Sayın İshak Dede Sezer, daha önce de dil ile bazı sorularınız ve düşünceleriniz oldu. Hemen hemen hepsinde size hak veriyorum. Kendi açımdan bir kaç ekleme yapmak istiyorum... _________
Dil kaynak olarak içinde bulunduğu toplumun kök kültürüne dayanır. Yani göçebe bir kavim ile yerleşik bir kavim'in dil gelişimi de medeniyetleri de farklı olur. ___________
Bizler, yani Türkçe konuşup düşünenler göçebe bir kavmin dilini konuşuyoruz. Şu anki Türkçe'mizle İzmir'den Çin sınırına kadar bir gezi yapsak, bir iki ağız değişikliğini öğrendikten sonra rahatça gezebilir, meramınızı anlatabilirsiniz... Türkçe kökten türetme, ön ek, son ek ve diğer parçalarla müthiş esnek ve uyumlu bir dil. Örneğin "(Çekoslavakya)lılaştıramadıklarımızdanmısınız?" kelimesinin içerdiği anlam zenginliği benim için hep güzel bir örnek oldu. Tek bir kelime ile bir çok durumu ve sorguyu aktarmak mümkün.... Aynı yapı diğer dillerde nasıl olur bilmiyorum ama batı dillerinde koca bir cümle gerekir bu kelime için... Bu yüzden kelimelerin değişmemesi düşüncesine pek katılamıyorum. Zaten günümüzün bilim dili artık İngilizce oldu. O da başka dillerden kelime almaktan pek rahatsız bir dil değil..._________ Yerleşik yaşamda ise insanların sürekli aynı bölgede oturuyor olması nedeniyle ve toplu yaşamın getirdiği yeni kavramları adlandırma ihtiyacından yeni kelimeler türetmeleri de böyle oluyor. Yaşadıkları ortama göre yeni tanımlamalarda bu şekilde üretiliyor. Eskimoların kar için, Arapların çöl kumu için onlarca hatta yüzlerce kelime kullanması gibi. Ya da denizcilerin kendi meslek dilleri gibi... __________ Bizler göçebelikten yerleşik hayata geçtiğimizde, gündelik kullanım kelimeleri dışında kalan kavramların karşılığı bir çok kelimeyi ithal etmişiz. Türetme yerine çok daha kolay gelmiş. Osmanlıca gibi yapay bir dil bunun en uç örneklerinden olmuş. Ancak her dil, aynı zamanda toplumun düşünce mantığından etkilenir ve düşünce yapısını da biçimlendirir.
Bu da Türk toplumunun diğer Ortadoğu toplumlarından farklı kalmasında etkili olmuştur. Yine de Arapça ve Farsçanın etkisi hala küçümsenmeyecek ölçüdedir.
Önemli olan bu kelimeleri dilden çıkartmak değil, Türkçeleştirmektir. Yani arkalarındaki kavramların doğru ve isabetli olmasıdır.
Yabancı dille eğitimi sormuştunuz… Şahsen, Türkçe’yi ve kavramlarını doğru düzgün öğrenmemiş birisinin, yabancı bir dildeki kavramları doğru anlayacağına ve anlatacağını düşünmüyorum.
Olay sadece ezberleme olayı değil… Kelime ile insanın kafasında bazı kavramların, kelimelerle anlatılamayacak düşüncelerinde ateşlenebilmesi lazım.
Bunun için Türkçe’yi kavramadan başka bir dille eğitim nafile bir eğitimdir. İnsanın (eğitimcilerin ve eğitilenlerin) kendisini kandırmasıdır. ________
Kendi dilimizi anlayıp kullanabildiğimiz ölçüde, başka bir dili anlayabilir ve kavrayabiliriz. Hangi kelimenin kafamızdaki hangi kavrama karşılık geldiğini anlamadan, yazdıklarımız da anlattıklarımızda hedefinden uzak olur.
Neden? Türkçe bilim dili olmaz mı? Olabilir. Ama tek bir ana şartı var. Gelişen ve devinen bir SANAT anlayışı... _________
Bilim tek başına kavramlar, bakış açıları üretemez. Gündelik hayatı gözlemleyip, onu kavramak için farklı düşüncelere ve bakış açılarına açık olmak zorundadır. En önemlisi de sanat ve kültür birikimi şarttır. Sanattaki birçok eser, bilimcilere farklı bakışlar geliştirmelerinde, ilham almalarında faydalı olmuştur. Resim, heykel, felsefe, mantık, müzik ama özellikle kaliteli müzik hep görüş açılarını zenginleştiren konulardır.
Sinema veya diziler, insanlara yeni bir bakış açısı kattığı zaman sanat eseridir. Aksi halde ...______________
Türkçe’nin bugüne kadar bilim dili geliştirme de eksik kalmasının ana nedeni de budur bence. Sanatın ciddi anlamda ihmal edilmiş, sadece zevk ve haz boyutunda eğlenceye dönüştürülmüş olmasıdır.
Atatürk devrimleri ile aldığımız birkaç karış yol bile aşınmaya başlamıştır. Sanat bir zevk unsuru değil, toplumsal bir ihtiyaç ve tercih olmadıkça da bilimsel anlamda gerçek bir ilerleme yapamayız.
Dilimizde, değişen dünyadaki yeni kavramlara hazırlıksız olarak, kendi kelimelerini üretemeden, mevcut yabancı karşılıkları ile bunları kullanır. ___
Örneğin, bilgisayar ile ilgili terimler, ülkemizde bilgisayar kullanımından 10 yıllar evvel üretilmiş olmasaydı, bugün birçok bilgisayar kavramı için İngilizce karşılıklarını kullanır olurduk. (Gerçi bazı kişiler İngilizcelerini kullanıyor ve bu kulak alışkanlığı yapıyor ki dikkatime rağmen bende aynı kelimeleri sarf ediyorum :- (