Boyut kavramı matematiksel ve fiziksel olarak ayrı tanımlanmıştır. Fiziksel anlamda diğer boyutlar bilim insanlarının isimlendirmelerinden ibaret. Gerçekliklerine dair bir şey yok. Matematiksel anlamda boyut ise belirtilen faktör uzayının derecesidir. Mesela p(x, y, z) = t için uzay 4. boyuttadır.(x, y, z, t : 4) Şimdi diyeceksiniz ki p nin grafiğini çizsek 4 boyutlu bir cismi mi göreceğiz. Cevap evet. Ancak ne yazık ki gerçek halini değil 2B düzeleme iz düşüm matrisini göreceğiz. Buna projeksiyon denir. Günümüzde 3D oyunlar oynarken aslında 2D bir düzleme (pc ekranı) bakıyorsunuz ve görüntüyü 3. boyutta algılıyorsunuz. Aslında gördüğünüz şey bir iz düşüm vektörüdür. Vulkan, opengl gibi motorlar bu işi halleder. Ancak hiçbir gözlemci kendi içinde bulunduğu boyutuna eşit veya büyük bir boyutu algılayamaz. (3. Boyutu algılamıyoruz yalnızca hücrelere(düzleme) ışığın vurması sonucu bir projeksiyon algımız var). Eğer 4B bir vektörü (cismi) iki kez yansıtırsanız bunun 2B deki karşılığını görürsünüz. Bir insanın 2 boyut dışındaki başka herhangi bie boyutu görmesi imkansıdır. Bunun için beynin tamamen baştan farklı koşullar altında evrimleşmesi gerekirdi ama bu olmadı çünkü fiziksel uzayımız 3 boyutludur. Popüler bilim yazılarıyla büyümüş çoğu kimse gerçekte boyut derken ne kastettiklerini bilmezler. Fiziksel anlamdaki 3 boyut matematiktekiyle aynıdır. Ama bunun sebebi matematik değil, evrendeki vektörlerin 3 yönelimi olmasıdır. Yönelim = boyutur. Gerçek anlamda neyden bahsettiğimi bilmeniz için türev kavramını özümsemiş olmanız gerek. Kavram karmaşasına düşüyorsunuz.