Çok uzağa gitmeye gerek yok, her bir beden, kendi gerçekliğini yaratabilme kapasitesi ile var olmakta olduğunu düşünüyorum. Newton, bir bilim adamı değil de bir hayalperest olsa, ya da yazar, yerçekimini, hayali bir canavar olarak düşünür, elmanın kütle çekimden değil de, görünmeyen bir canavarın elinin elmayı tutup toprağa doğru çektiğini söyleyebilirdi. Ve matematiğin gün yüzünde olmadığı dünyaya mantıklı gelse idi bu fikir, artık herkes fikirlerini, görünmez bir varlığın, topraktan uzak olan şeyleri canı istediği zaman yakalayıp kendine doğru çekiyor olduğu üstünden kuracaktı. Ama matematik var ve bunun nasıl olduğunu karalayabiliyoruz. Peki ya bizim matematiğimiz, başka bir algı türüne, hayali bir canavar olduğunu düşlemek kadar, garip geliyor ise ? Sanırım bu çeşit bir algıya, neden sorularının cevapları verilmeye başlandığı zaman ulaşabileceğiz. Mesela domates neden mavi değil de yeşil veya kırmızı gibi, ya da maydonoz neden sarı değil de yeşil gibi ? bunların cevabı elbet "şu şu pigmentlerin şu şu denklemlerinden" gibi bir cevap olabilir, ama yine neden sorusuna gerçek bir cevap vermemektedir.