Tekrar Merhaba :-)
Birbirinden uzaklaşan şey atomlar değil. Onlar bir arada.
Kütle çekimi onları bir araya topluyor ve tutuyor.
Sizin örneğinizden yola çıkarsak; 2 boyutlu olarak ele alırsak. Lastiğimiz uzay zaman dokusu oluyor. Bildiğimiz lastikten farkı, sonsuz esneklikte olması ve (bu tamamen benim varsayımım, bilimsel bilgi değil) zamanın fraktal bir bir şekilde uzay dokusu ile içiçe geçmiş olması. Yani ne kadar esnetirseniz o kadar esner.
Atomlarda bu lastiğin üzerindeki ayrı-bağımsız parçacıklardır.
Siz lastiği çektiğinizde, parçacıkların içinde de genişleme olmaz. Zaten bu konuda uzaydan bağısmsızdırlar. Çünkü atomları bir aradadır. Ama iki ayrı parçacık var ise, bunlar birbirlerinden göreceli olarak uzaklaşır.
Bu mesafe ne kadar büyükse ayrılma o kadar gözlemlenir.
Yoksa evrenin genleşmesi ile güneş sistemindeki cisimlerinde birbirinden uzaklaşması gerekirdi. Oysa bağlı oldukları güneşin kütle çekimi altında tek bir sistem olarak hareket ettikleri için olmuyor. Aynı şey samanyolu içinde, güneş sistemimize karşı geçerli.
Şimdi içiçeliği biraz daha kavramak için 3 boyutlu örneğe geçelim.
Bir su havuzunun balon olduğunu düşünün. Tam ortasına bir boru getirip açın. Su her yöne doğru genişleyecektir. Suyun içine çeşitli yoğunluklarda parçacıklar atın. Bu parçacıklar atomlarımızı temsil ediyor. Ve bu sefer uzay-zaman dokusu ile içiçe...
(Sizin sorunuzun temelinde de bu iç içelikteki mantığı sorgulamak var sanırım)
Eğer yer çekimi olmayan bir ortamda yaparsanız bu deneyi, tam küre olur balonunuz ve içindeki parçacıklarda her tarafında dağılır. (Ama homojen olmaz.)Genleşme esnasında parçacıkları izlerseniz, tekrar parçalarına ayrılmadıklarını ama birbirlerinden uzaklaştıklarını gözlemlersiniz. Ayrıca bazı parçacıkların birleştiklerini ve daha büyük bir kütle alanına hitap ettiklerini de görürsünüz.
Hatta eğer suyunuzda yoğunluk farkıyla renk değiştirme özelliği olsaydı, büyük parçaların genleşme esnasında suyu daha fazla büktüklerini bile görebilirdiniz. :-)
Saygılarımla