 ülkeden 300 bilim insanı beynin yapısını, işlevlerini ve hastalıklarını birtakım genetik bilgiler ve beyin görüntüleme işlemleri yardımıyla araştırmış. Sonuçları Nature dergisinde yayımlanan projede 30.000’den fazla insanın beyin MRI (manyetik rezonans görüntüleme) görüntüleri ve genetik bilgileri kullanılmış.

Beynin bir bölgesinin büyümesinin altında yatan en temel nedenin genetik etkenler olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, genetik materyalimiz olan DNA üzerinde incelemeler yaparken beynin zekâyla ilişkili kilit bölgelerinin DNA’larındaki tek harf (nükleobaz) değişikliklerine bakmış. Beyin dokusunda bireyler arası fark yaratabilecek sekiz harfte değişiklik olduğu bulunmuş. Bu değişikliğin beyin dokusunda yaklaşık %1,5 oranında küçülmeye neden olduğu ve küçülmenin derecesinin de mutasyona uğrayan gene bağlı olarak değiştiği belirtiliyor.

DNA dizilimindeki sekiz genetik değişikliğin hepsinin ön beyinde olduğu belirlenmiş. Ön beyin, kafatasının büyük bir bölümünü kaplar. Her türlü duyu, algı, duygu, motivasyon, dil, öğrenme, düşünme gibi ileri düzey zihinsel işlevlerden sorumludur. DNA harflerinin mutasyona uğradığı genlerden bir tanesi olan KTN1 geni, sinir hücrelerinin nereye gideceğini ve hangi sinir hücreleriyle bağlantı yapacağını belirliyormuş. Bunun dışında kalan iki DNA harfi değişiminin de kolon veya bağışıklık sistemi kanserlerinde görev alan ve bu bölgedeki hücrelerin sayısını düzenleyen genlerle bağlantılı olduğu görülmüş. Diğer beş genetik değişimin ise programlanmış hücre ölümü engelleme gibi çok sayıda temel hücresel işlevlerle bağlantılı olduğu belirlenmiş. Keşfedilen sekiz değişimin yer aldığı genlerin çoğunun beyin gelişimi esnasında faaliyette olduğu ve şizofreni, otizm gibi çok sayıda sinir hastalığıyla ilişkili olabileceği düşünülüyor. Araştırmanın sonuçları bazı önemli hastalıkların mekanizmasının daha iyi anlaşılması ve etkin tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi açısından hayli önemli.

Kaynaklar

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum