Astrobiyolojik açıdan bakarsak Ceres, diğer yaşamı desteklemesi muhtemel gezegenlerle kıyaslandığında hiçbir açıdan eksik kalmıyor. Bildiğimiz şekliyle hayat için elzem olan 3 farklı bileşen var. Bunlar; su, bir enerji kaynağı ve belirli kimyasal temel elementler (bahsedilen elementler ise karbon, hidrojen, nitrojen, oksijen, fosfor ve sülfür). 950 kilometre genişliğindeki cüce gezegen Ceresin genel yoğunluğu esas alındığında (Dünyanın 5,5 g/cm3 lük yoğunluğuna nazaran Ceresin genel yoğunluğu sadece 2,09 g/cm3) bünyesinde çokça miktarda su bulundurduğu düşünülüyor.
Bilim insanları tarafından kabul edilen düşünce, Ceresin katı bir çekirdeğinin olduğu ve mantosunun buz ve sudan oluştuğu yönünde. Aynı zamanda, bahsi geçen cüce gezegenin yüzeyinde su içeren minerallerin gözlemlendiğini de ekleyelim. Li, açıklamalarının devamında Ceresin hacminin %40 civarında sudan oluştuğunu düşünmüyor değiliz dedi ve Ceres, iç güneş sisteminde Dünyadan sonraki en büyük su rezervi, lakin şu anda bahsi geçen suyun ne kadarının sıvı olduğu kesinlik kazanmış değil diye ekledi.
Enerji açısından bakıldığında, Güneşe sadece 2,8 astronomik birim (AU) (Bir astronomik birim (AU) Güneş ile Dünya arasındaki mesafe olan 150 milyon kilometreye muadildir) uzaklıkta olması sebebiyle Ceresin hatırı sayılır miktarda güneş enerjisine erişimi var diyerek sözlerine devam etti Jian-Jang Li. Oysa Europa ve Enceladus, Güneşe sırasıyla 5,2 ve 9 AU mesafede bulunuyorlar. Europa ve Enceladus iç ısılarını gelgitlerden üretebilmek gibi ilginç bir özelliğe sahipler, bu sayede donmuş okyanus yüzeyinin altındaki suyu sıvı formunda muhafaza edebiliyorlar ve aynı zamanda bu eşsiz özellikleri sayesinde su buharı kümeleri oluşturuyorlar.
Aynı su buharı kümelerinin Cereste de gözlemlenmesi, donmuş dış katmanının altında yatan bir okyanus olması ihtimalini akla getiriyor. Li, konuşmasının devamında Ceresin gaz kümeleri iç ısının var oluşu teorisini desteklemeye yetmiyor, şu anda bu konu hakkında bildiğimiz şeyler kısıtlı diyerek; böyle bir ihtimalin olması, bu teorinin tamamıyla doğru olduğu anlamına gelmiyor, çünkü bu tip gaz kümelerinin oluşumu, Güneşin ışınlarına tabi tutulup süblimleşen ve uzaya doğru yol alan donmuş tabakadan da gelebilir mesajını veriyor.
Dawn, bu ilkbaharda Cerese ulaşınca kafamızdaki belirsizliklerin çoğunu gidereceğe benziyor. 2011 yılının Temmuz ayından 2012 yılının Eylül ayına kadar devasa asteroid Vestanın yörüngesine oturan araç, 2015 Temmuzunun sonuna kadar kalacağı Ceresin yörüngesinde, gezegenin jeolojisi ve termal durumu hakkında önemli bilgileri Dünyaya ulaştıracak. Bu görevde yeryüzü temelli aletler de hayli önem taşıyor.
Örneğin Atacama Büyük Milimetre/Milimetre-altı Dizisinin (ALMA) Ceresten daha derini inceleyebilme gibi bir yetisi var, bu da gezegenin oluşumuna ve termal koşullarına daha fazla ışık tutmamıza olanak sağlayacak, bu Ceres görevinin çok büyük bir tamamlayıcısı konumunda. diyerek konuşmasına devam eden Li, Ceresin Dünyaya yakınlığı, gelecekteki görevler için bu cüce gezegeni hayli ilgi çekici bir hedef yapıyor diyerek konuşmasını noktaladı.
0 yorum