Evren sonsuz mudur sorusunun cevabı muhakkak ki \'\'sonludur\'\' olmalıdır. Gerek bilimde gerekse dini ispatlarda, basit bir mantıkla, \'\'evrenin oluşumu\'\' diye bir tabir kullanılıyorsa ve düşünüleceği gibi oluşmuş bir varlığın sonu ve miktarı var demektir. Bu miktar ne ile sınırlandırılmış, bizim sadece bunun cevabını bilmeye ihtiyacımız vardır. Bence bunu denemek bizi bir adım ileriye götürecek bir yoldur. Kur\'anda bahsedildiği gibi: Biz göğü büyük bir kudretle bina ettik ve şüphesiz ki biz onu genişleticiyiz\'\' ( Zariyat 51/47 )
\"O inkâr edenler görmüyorlar mı ki başlangıçta göklerle yer birbiriyle bitişikken, biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı?\"(Enbiya, 21/30)
Dinden konuşmayalım sadece ilimle konuşalım diyecek ya da düşünecek değerli arkadaşlarıma da söylemek isterim ki,
\'\'Vicdanın ziyası ulum-u diniyedir. Aklın nuru fünun-u medeniyedir. Bu ikisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder. Bu iki cenah talebenin himmetini pervaz eder. İftirak ettikleri vakit birinciside taassup, ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder.
Risale-i Nur.
Demem o ki din ile bilim bir aradadır. Kur\'andan yola çıkılarak araştırmalarımızda ileriye büyük bir adım daha atabiliriz. Bilim insanı da her türlü teoriyi göz önünde bulunduran araştırıcı insandır.